my time - Turkish English Dictionary

my time

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "my time" with other terms in English Turkish Dictionary : 45 result(s)

English Turkish
General
at my time of life adv. benim yaşımda
in my free time adv. boş zamanlarımda
in my spare time adv. boş zamanlarımda
Colloquial
for the first time in my life expr. hayatımda ilk defa
for the first time in my life expr. hayatımda ilk kez
for the first time in my life expr. ömrümde ilk kez
having the time of my life expr. hayatımın en güzel dönemini geçiriyorum
having the time of my life expr. hayatımın en güzel zamanlarını/anlarını yaşıyorum
Idioms
in my copious free time expr. bir ara (bakarız)
I don't have time to catch my breath expr. kafamı kaşıyacak vaktim yok
at my time of life expr. benim yaşımda
in my copious free time expr. bir ara
in my copious free time expr. zaten çok bol olan boş zamanında (kinayeli bir ifade)
Speaking
I want to spend time with my family expr. ailem ile vakit geçirmek istiyorum
I want to spend time with my family expr. ailemle vakit geçirmek istiyorum
I read books in my free time expr. boş zamanımda kitap okurum
I read books in my spare time expr. boş zamanlarımda kitap okurum
I read books in my spare time expr. boş zamanımda kitap okurum
I read books in my free time expr. boş zamanlarımda kitap okurum
this is my first time in istanbul expr. bu istanbul'a ilk gelişim
I don't have time to catch my breath expr. başımı kaşıyacak vaktim yok
this time it wasn't my fault expr. bu sefer benim hatam değildi
I don't have time to catch my breath expr. çok meşgulüm
I don't have time to catch my breath expr. çok yoğunum
I haven't talked about my feelings for a long time expr. duygularım hakkında uzun zamandır konuşmadım
it's my time of the month expr. günümdeyim
I'm having the time of my life expr. hayatımın en güzel dönemini geçiriyorum
I'm having the time of my life expr. hayatımın en güzel zamanlarını/ anlarını geçiriyorum/yaşıyorum
this is my time off expr. mesai saatim dışındayım
this is my time off expr. mesai saati dışındayım
I don't have time to catch my breath expr. nefes alacak vaktim yok
it's my time of the month expr. reglim
it's my time of the month expr. regl olmuşum
you're just wasting my time expr. zamanımı harcıyorsun
don't waste my time expr. zamanımı boşa harcama
you're wasting my time expr. zamanımı harcıyorsun
you're wasting my time expr. zamanımı alıyorsun
you're just wasting my time expr. vaktimi harcıyorsun
you're wasting my time expr. vaktimi harcıyorsun
you're just wasting my time expr. zamanımı alıyorsun
I spent time with my friends expr. arkadaşlarımla vakit geçirdim
I like to read gripping novels in my free time expr. boş zamanlarımda sürükleyici roman okumayı severim
I like to read gripping novels in my spare time expr. boş zamanlarımda sürükleyici roman okumayı severim
I like to read novels in my free time expr. boş zamanlarımda roman okumayı severim
I like to read novels in my spare time expr. boş zamanlarımda roman okumayı severim