on your hands - Turkish English Dictionary
History

on your hands



Meanings of "on your hands" in Turkish English Dictionary : 8 result(s)

English Turkish
Idioms
on your hands expr. ilgilenmesi gereken
on your hands expr. çözmesi gereken
on your hands expr. önünde
on your hands expr. elinde yapması gereken (iş)
on your hands expr. elinde
on your hands expr. sorumluluğunda
on your hands expr. gözetiminde
on your hands expr. sorumluluğu altında

Meanings of "on your hands" with other terms in English Turkish Dictionary : 40 result(s)

English Turkish
Colloquial
keep your hands on the wheel expr. ellerini direksiyondan ayırma
keep your hands on the wheel expr. ellerin direksiyonda olsun
Idioms
time on your hands n. boş zaman
time on your hands n. boş vakit
get your hands on someone v. birini yakalayıp/enseleyip cezasını vermek
lay your hands on someone v. birini yakalayıp/enseleyip cezasını vermek
get your hands on something v. bir şeyi ele geçirmek/elde etmek
get your hands on something v. bir şeye el koymak
lay your hands on something v. bir şeyi ele geçirmek/elde etmek
lay your hands on something v. bir şeye el koymak
get/lay your hands on somebody v. birini yakalamak
get/lay your hands on somebody v. birini ele geçirmek
get/lay your hands on somebody v. birini enselemek
get/lay your hands on something v. bir şeyi elde etmek
get/lay your hands on something v. bir şeye sahip olmak
have blood on your hands v. elini kana bulamak
have blood on your hands v. eli kana bulanmak
have blood on your hands v. birini öldürmek
have blood on your hands v. ölümünden sorumlu olmak
have someone's blood on your hands v. elini kana bulamak
have someone's blood on your hands v. eli kana bulanmak
have someone's blood on your hands v. birini öldürmek
have someone's blood on your hands v. ölümünden sorumlu olmak
have time on your hands v. boş zamanı olmak
have time on your hands v. boş vakti olmak
have time on your hands v. elinde zaman olmak
have time on your hands v. yapacak işi olmamak
sit on your hands v. hiçbir eylemde bulunmamak
sit on your hands v. hiçbir şey yapmamak
sit on your hands v. kılını kıpırdatmamak
sit on your hands v. parmağını kıpırdatmamak
sit on your hands v. kayıtsız kalmak
sit on your hands v. harekete geçmek için doğru zamanı beklemek
sit on your hands v. aceleye getirmemek
time hangs heavy (on your hands) v. zaman geçmek bilmiyor
time hangs heavy (on your hands) v. zaman geçmek bilmemek
time lies heavy (on your hands) v. zaman geçmek bilmiyor
time lies heavy (on your hands) v. zaman geçmek bilmemek
on your hands and knees expr. ellerinin ve dizlerinin üstünde/üstüne
on your hands and knees expr. dört bacağının üstünde/üstüne