onların - Turkish English Dictionary
History

onların



Meanings of "onların" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
onların they [dialect] adj.
onların their pron.
onların theirs pron.
onların theirn [dialectal] pron.

Meanings of "onların" with other terms in English Turkish Dictionary : 71 result(s)

Turkish English
General
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı patriality n.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi frankalmoigne n.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi tenure by free alms n.
britanya ve galler'in roma dönemi öncesi halkı ve onların soyundan gelen celt n.
sadece üyelerini ve onların davetlilerini kabul eden, üyelerinde mekanın anahtarının bulunduğu bir gece kulübü key club n.
(japonya'da) eski samuraylar ile onların aileleri ve torunlarından oluşan bir sosyal sınıf shizoku n.
cajunlar ve onların kültürleri ile alakalı cajun adj.
kenanlılarla ve onların konuştukları dil veya kültürleriyle ilgili canaanite adj.
sadece maddi olayların anlaşılabileceğini ve manevi meselelerin veya onların nihai sebeplerinin bilinmesinin imkansız olduğunu düşünen nescient adj.
faeroe adaları, onların sakinleri veya faroe diliyle ilgili faroese, adj.
faeroe adaları, onların sakinleri veya faroe diliyle ilgili faeroese adj.
onların en önemlisi chief among them adj.
onların hepsi to a man adv.
onların bazıları some of them pron.
onların çoğu most of them pron.
Phrases
çoğu(onların) a lot of them expr.
işte onların bir listesi here is a list of them expr.
sorgulamak onların işi değil theirs not to reason why expr.
Colloquial
(onların) hiçbiri none of them n.
canına oku onların sock it to them expr.
Idioms
genç bir çift görüşürken onların başında/yanında duran üçüncü kişi olmak pick gooseberry [obsolete] v.
Speaking
burada onların hiçbiri yok there is none of that here expr.
onların evi their house expr.
onların seni bezdirmesine izin verme don't let them wear you down expr.
onların gizli silahı their secret weapon expr.
onların yeni bebekleri oldu they have just had a baby expr.
onların kim olduğunu bilmiyorum I don't know who they are expr.
onların seni kandırmasına izin verme don't let them fool you expr.
onların seni aldatmasına izin verme don't let them fool you expr.
onların yardım edip edemediğini gör see if they can help expr.
onların yardım edip edemeyeceğini gör see if they can help expr.
onların resmi dili ne? what is their official language? expr.
onların resmi dili nedir? what is their official language? expr.
onların seni ezmesine izin verme don't let the bastards wear you down expr.
onların seviyesine inmenin bir manası yok there's no need to stoop to their level expr.
sonunun onların ki gibi mi olmasını istiyorsun? do you want to end up like them? expr.
umarım onların evlenip çocuk sahibi olduklarını görene dek yaşarım I hope I live to see them get married and have children expr.
onların bir erkek çocuğu var they have a son expr.
onların bir oğulları var they have a son expr.
onların bir kız çocuğu var they have a daughter expr.
onların bir kızları var they have a daughter expr.
onların bir kızı var they have a daughter expr.
Trade/Economic
başkalarına veya onların mallarına karşı yapılan haksız fiil ya da zarar tort n.
bir şirketi, çalışanları ve onların yetenekleri/birikimleri/bildikleri için satın alma acqui-hiring, acq-hiring, talent acquisition n.
bir firmanın faaliyetlerinin diğer firmalar üzerinde yarattığı ve onların buna karşılık bir ödemede bulunmadıkları olumlu etkiler external economies n.
insanları etkileme ve onların grup amaçları doğrultusunda daha arzulu ve heyecanlı bir biçimde çaba göstermelerini sağlama sanat veya süreci leadership n.
karın şirketin üye sahipleri arasında onların şirketle yaptıkları alışveriş oranında dağıtıldığı bir şirket türü mutual company n.
müşterileri çeken ve onların alışveriş ihtiyaçlarını karşılayan fiziki özellikler ve güzellikler atmospherics n.
1975'de arap olmayan afrika ülkelerine kredi ve teknik yardım sağlayarak onların kalkınmalarını desteklemek üzere arap ülkeleri tarafından kurulan kalkınma bankası arab bank for economic development in africa n.
belirli bir dönem yeni şirketlere sermaye sağlayan ve düzenli aktarımlarla onların gelişimini destekleyen bir fon evergreen fund n.
Law
ülkedeki insanların sahip olduğu hakları korumak amacıyla mahkeme tarafından memurlara verilen ve onların yasal yetkileri dışına çıkmalarını engelleyen emriler prerogative writs n.
Politics
işçiler ve hak sahipleri ve onların yükümlülüğü altında yaşayanlar workers and dependants n.
orta sınıftan ailelerin daha önce işçi sınıfının yaşadığı bir semte gelip onların yerini alması urban gentrification n.
orta sınıftan ailelerin daha önce işçi sınıfının yaşadığı bir semte gelip onların yerini alması gentrification n.
Technical
ışık ışınları ve onların kimyasal etkilerini inceleyen bilim dalı actinology n.
Biology
yeryüzünün tüm canlıları ve onların çevresini içeren bölümü ecosphere n.
memleri ve onların aktarımını inceleyen bir bilim dalı memetics n.
Biochemistry
belirli enzimlerle kompleks oluşturup onların çalışması için gerekli olan proteinsiz bir madde cofactor n.
Astrology
zodyaktaki burçları ve onların sembollerini gösteren figür zodiac n.
Social Sciences
kuzey irlanda'ya yerleşmiş iskoçlar veya onların ataları ulster scots n.
güney carolina ve georgia'ya bağlı ada ve sahil yerleşimlerinde yaşayan ve bir zamanlar kölelik yapmış kimselerden ve onların altsoyundan oluşan topluluğa mensup kimse gullah n.
Archaeology
homo sapiens türleri veya onların üyelerinden biri homo n.
Philosophy
memleri ve onların toplumsal ve kültürel etkilerini inceleyen bir disiplin memetics n.
Football
ofansif futbolda, oyun kurucu ve beklerin orta saha gerisinde dizilip orta saha oyuncularının onların iki yanında durmasıyla oluşan bir saha dizilişi t formation n.
Mythology
cabiri ya da onların mistik ibadetleriyle ilgili cabirian adj.
cabiri ya da onların mistik ibadetleriyle ilgili cabiric adj.
Latin
onların hesapları loro n.
Ornithology
yabani kuşlar için yuvalanma yeri olarak tasarlanmış ve onların orada üremelerini teşvik etmek için bir bahçeye, parka veya tabiatı koruma alanına yerleştirilmiş kutu nest box n.
Slang
afrika kökenli amerikalı siyahilerin karpuz yetiştirip satmalarına gönderme olarak 1863'teki özgürlük bildirgesi'nin ardından onların özgürlüklerine karşı çıkan beyazlar tarafından kullanılan aşağılayıcı bir klişe african grape n.
afrika kökenli amerikalı siyahilerin karpuz yetiştirip satmalarına gönderme olarak 1863'teki özgürlük bildirgesi'nin ardından onların özgürlüklerine karşı çıkan beyazlar tarafından kullanılan aşağılayıcı bir klişe african golf ball n.
bu da onların halt yemesi (someone) can kiss my arse [uk] expr.