English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | rankle v. | üzmek | ||
The unfair treatment by her colleagues continued to rankle her. Meslektaşları tarafından gördüğü haksız muamele onu üzmeye devam ediyordu. More Sentences |
||||
General | rankle v. | içine dert olmak | ||
General | rankle v. | iltihaplanmak | ||
General | rankle v. | acısı unutulmamak | ||
General | rankle v. | için için yanmak | ||
General | rankle v. | acısı geçmemek | ||
General | rankle v. | acısı içinden çıkmamak | ||
General | rankle v. | yüreğine dert olmak | ||
General | rankle v. | öfkelendirmek | ||
General | rankle v. | kızdırmak | ||
General | rankle v. | içerlemek | ||
General | rankle v. | infiale uğramak |
English | Turkish | |
---|---|---|
Idioms | ||
Idioms | rankle with v. | birini çok kızdırmak |
Idioms | rankle with v. | birisini sıkmak |
Idioms | rankle with v. | çok öfkelendirmek |
Idioms | rankle with v. | gıcık etmek |
Idioms | rankle with v. | küplere bindirmek |
Idioms | rankle with v. | sinirden kudurtmak |
Idioms | rankle with v. | sinirlerini ayağa kaldırmak |