teleskopik - Turkish English Dictionary

teleskopik

Meanings of "teleskopik" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
teleskopik telescopic adj.
Clyde made very detailed drawings of his telescopic observations of Jupiter and Mars.
Clyde, Jüpiter ve Marsla ilgili teleskopik gözlemlerinin çok detaylı çizimlerini yaptı.

More Sentences
teleskopik telescopical adj.
teleskopik collapsible adj.

Meanings of "teleskopik" with other terms in English Turkish Dictionary : 61 result(s)

Turkish English
General
teleskopik bakış telescopic sight n.
Phrasals
teleskopik bakış aracılığıyla bakmak scope in v.
Industry
teleskopik gazometre telescopic gasometer n.
Technical
teleskopik kutu telescopic box n.
teleskopik kule vinç telescopic tower crane n.
teleskopik piston telescopic piston n.
teleskopik bum telescopic boom n.
teleskopik kayar kapı telescopic sliding door n.
teleskopik kriko telescopic jack n.
tek etkili teleskopik hidrolik silindir single-acting telescopic hydraulic cylinder n.
teleskopik çakma kazık frankipile n.
teleskopik çatal telescopic fork n.
teleskopik silindir telescopic cylinder n.
teleskopik şaft telescopic shaft n.
teleskopik ayak telescopic leg n.
teleskopik anten telescopic antenna n.
teleskopik kiriş telescopic metal joist n.
teleskopik kol telescopic arm n.
teleskopik parça telescopic part n.
teleskopik gezervinç telescopic crane n.
teleskopik çakma kazık franki pile n.
teleskopik ekskavatör kolu telescopic dredger arm n.
teleskopik gaz tutucunun her bir bölümünün tabanındaki suyla dolu dairesel çukur cup n.
mesafe ölçümünde kullanılan teleskopik bir alet türü stadia n.
(ölçüm amaçlı kullanılan) kalibre teleskopik çubuk stadia n.
teleskopik olarak telescopically adv.
Construction
teleskopik forklift telehandler n.
teleskopik taşıyıcı telehandler n.
teleskopik yükleyici telehandler n.
teleskopik bumlu vinçler telescoping-boom cranes n.
teleskopik yükleyici telescopic handler n.
teleskopik taşıyıcı telescopic handler n.
teleskopik forklift telescopic handler n.
Automotive
çift borulu teleskopik amortisör double tube telescopic damper n.
teleskopik amortisör telescopic shock absorber n.
teleskopik emniyetli direksiyon mili collapsible safety steering column n.
teleskopik fren silindiri telescopic brake cylinder n.
teleskopik amortisör telescoping shock absorber n.
teleskopik arka yay telescopic rear spring n.
teleskopik anten retractable antenna n.
teleskopik direksiyon kolonu telescoping steering column n.
teleskopik direksiyon simidi telescoping steering wheel n.
teleskopik cetvel telescoping body measurement gauge n.
teleskopik ölçme aleti telescoping measurement tool n.
teleskopik ölçüm cetveli trammel gauge n.
teleskopik amortisör telescopic damper n.
teleskopik sürtünmeli amortisör telescopic friction shock absorber n.
Mining
teleskopik direk telescopic prop n.
Medical
fassier duval teleskopik intramedüller sistemi fassier duval telescopic intramedullary system: n.
rijit teleskopik inceleme rigid telescope examination n.
mesane içini görüntülemeye yarayan teleskopik sistemli bir sistoskop panendoscope n.
Food Engineering
teleskopik gazometre telescopic gasometer n.
Marine Biology
teleskopik vinç telescopic vinch n.
teleskopik göz telescopic eye n.
Astronomy
görsel veya teleskopik olarak iki bileşenine ayrılabilen bir çift yıldız visual binary n.
teleskopik olarak gözlemlenen gök cisimlerinin görüntü kalitesi seeing n.
teleskopik olmayan nontelescopic adj.
teleskopik olmayan nontelescoping adj.
Military
teleskopik nişangah sight n.
Engineering
(ölçüm süresince) teleskopik mira tutan kimse staffman [uk] n.
Theater
teleskopik bir boruya monte edilerek veya çıtaya asılarak kullanılan, önü açık metal bir kutu içinde 1000 wattlık bir ampulden oluşan bir ışık olivet n.