look on - Turkish English Dictionary
History

look on

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "look on" in Turkish English Dictionary : 8 result(s)

English Turkish
General
look on v. seyirci kalmak
look on v. olarak görmek
look on v. katılmadan seyretmek
look on v. bakıp durmak
look on v. seyretmek
look on v. gözüyle bakmak
look on v. bakmak
look on v. izlemek

Meanings of "look on" with other terms in English Turkish Dictionary : 106 result(s)

English Turkish
General
look on the bright side v. iyimser olmaya çalışmak
look down on v. tepeden bakmak
look in on v. kısa bir ziyaret yapmak
look with favour on v. hoşgörmek
look down on v. hor görmek
look with favour on v. hoş karşılamak
look down on v. küçük görmek
look down on v. aşağı görmek
look down on v. küçümsemek
look back on v. geçmişe dönüp bakmak
look back on v. anımsamak
look down on v. hakir görmek
look on someone as mad v. deli yerine koymak
look down on v. yukarıdan bakmak
look back on v. yeniden gözden geçirmek
be on the look-out for v. aramak
look down on v. -e tepeden bakmak
look on the bright side v. polyannacılık oynamak
look back on one's accomplishments with satisfaction v. geriye dönüp baktığında başarılarından memnun olmak
look favourably on v. -e iyi gözle bakmak
Phrasals
look in on somebody v. birini ziyaret etmek
look on someone as something v. birini bir şey olarak görmek
look on with v. başkası ile aynı kitaptan okumak
look in on somebody v. birine uğramak
look on with v. birisiyle aynı kitaptan okumak
look in on someone v. birini ziyaret etmek (özellikle hasta veya yardıma ihtiyacı varsa)
look on/upon with v. gıpta (veya) kıskançlıkla bakmak
look on something as something v. -e olarak görmek
look on with someone v. (kağıda/deftere vb) birisiyle bakmak
look on something v. (pencere/balkon vb) (bir yere/şeye) bakmak
look out on to something v. (pencere/balkon vb) (bir yere/şeye) bakmak
look out on v. bir tarafa yönelmek
look out on v. belirli bir yöne bakmak
look in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) uğramak/bakmak
look in on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kapıdan bir bakmak
look in on (someone or something) v. uğrayıp (birini/bir şeyi) kontrol etmek
look in on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) uzaktan kontrol etmek
look on (someone or something) as (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek
look on (someone or something) as (something) v. (birine/bir şeye bir şey) gözüyle bakmak
look on as v. olarak görmek
look on as v. gözüyle bakmak
look on as (something happens) v. (olan bir şeye) seyirci kalmak
look on as (something happens) v. (olan bir şeyi) öylece durup seyretmek
look on as (something happens) v. (olan bir şeyi) elinden bir şey gelmeden izlemek
look on as (something happens) v. (olan bir şeyi) seyretmek/izlemek
Proverb
whether a thing is worth doing or not really depends on how you look at it bir şeyin yapmaya değer olup olmadığı ona nasıl baktığına bağlıdır
Colloquial
look on the bright side expr. iyi tarafından bak
on the look-out expr. tetikte
Idioms
blank look on (one's) face n. bomboş bir ifade
blank look on (one's) face n. ifadesiz bir surat
blank look on (one's) face n. boş bakışlar
blank look on (one's) face n. (birinin) yüzündeki boş ifade
blank look on (one's) face n. alık surat
blank look on (one's) face n. (birinin) yüzündeki anlamamış gibi bir ifade
blank look on (one's) face n. (birinin) yüzündeki kayıtsız/umursamaz ifade
look on the bright side v. olaya iyi yönünden bakmak
look back on v. arkasına/geriye dönüp bakmak
look like a saddle on a sow v. çok ilgisiz (yakışıksız) durmak
look like a saddle on a sow v. hiç uymamak/yakışmamak
be on the look v. gözü üstünde olmak
look back on v. geçmişe/geriye dönüp bakmak
look on the bright side of things v. işi iyi tarafından almak
look on the bright side of things v. konuya iyi tarafından bakmak
look like a saddle on a sow v. kel alaka olmak
look on the bright side v. olumlu tarafından bakmak
look good on paper v. kağıt üzerinde iyi olmak
look good on paper v. kağıt üzerinde iyi görünmek
look down on v. tepeden bakmak
look down on others v. (insanlara) tepeden bakmak
look kindly on somebody/something v. birini/bir şeyi onaylamak
look kindly on somebody/something v. birine/bir şeye sıcak bakmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) anlayışlı yaklaşmak/bakmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) onaylayıcı bir tavırla yaklaşmak/bakmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) memnuniyetle bakmak/yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) hoşgörülü bakmak/yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) hoşnut olarak yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) hoşnut/hoş bakmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıcak bakmak/yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) olumlu bakmak/yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) merhametli yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) iyi/yumuşak bakmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) iyi/yumuşak yaklaşmak
look kindly on (someone or something) v. (birine/bir şeye) nezaketle/kibarca yaklaşmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayata/durumlara) iyi tarafından bakmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayata/durumlara) olumlu tarafından bakmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayata/durumlara) neşeli yaklaşmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayata/durumlara) aydınlık tarafından bakmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayatta/her şeyde) olumlu yanlara odaklanmak
look on the sunny side (of life/things) v. (hayatta/her şeyde) iyi yanlara odaklanmak
be on the look out v. kollamak
be on the look out v. bakar olmak
be on the look out v. aramak
be on the look out v. araştırmak
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) küçük görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hor görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) küçümsemek
look down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) tepeden bakmak
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) hakir görmek
look down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) aşağı görmek
(look on) with a jaundiced eye expr. kem göz
(look on) with a jaundiced eye expr. kem gözle (bakmak)
(look on) with a jaundiced eye expr. fesatlıkla/kıskançlıkla (bakmak)
(look on) with a jaundiced eye expr. düşmanca (bakmak)
Speaking
don't look down on me expr. beni küçümseme
don't look down on me expr. beni aşağı görme
it all depends on how you look at it expr. nasıl baktığına bağlı