tartışmasız - Turkish English Dictionary

tartışmasız

Meanings of "tartışmasız" in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
General
tartışmasız beyond dispute adj.
This is beyond dispute.
Bu tartışmanın ötesinde.

More Sentences
tartışmasız indisputable adj.
The evidence is indisputable.
Kanıtlar tartışmasızdır.

More Sentences
tartışmasız undisputed adj.
Arthur is the undisputed king of our country.
Arthur ülkemizin tartışmasız kralıdır.

More Sentences
tartışmasız unchallenged adj.
Religious freedom is an unchallenged value in Denmark.
Danimarka'da din özgürlüğü tartışmasız bir değerdir.

More Sentences
tartışmasız non-contentious adj.
The Draft Supplementary and Amending Budget is a completely non-contentious issue in the Committee.
Tamamlayıcı ve Tadil Edici Bütçe Taslağı Komitede tamamen tartışmasız bir konudur.

More Sentences
tartışmasız non-controversial adj.
So there are other successful, ethical and non-controversial alternatives.
Dolayısıyla başarılı, etik ve tartışmaya açık olmayan başka alternatifler de bulunmaktadır.

More Sentences
tartışmasız undoubted adj.
His expertise made him the undoubted leader in his field.
Uzmanlığı, onu alanında tartışmasız bir lider haline getirdi.

More Sentences
tartışmasız unquestionably adv.
In fact, renewable energies unquestionably provide a way of achieving these objectives.
Aslında, yenilenebilir enerjiler tartışmasız bir şekilde bu hedeflere ulaşmanın bir yolunu sunmaktadır.

More Sentences
tartışmasız undisputedly adv.
The undisputedly positive impact of biofuels on employment in the EU countries must not be overlooked in the study.
Biyoyakıtların AB ülkelerindeki istihdam üzerindeki tartışmasız olumlu etkisi çalışmada göz ardı edilmemelidir.

More Sentences
tartışmasız unarguable adj.
tartışmasız without dispute adj.
tartışmasız decided adj.
tartışmasız incontestable adj.
tartışmasız unargued adj.
tartışmasız noncontentious adj.
tartışmasız incontestible adj.
tartışmasız unquestionable adj.
tartışmasız uncontroversial adj.
tartışmasız self-evident adj.
tartışmasız beyond argument adj.
tartışmasız unequivocal adj.
tartışmasız incontrovertible adj.
tartışmasız uncontroversory adj.
tartışmasız uncontroverted adj.
tartışmasız uncontrovertible adj.
tartışmasız undoubtable adj.
tartışmasız unequivocable adj.
tartışmasız unquestioned adj.
tartışmasız hands down adj.
tartışmasız hands-down adj.
tartışmasız disputeless adj.
tartışmasız distinct adj.
tartışmasız beyond question adv.
tartışmasız without question adv.
tartışmasız without doubt adv.
Colloquial
tartışmasız beyond comparison adj.
tartışmasız right enough expr.
Idioms
tartışmasız without a shadow of a doubt expr.
tartışmasız hands down expr.
tartışmasız by all odds expr.
tartışmasız beyond a/the shadow of a doubt expr.
tartışmasız beyond compare expr.
tartışmasız beyond the shadow of (a) doubt expr.
tartışmasız beyond a shadow of (a) doubt expr.
tartışmasız beyond/without a shadow of doubt expr.
tartışmasız beyond/without question expr.
tartışmasız without the shadow of (a) doubt expr.
tartışmasız without a shadow of (a) doubt expr.
Law
tartışmasız indisputable adj.
Politics
tartışmasız beyond controversy adj.
Math
tartışmasız mathematic adj.
Latin
tartışmasız de plano adv.
Archaic
tartışmasız indisputed adj.

Meanings of "tartışmasız" with other terms in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
General
tartışmasız bir gerçek an indisputable fact n.
Let's start off with an indisputable fact.
Tartışmasız bir gerçekle başlayalım.

More Sentences
tartışmasız lider undisputed leader n.
He was the undisputed leader of the team.
Takımın tartışmasız lideriydi.

More Sentences
tartışmasız bir gerçek an indisputable truth n.
tartışmasız gerçeğin ifadesi home truth n.
tartışmasız avantaj deadwood n.
tartışmasız hale getirmek clench v.
tartışmasız şekilde unarguably adv.
tartışmasız şekilde inarguably adv.
tartışmasız bir biçimde unequivocally adv.
tartışmasız bir biçimde indisputably adv.
tartışmasız bir şekilde uncontrovertibly adv.
tartışmasız bir şekilde prima facie adv.
Phrases
hiç kuşkusuz/şüphesiz/tartışmasız by all odds [us] adv.
tartışmasız en iyi (bir şey) far and away the best (something) expr.
Idioms
(tartışmasız) kanıt the smoking gun n.
artık üzerinde tartışılamayacak/tartışmasız bir konu moot question n.
tartışmasız kanıt/delil the smoking gun n.
tartışmasız kanıt/delil a smoking gun n.
(tartışmasız) onayını vermek/almak put a firm stamp on v.
tartışmasız en iyi far and away the best expr.
tartışmasız olarak en iyi far and away the best expr.
Law
tartışmasız yargı yetkisi non-contentious jurisdiction n.
Sport
tartışmasız dünya şampiyonu undisputed world champion n.