Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sorarak | asking adv. | ||
I would like to start by asking when a final decision will be taken on the seat of the Police Academy. Polis Akademisi'nin yeri konusunda nihai kararın ne zaman alınacağını sorarak başlamak istiyorum. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | alaycı sorular sorarak, sataşarak ve kusur bularak sinir bozan kimse | badgerer n. |
General | bir nesne veya kelimenin ne olduğunu en fazla yirmi soru sorarak tahmin etmeye çalışılan bir oyun | twenty questions n. |
General | (birine) soru sorarak bilgi toplama | brain-picking n. |
General | (birine) soru sorarak bilgi toplama | brain picking n. |
General | soru sorarak sondaj yapmak | probe v. |
General | sürekli soru sorarak rahatsız etmek | batter v. |
General | sorarak elde etmek | worm (out of) v. |
General | soru sorarak anket yapmak | circularise v. |
General | soru sorarak anket yapmak | circularize v. |
Colloquial | ||
Colloquial | içeri sorarak daha fazla bilgi alabilirsin(iz) | inquire within expr. |
Philosophy | ||
Philosophy | bir şeyi bilmiyormuş gibi yapıp ustaca sorular sorarak karşı tarafa yanlış düşüncelerinin farkına vardırma | irony n. |
Slang | ||
Slang | birine (zor) sorular sorarak beynini yormak/zorlamak | give someone a brain boner v. |