History

uygun şey

Meanings of "uygun şey" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

	Category	Turkish	English
Colloquial
1	Colloquial	uygun şey	beam n.

Meanings of "uygun şey" with other terms in English Turkish Dictionary : 66 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	okunmaya uygun şey	read n.
2	General	sadece çocuklara uygun olduğu düşünülen şey	kid stuff n.
3	General	eşlik eden uygun şey	besort [obsolete] n.
4	General	uygun olmayan şey	désagrément n.
5	General	uygun olmayan şey	impropriety n.
6	General	mukayeseye uygun şey	comp n.
7	General	uygun olmayan şey	infelicity n.
8	General	bir şey uygun düşmek	be in good taste v.
9	General	bir kimsenin bir şey için hazır veya uygun olmasını sağlamak	fit for v.
Phrasals
10	Phrasals	(bir şey) için uygun olmak/düşmek	come up for (something) v.
11	Phrasals	(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek	adapt (something) for (something) v.
12	Phrasals	(bir şeyi bir şey için) uygun hale getirmek	adapt something for something v.
13	Phrasals	uygun olmayan zamanlarda araya bir şey sokmak	sound off (about something) v.
14	Phrasals	(birine) uygun (bir şey) temin etmek	accommodate (one) with (something) v.
15	Phrasals	birinin ihtiyacına uygun bir şey yapmak	accommodate someone with something v.
16	Phrasals	birine uygun bir şey temin etmek	accommodate someone with something v.
17	Phrasals	bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak	allow something for something v.
18	Phrasals	bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak	allow something for something v.
19	Phrasals	bir şey için uygun miktarda bir şey ayırmak	allow something for something v.
20	Phrasals	bir şey için uygun zamanı, parayı, yeri ayırmak	allow something for something v.
21	Phrasals	biri/bir şey için uygun olmak	apply to someone or something v.
22	Phrasals	(bir şey bir duruma) uygun düşmek	call for (something) v.
23	Phrasals	(bir şey) için uygun olmak	suffice for (something) v.
24	Phrasals	(biri/bir şey) için uygun olmak	work for (someone or something) v.
Phrases
25	Phrases	(bir şey yapmak birine) uygun değil	far be it from (one) to (do something) expr.
26	Phrases	bir şey yapmak bana uygun değil, fakat ...	far be it from me to do something, but... expr.
Colloquial
27	Colloquial	(bir şey) yapmaya çok uygun/ideal bir yer	the place to be n.
28	Colloquial	başarılı/iyi/uygun olacağı kesin kişi veya şey	good bet n.
29	Colloquial	sadece çocuklara uygun olduğu düşünülen şey	kids' stuff n.
30	Colloquial	bir şey için uygun olmak	be up for something v.
31	Colloquial	bir şey için/bir şeyi yapmak için uygun konumda/yerde olmak	be well, ideally, better placed for something/to do something v.
32	Colloquial	tam uygun şey olmak	be just the job v.
33	Colloquial	(biri/bir şey) için uygun olmak	do for (someone or something) v.
34	Colloquial	(bir şey) tam sana uygun	(something) is you expr.
Idioms
35	Idioms	belirli bir amaç için çok uygun kişi veya şey	raw material n.
36	Idioms	(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey	a better bet n.
37	Idioms	(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey	better bet n.
38	Idioms	(daha) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey	a safer bet n.
39	Idioms	(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey	safest bet n.
40	Idioms	(en) başarılı/iyi/uygun olacağı kesin olan şey	best bet n.
41	Idioms	fiyatı uygun şey	a good five-cent cigar n.
42	Idioms	uygun fiyatlı şey	a good five-cent cigar n.
43	Idioms	(bir şey) için uygun olmak	be cut out for (something) v.
44	Idioms	biri/bir şey için uygun olmak	be cut out for somebody/something v.
45	Idioms	bir şey için uygun olmamak	be not cut out for something v.
46	Idioms	bir şey yapmaya uygun olmamak	be not cut out for something v.
47	Idioms	bir şey için uygun olmamak	not be cut out for something v.
48	Idioms	bir şey yapmaya uygun olmamak	not be cut out for something v.
49	Idioms	(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak	smooth the path for (someone or something) v.
50	Idioms	(biri/bir şey) için uygun zemin/kolaylık sağlamak	smooth the way for (someone or something) v.
51	Idioms	(bir şey yapmayı) uygun görmek	think fit (to do something) v.
52	Idioms	(bir şey yapmayı) uygun bulmak	think fit (to do something) v.
53	Idioms	bir şey için çok uygun	cut out for something adj.
54	Idioms	akla uygun (bir şey)	no earthly (something) adj.
55	Idioms	her şey zevkine/ağız tadına uygun	the goose hangs high expr.
56	Idioms	her şey beğenisine uygun	the goose hangs high expr.
57	Idioms	(bir şey) yapmaya uygun değil	not cut out for (something) expr.
58	Idioms	(bir şey) için uygun değil	not cut out for (something) expr.
Speaking
59	Speaking	karşına sana uygun bir şey çıkacaktır	I'm sure something worthwhile will come along expr.
Gastronomy
60	Gastronomy	kaynatmaya uygun şey	boiler n.
Logic
61	Logic	uygun fikirler ile bağlantı haline getirilen şey	subsumption n.
Cinema
62	Cinema	amerikan film yapımlarına uygun şey	hollywood n.
Slang
63	Slang	en uygun şey	checker n.
64	Slang	uygun fiyatlı şey	a good five-cent cigar n.
65	Slang	her keseye uygun şey	a good five-cent cigar n.
66	Slang	bir kişinin karakterine veya isteklerine uygun olan (şey)	speed n.