English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | major source n. | ana kaynak | ||
In fact, our inability to embrace diversity becomes a major source of conflict among peoples. Aslında çeşitliliği kucaklamaktaki yetersizliğimiz, halklar arasındaki çatışmanın ana kaynağı haline gelmektedir. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | major source of pollution n. | başlıca kirlilik kaynağı |
Technical | ||
Technical | major noise source n. | ana gürültü kaynağı |