sınırlar - Turkish English Dictionary
History

sınırlar



Meanings of "sınırlar" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
General
sınırlar bounds n.
sınırlar limits n.
sınırlar boundaries n.
sınırlar frontiers n.
sınırlar confines n.
Law
sınırlar limitations n.
Automotive
sınırlar limits n.

Meanings of "sınırlar" with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)

Turkish English
General
sınırlar çizen kişi ya da şey demarcator n.
sınırlar (yer için) skirts n.
siyasal sınırlar political boundaries n.
yasal sınırlar legal boundaries n.
toplumsal sınırlar social boundaries n.
özellikle bilimsel önemi olan bir şeyin belirli sınırlar dahilinde tutulduğu ve korunduğu tesis containment facility n.
yetersiz sınırlar nonlimitation n.
gerekli sınırlar compass [obsolete] n.
çevreleyen sınırlar closure [obsolete] n.
(bazı sınırlar arasında) değişmek range v.
belirli sınırlar koyarak kapsam altına almak bracket v.
belirli sınırlar koyarak kapsam dışı bırakmak bracket v.
sınırlar içinde tutmak hold v.
sınırlar içinde kalmak hold v.
belirli sınırlar dahilinde serbestçe hareket etmek play v.
sınırlar içinde tutmak: hapsetmek prescribe v.
belli sınırlar içinde within limits adv.
sınırlar dahilinde in a sort of way adv.
sınırlar dahilinde in a kind of way adv.
Phrasals
belli sınırlar içerisinde hareket etmek stay within bounds v.
belli kurallar/sınırlar/yasalar dahilinde hareket etmek stay within bounds v.
Colloquial
belli sınırlar içinde within limits expr.
makul sınırlar çerçevesinde within reasonable bounds expr.
makul sınırlar içinde within reasonable bounds expr.
Idioms
normal sınırlar arasına getirmek bring within a range v.
normal sınırlar arasına getirmek bring within range v.
belli sınırlar içerisinde kalmak follow the golden mean v.
(bir şeyi) belli sınırlar içerisinde tutmak keep (something) within bounds v.
(birini) sınırlar içerisinde tutmak keep (someone) within bounds v.
(birine) sınırlar koymak keep (someone) within bounds v.
makul sınırlar dahilinde in the ballpark adv.
Trade/Economic
alt ve üst sınırlar arasındaki değişik fiyat oranları scale of rates n.
maaşların arasında değişme gösterdiği alt ve üst sınırlar salary range n.
sınırlar aşan ağlar transnational networks n.
ulusal sınırlar national borders n.
Politics
avrupa birliği göç, dış sınırlar ve iltica stratejik komitesi european union strategic committee on immigration, frontiers and asylum n.
anayasada gösterilen sınırlar constitution limitations n.
milli sınırlar national boundaries n.
sınırlar sorunu problem of borders n.
sınırlar arası sermaye akımları cross-border capital flows n.
soğuk savaş döneminde, doğu asya'daki komünist ülkeler ile kapitalist ve komünist olmayan ülkeleri ayıran politik sınırlar bamboo curtain n.
sınırlar arası sermaye akımları cross-border financial flows n.
sınırlar arası portföy çıkışları cross-border portfolio outflows n.
sınırlar arası yayılmalar cross-border spillovers n.
sınırlar arası fonlandırma cross-border funding n.
sınırlar arası koordinasyonu cross-border coordination n.
ulusal sınırlar dışındaki istasyonlardan iletilen yayınların korunmasına dair avrupa sözleşmesi european agreement for the prevention of broadcasts transmitted from stations outside national territories n.
ulusal sınırlar national boundaries n.
Insurance
coğrafi sınırlar territorial limits n.
coğrafi sınırlar geographical limits n.
sigortanın yürürlükte olduğu coğrafi sınırlar territorial limits n.
sigortanın faaliyet gösterdiği coğrafi sınırlar geographical limits n.
Technical
alt ve üst sınırlar lower and upper limits n.
geometrik sınırlar geometric boundaries n.
müsaade edilebilir sınırlar permissible limits n.
yangından korunma ürünlerini bilimsel testler ile belirlenen sınırlar dahilinde kullanma bounding n.
sınırlar içinde korumak confine v.
sınırlar arasında karşılaştırmak compare between limits v.
yoğunluğun belirlenen sınırlar dahilinde olup olmadığını belirlemek için radyasyon yoğunluğunu test etmek monitor v.
Computer
alt ve üst sınırlar arası range n.
sınırlar arasında karşılaştırmak compare between limits v.
sınırlar içerisinde in range expr.
Aeronautic
beklenen sınırlar dahilinde gerçekleşen ya da erişilen nominal adj.
Medical
vücut ısısının normal sınırlar içinde olması normothermia n.
Math
(aslında var olmayan ancak) sonsuzdaki sınırlar dahil edilince var kabul edilen ideal adj.
Statistics
sıkıştırılmış sınırlar compressed limits n.
Social Sciences
kişisel alan ve sınırlar üzerine incelemeler yapan proxemic adj.
Religious
(kilise) katı mezhepsel sınırlar koymadan tüm protestan hristiyanları kucaklayan inclusive adj.
Military
hava hedeflerine ateş açarken güvenli olan açısal sınırlar limit of fire n.
ulusal sınırlar dışındaki savaş veya operasyonlara ortak anlaşmalar çerçevesinde sağlanan sivil veya askeri yardım foreign nation support n.