to burn - Turkish English Dictionary
History

to burn

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "to burn" in Turkish English Dictionary : 9 result(s)

English Turkish
Phrases
to burn adv. çok
to burn adv. bol
to burn adv. hazırda
to burn adv. ihtiyacından çok
to burn adv. dünya kadar
to burn adv. bir dünya
to burn adv. aşırı
to burn adv. fazladan
to burn adv. kum gibi

Meanings of "to burn" with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)

English Turkish
General
cause to burn v. yanmasına neden olmak
have money to burn v. aşırı para harcamak
have money to burn v. parayı ezmek
burn to ground v. yanıp kül olmak
have money to burn v. para savurmak
have money to burn v. aşırı harcama yapmak
have money to burn v. para yemek
stick to the pan and burn v. dibi tutmak
burn to death v. yanarak ölmek
(the lamp) to burn v. lamba yanmak
burn to ashes v. yanıp kül olmak
Proverb
burn not your house to fright the mouse away pire için yorgan yakma
Idioms
money to burn n. aşırı para
money to burn n. sokağa atılacak para
money to burn n. çarçur edecek para
money to burn n. dünya kadar para
money to burn n. çok para
money to burn n. özgürce/istendiği gibi harcanacak para
money to burn n. sağa sola savuracak para
have (something) to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have (something) to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have (something) to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have (something) to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have (something) to burn v. denizde kum onda para/zaman
have (something) to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
have something to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have something to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have something to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have something to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have something to burn v. denizde kum onda para/zaman
have something to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
burn to a cinder v. aşırı yanmak (bronzlaşmak)
have money to burn v. çok parası olmak
have money to burn v. dünya kadar parası olmak
burn not your house to fright the mouse away v. pire için yorgan yakmamak
burn something to a crisp v. yakıp kül etmek
burn to a cinder v. (yemeği) yakmak
burn something to a crisp v. yakıp kömür etmek
burn something to a cinder v. yakıp kül etmek
burn someone to death v. yakarak öldürmek
burn to the ground v. yanıp kül olmak
burn (someone) to a crisp v. (birini) ciddi şekilde yakmak (güneş)
burn (someone) to a crisp v. (birini) güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a crisp v. (birinde) ciddi güneş yanığı oluşturmak
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) yakıp kül etmek
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) kömür gibi yakmak
burn (something) to a cinder v. (bir şeyi) yakıp kömür etmek
burn (someone) to a cinder v. ıstakoz gibi yakmak (güneş)
burn (someone) to a cinder v. güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a cinder v. aşırı bronzlaştırmak
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) yakıp kül etmek
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) kömür gibi yakmak
burn (something) to a crisp v. (bir şeyi) yakıp kömür etmek
burn (someone) to a crisp v. ıstakoz gibi yakmak (güneş)
burn (someone) to a crisp v. güneş yanığı yapmak
burn (someone) to a crisp v. aşırı bronzlaştırmak
have to burn v. harcayacak çok parası/zamanı olmak
have to burn v. hazırda bol parası/zamanı olmak
have to burn v. çok parası/zamanı/yeteneği olmak
have to burn v. ihtiyacından çok parası/zamanı/yeri olmak
have to burn v. denizde kum onda para/zaman
have to burn v. dünya kadar/bir dünya/aşırı/fazladan/kum gibi parası/zamanı olmak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. aşırı sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. cehennem gibi sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. cehennem kadar sıcak
hot enough to burn a polar bear's butt expr. çok sıcak
one does not burn a blanket in to get rid of a flea expr. pire için yorgan yakılmaz
Speaking
don't burn your house to fright the mouse away expr. pire için yorgan yakma
Technical
hard-to-burn fuel n. zor yanan yakıt
Petrol
resistance to cigarette burn n. sigara ateşine dayanıklılık