Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | sürükleyen | trundler n. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | kitleleri ardından sürükleyen kimse | pied piper n. |
General | kitleleri arkasından sürükleyen kimse | pied piper n. |
General | sürükleyen kimse | haler n. |
General | sürükleyen kimse | heller n. |
General | cepheleşmeye doğru sürükleyen | confrontational adj. |
Idioms | ||
Idioms | savaşa götüren/sürükleyen olay | an act of war n. |
Idioms | savaşa götüren/sürükleyen olay | an act of war n. |
Idioms | karanlığa sürükleyen yeni dünya düzeni (ironik) | a brave new world n. |
Marine | ||
Marine | sürükleyen flok | drifter n. |
Sport | ||
Sport | rakibi yenilgiye sürükleyen taktik | trap n. |
Mythology | ||
Mythology | (yunan mitolojisinde) ölümlüleri ölümcül kaderlerine sürükleyen, yaklaşan kıyametin kişiselleştirilmiş ruhu | moros n. |