reddeden - Turkish English Dictionary
History

reddeden



Meanings of "reddeden" in English Turkish Dictionary : 14 result(s)

Turkish English
General
reddeden decliner n.
reddeden gainsayer n.
reddeden naysayer n.
reddeden refuser n.
reddeden rebutter n.
reddeden renouncer n.
reddeden declinatory adj.
reddeden abnegative adj.
reddeden recusative adj.
reddeden rejective adj.
reddeden in the negative adj.
reddeden unplausive adj.
reddeden depulsory adj.
Archaic
reddeden reluctant adj.

Meanings of "reddeden" with other terms in English Turkish Dictionary : 115 result(s)

Turkish English
General
vaftizi reddeden bir mezhep mensubu annabaptist n.
askerlik yapmayı reddeden kimse conscientious objector n.
küçümseyerek reddeden scorner n.
savaşa karşı olduğu için askerlik yapmayı reddeden kimse conscientious objector n.
üçlü tanrı anlayışını reddeden dini düşünce mensubu unitarian n.
reddeden kimse negator n.
bağlılık andını içmeyi reddeden kimse nonjuror n.
kurulu düzeni reddeden aşırı özgürlükçü hayat tarzını benimsemiş kişi hipster n.
reddeden kimse denier n.
kurallara uymayı reddeden kişi refusenik n.
ingiliz kilisesi'ni reddeden kimse refuser n.
reddeden kimse rejecter n.
reddeden kimse rejectionist n.
bir şeyi reddeden veya çürüten kimse negationist n.
geleneksel kuralları reddeden stil antistyle n.
reddeden kimse averter n.
hor görerek reddeden kimse upspurner n.
küçümseyerek reddeden kimse upspurner n.
konstantinopolis piskoposu makedonius'un kutsal ruhu reddeden öğretileri macedonianism n.
(islamiyet'te veya hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi fakir n.
(islamiyet'te) dünyevi serveti reddeden münzevi faqir n.
(hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi faqir n.
(islamiyet'te) dünyevi serveti reddeden münzevi fakeer n.
(hinduizm'de) dünyevi serveti reddeden münzevi fakeer n.
kutsal törenleri ve savaşı reddeden bir hristiyanlık mezhebine mensup kimse broadbrim n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippie n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippy n.
anlaşmayı reddeden kimse holdout n.
rıza vermeyi reddeden kimse holdout n.
işbirliğini reddeden kimse holdout n.
reddeden kimse oblocutor n.
katılımı, işbirliğini, anlaşmayı reddeden kimse holdout n.
reddeden kimse disprover [obsolete] n.
askerlik yapmayı reddeden kimse pacifist n.
bir oluşuma girmeyi reddeden kimse scab n.
reddeden kimse disavower n.
açık kanıtlara rağmen gerçeği reddeden kimse flat-earther n.
yerleşik inançları reddeden kimse freethinker n.
(geleneksel hristiyan dogmalarını reddeden) faustus ve laelius socinus takipçisi socinian n.
küçümseyerek reddeden kimse spurner n.
işbirliği yapmayı reddeden non-cooperative adj.
inanmayı reddeden negationist adj.
inanmayı reddeden questioning adj.
konuşmayı reddeden obmutescent adj.
nazikçe reddeden declinatory adj.
resimlere tapınmayı reddeden iconomical adj.
inanmayı reddeden disbelieving adj.
(özellikle dinde) statükoyu reddeden free-thinking adj.
Idioms
17. yüzyıl'da ingiliz kilisesi'nin doktrin ve ayinler gibi bazı ibadetlerini reddeden grup broad church n.
ayak uydurmayı reddeden out of step expr.
(birine/bir şeye) ayak uydurmayı reddeden out of sync (with someone or something) expr.
Law
başkaları tarafından ileri sürülen suçlamaları reddeden gayrimenkul zilyedi hostile possession n.
iddiayı reddeden traverser n.
ne teyit eden ne de reddeden cevap glomar response n.
suçlama karşısında savunma yapmayı reddeden sanık mute n.
mahkemenin yargılama yetkisini reddeden savunma declinatory plea n.
mahkemenin yargılama yetkisini reddeden savunma declinature [scotland] n.
evlatlıktan reddeden kimse disheritor [obsolete] n.
doğrudan savunma yapmayı reddeden (stand) mute adj.
duruşmaya çıkmayı reddeden (stand) mute adj.
Politics
israil ile barış teklifini reddeden arap rejectionist n.
irlandalı milliyetçilerle siyasi olarak anlaşmayı reddeden terörist bir protestan grubu ov n.
otoriteyi reddeden anti-authority adj.
oy kullanma hakkını reddeden voteless adj.
Technical
bazı sinyallere yanıt verirken diğerlerini reddeden bir elektronik devre decoder n.
Mental Health
aklın varlığını reddeden amental adj.
Pharmaceutics
geleneksel biçim ve teorileri reddeden sanat anti-art n.
Food Engineering
reddeden kimse negator n.
Biology
spontane jenerasyon teorisini reddeden kimse panspermatist n.
Breeding
kuzusunu reddeden dişi koyun keb n.
Social Sciences
kurulu düzeni reddeden ve aşırı liberal hayat tarzını benimsemiş kişi hipster n.
hiçbir hayvanı hiçbir biçim ve nedenle kullanmayan, kullanılmasını reddeden tutum veganism n.
kadınların değişen toplumsal rolünü reddeden unliberated adj.
kadınların değişen cinsiyet rollerini reddeden unliberated adj.
History
muhteşem devrim sonrasında william ile mary’ye ve haleflerine sadakat yemini etmeyi reddeden anglikan din adamı nonjuror n.
muhteşem devrim sonrasında william ile mary’ye ve haleflerine sadakat yemini etmeyi reddeden anglikan din adamları nonjurors n.
Religious
kutsal ruh'un rehberliğinin incil'i anlamak için yeterli olduğunu savunan, okuma yazmayı reddeden anabaptist mezhebi üyesi abecedarian n.
baba, oğul ve kutsal ruh'un ayrı varlıklar oluşunu reddeden noetus'un takipçilerinden her biri noetian n.
ateist ya da agnostik olarak tanrıya inanmayı reddeden kimse nontheist n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden kimse amillenarian n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden dini doktrin amillennialism n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden kimse amillennialist n.
hristiyanlığı reddeden kimse antichrist n.
insanın düşüşünü reddeden doktrin antilapsarianism n.
teslisi reddeden hristiyan doktrininin savunucusu kimse antitrinitarian n.
hz. isa'yı peygamber olarak kabul edip pavlus'u reddeden yahudi kökenli hristiyan zümresi ebionism n.
hz. isa'yı peygamber olarak kabul edip pavlus'u reddeden yahudi kökenli hristiyan zümresine mensup kimse ebionite n.
hz. isa'yı peygamber olarak kabul edip pavlus'u reddeden yahudi kökenli hristiyan zümresi ebionitism n.
talmud'u reddeden bir yahudi tarikatı karaites n.
muhteşem devrim sonrasında sadakat yeminini reddeden anglikan din adamlarının bir kısmı usager n.
eski ahit'i reddeden ve tanrı'nın isa'nın bedeni ile enkarne olmadığını savunan hristiyanlık dinine aykırı gnostik bir mezhep marcionism n.
roma katolik kilisesi'nin açık olan bir gerçeği kasten ve inatla reddeden vaftiz edilmiş bir üyesi heretic n.
kutsal üçlü doktrinini reddeden bir ingiliz mezhebi muggletonian n.
roma katolik kilisesi'nin birçok öğreti ve geleneklerine bağlı kalıp kilise'nin hiyerarşik dini otoritesini reddeden bir amerikan mezhebinin üyesi old catholic n.
roma katolik kilisesi'nin birçok öğreti ve geleneklerine bağlı kalıp kilisenin hiyerarşik dini otoritesini reddeden bir amerikan komünyonunun üyesi old catholic n.
gerçek katolik olduğunu öne sürüp modern roma katolik kilisesi'nin yanılmazlık yasası gibi belirli doktrin, dogma ve uygulamalarını reddeden çeşitli avrupa kiliselerinden birinin üyeleri old catholics n.
(kilise katibine makam tahsis etmeyi usulsüzce reddeden) ingiliz piskopos disturber n.
ingiltere'de ortaya çıkan, tanrı ile bireyler arasındaki dini makamları reddeden bir dinsel hareket independency n.
kıyamet öncesindeki bin yıllık barış dönemi inancını reddeden amillennial adj.
teslisi reddeden hristiyan doktrinine ait veya ilgili antitrinitarian adj.
yeniden dirilişi reddeden gnostik doktrin ile ilgili hymenaean adj.
kutsal üçlü doktrinini reddeden ingiliz mezhebine ait veya ilgili muggletonian adj.
kutsal üçlüyü reddeden ingiliz mezhebinin destekçilerine ait veya ilgili muggletonian adj.
hristiyanlığı reddeden infidel adj.
Philosophy
ahlaki yargıların gerçekleri ifade etmediğini ve doğruluk değeri olmadığını savunan, doğacılığı ve doğaüstücülüğü reddeden, semantik etik-üstücülük savı noncognitivism n.
ruhun varlığını reddeden felsefi görüş nullibism n.
ahlaki hukukun sabit veya evrensel uygulanabilirliğini reddeden kimse antinomian n.
ahlaki hukukun sabit veya evrensel uygulanabilirliğini reddeden kimse antinomist n.
Sport
engelli at yarışında dönmeyi reddeden atın dizgini sert bir şekilde çekme ebrillade n.
Archaic
bir kurumu, ülkeyi veya inanç sistemini reddeden kimse renay n.
Slang
alkol dışında diğer keyif verici maddeleri/uyuşturucuları kullanmayı reddeden kişi juice freak [dated] n.
işçi sendikasına katılmayı reddeden kimse knobstick n.
ticaret birliğine katılmayı reddeden kimse knobstick n.
ingiltere'nin ab üyeliğiyle ilgili yapılan 2016 referandumu sonucunu reddeden ve ab'de kalmak isteyen kişi remoaner n.
orta sınıfa öykündüğü ve sınıf atlamak istediği için işçi sınıfı köklerini reddeden (kimse) lace-curtain adj.