English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | rural area n. | kırsal alan | ||
It is no good talking about putting money into Community schemes and improving public transport in rural areas. Topluluk programlarına para yatırmaktan ve kırsal alanlarda toplu taşımayı iyileştirmekten bahsetmek iyi değildir. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | rural area n. | kırsal alan | ||
We agree that the rural areas should be seen as targeted units. Kırsal alanların hedeflenen birimler olarak görülmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | rural area n. | kırsal alan | ||
Women play a decisive part in the economic development of rural areas. Kadınlar kırsal alanların ekonomik kalkınmasında belirleyici bir rol oynamaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | rural area n. | kır |
English | Turkish | |
---|---|---|
Telecom | ||
Telecom | rural service area n. | kırsal hizmet alanı |