Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | ulaşabilmek | have access to v. |
Colloquial | ||
Colloquial | ulaşabilmek | make it v. |
Colloquial | ulaşabilmek | make it to v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | hedefe ulaşabilmek için çalışmaya hız verme | fast-tracking n. |
General | (imalatı, inşaatı, süreci) hedefe zamanında ulaşabilmek için hızlandırmak | fast-track v. |
Phrasals | ||
Phrasals | birine ulaşabilmek | get to someone v. |
Phrasals | birine ulaşabilmek | get to someone v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (bir şeye/yere) ulaşabilmek | make it (to something or some place) v. |
Idioms | ||
Idioms | başarıya ulaşabilmek | able to cut it v. |
Idioms | söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak | have big shoes to fill v. |
Idioms | (birine) ulaşabilmek | get ahold of (one) v. |
Idioms | başarıya ulaşabilmek | able to cut v. |
Idioms | bir şeyde başarıya ulaşabilmek | able to cut something v. |