English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | nest in v. | -e yuva yapmak |
Phrasals | nest in v. | içine yuva yapmak |
Phrasals | nest in v. | -e sokulmak |
Phrasals | nest in v. | içine sokulmak |
Phrasals | nest in v. | '-e yerleşmek |
Phrasals | nest in v. | içine yerleşmek |
Phrasals | nest in v. | '-e sığınmak |
Phrasals | nest in v. | içine sığınmak |
Phrasals | nest in v. | güvenli bir şekilde içine sokulmak/sığınmak |
Phrasals | nest in v. | -e yerleştirmek |
Phrasals | nest in v. | içine yerleştirmek |
Phrasals | nest in v. | güvenli bir şekilde içine yerleştirmek/oturtmak |
Phrasals | nest in v. | içine oturtmak |
Phrasals | nest in v. | '-e sıkıca sarmak |
Phrasals | nest in v. | içine sıkıca sarmak |
Phrasals | nest in v. | -de yuvalandırmak |
Phrasals | nest in v. | içine/içinde yuvalandırmak |
Phrasals | nest in v. | '-e yuva yapmasına yadım etmek |
Phrasals | nest in v. | içinde yuva yapmasına yadım etmek |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | nest in something v. | (bir şeyin içine) yuva yapmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | cuckoo in the nest n. | başkasının işine burnunu sokan kimse | ||
Idioms | a cuckoo in the nest n. | yuvadaki yabancı | ||
Idioms | a cuckoo in the nest n. | zurnanın son deliği/dış kapının mandalı/evdeki yabancı | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | bird nest shaped pastry with nuts in thick syrup n. | bülbül yuvası |