seçen - Turkish English Dictionary
History

seçen



Meanings of "seçen" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
Common Usage
seçen choosing adj.
General
seçen elisor n.
seçen eclectic adj.
seçen constituent adj.
seçen selecting adj.
seçen excerptive adj.

Meanings of "seçen" with other terms in English Turkish Dictionary : 25 result(s)

Turkish English
General
kendini seçen self-elected adj.
kendini seçen self-elect adj.
Colloquial
yemek seçen fussy eater n.
Idioms
(bir şey yapmak için) akla karayı seçen hard put (to do something) adj.
(bir şey yapmak için) akla karayı seçen hard pressed (to do something) adj.
bir şey yapmak için akla karayı seçen hard put to do something adj.
bir şey yapmak için akla karayı seçen hard put to it to do something adj.
bir şey yapmak için akla karayı seçen hard pressed to do something adj.
bir şey yapmak için akla karayı seçen hard pushed to do something adj.
Politics
seçim için uygun adayı seçen siyasi parti üyeleri selectorate n.
Media
birleşik program yapmak için kameralardan, filmlerden ve diğer kaynaklardan gelen televizyon sinyallerini seçen ve yöneten kimse vision mixer n.
birleşik program yapmak için kameralardan, filmlerden ve diğer kaynaklardan gelen televizyon sinyallerini seçen ve yöneten kimse vision-mixer n.
Technical
dalga boyu seçen iletim yıldızı wavelength selective transmission star n.
dalga boyu seçen iletim yıldızı wavelength selective transmissive star n.
uygun bir ana hattı seçen ve uzak mesafeli telefon konuşmaları için gerekli bağlantıları yapan santrale bağlı cihaz marker n.
Informatics
iki nokta arasındaki en kısa yolu seçen sekme sayısı ölçüsünü kullanan uzaklık vektörü yönlendirme protokolü rip n.
Parasitology
kafadanbacaklıları konak olarak seçen ve infüsori benzeri embriyolar üreten küçük bir parazit rhombogene n.
geneli balıkları konak olarak seçen patojenler myxosporidian n.
Social Sciences
yalnız takılmayı seçen çekici erkek sigma male n.
Education
iskoç üniversitelerinde belirli profesörleri seçen kurulun üyesi curator n.
Sport
spor takımı oyuncularını seçen kimse selector [uk] n.
Music
bir eğlencede veya gece kulübünde kayıttan çalınacak olan müziği seçen kimse disk-jockey n.
Mythology
iskandinav mitolojisinde savaşçı olarak yaşamayı seçen kadın shieldmaiden n.
Slang
yemek seçen tip picky eater n.
Modern Slang
alışılmış yolları değil alternatif yolları seçen kimse alternativist n.