English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | overload n. | aşırı yükleme | ||
The overload of demands has put pressure on the shop. Talebin aşırı bir hal alması, mağaza üzerinde baskı yaratmıştır. More Sentences |
||||
General | overload v. | fazla yüklemek | ||
She turned off some devices not to overload the circuit. Devreyi fazla yüklememek için bazı cihazları kapattı. More Sentences |
||||
General | overload v. | fazla doldurmak | ||
My mom told me not to overload the washing machine. Annem bana çamaşır makinesini fazla doldurmamamı söyledi. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | overload v. | aşırı iş vermek | ||
During the Black Friday week, all the staff in our company are overloaded with work. Kara Cuma haftası boyunca şirketimizdeki tüm personel aşırı iş yükü altında kaldı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | overload n. | aşırı yükleme | ||
We do not want to overload this system by taking it on here. Bu sistemi buraya taşıyarak aşırı yüklenmek istemiyoruz. More Sentences |
||||
Technical | overload n. | aşırı yük | ||
We know that this overload sometimes gave rise to alcohol-related problems. Bu aşırı yükün bazen alkolle ilgili sorunlara yol açtığını biliyoruz. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | overload n. | aşırı yük | ||
Our institutional overload, as we all know, is quite dramatic in the Union and with enlargement it will get worse. Hepimizin bildiği gibi Birlik'teki kurumsal aşırı yükümüz oldukça dramatik ve genişlemeyle birlikte daha da kötüleşecek. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | overload n. | aşırı yükleme | ||
Constant overload and misuse may cause permanent deformation. Sürekli aşırı yüklenme ve yanlış kullanım kalıcı deformasyona neden olabilir. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | overload n. | yüklenme | ||
Please bear in mind that the meltdown in Seattle was due to an overload of the international agenda. Lütfen Seattle'daki çöküşün uluslararası gündemin aşırı yüklenmesinden kaynaklandığını unutmayın. More Sentences |
||||
General | ||||
General | overload n. | fazla yük | ||
General | overload v. | fazla yüklenmek (elektrik hatlarına/sistemine) | ||
General | overload v. | fazla yük koymak (bagaj, küfe vb'ne) | ||
General | overload v. | -e fazla yük yüklemek | ||
General | overload v. | aşırı yük yüklenmek | ||
General | overload v. | aşırı yük yüklemek | ||
Politics | ||||
Politics | overload n. | aşır yük | ||
Technical | ||||
Technical | overload n. | fazla yük | ||
Technical | overload v. | aşırı yüklemek | ||
Technical | overload v. | fazla doldurmak | ||
Technical | overload v. | fazla yüklemek | ||
Computer | ||||
Computer | overload n. | fonksiyonun aşırı yüklenmiş versiyonu | ||
Computer | overload v. | farklı bağlamlarda kullanılmaları için aynı isimle farklı fonksiyonlar oluşturmak | ||
Informatics | ||||
Informatics | overload n. | aşırı yükleme sebebiyle oluşan hasar | ||
Informatics | overload n. | aşırı yükleme sebebiyle verilen fire | ||
Informatics | overload v. | aşırı yükleme sebebiyle hata vermek | ||
Telecom | ||||
Telecom | overload n. | aşırı yük | ||
Automotive | ||||
Automotive | overload n. | aşırı yük | ||
Marine | ||||
Marine | overload n. | aşırı yüklü | ||
Marine | overload n. | fazla yük | ||
Marine | overload v. | fazla yüklemek | ||
Medical | ||||
Medical | overload n. | fazladan yükleme |