uzun menzilli - Turkish English Dictionary
History

uzun menzilli



Meanings of "uzun menzilli" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
uzun menzilli long-range adj.
uzun menzilli long-distance adj.
Technical
uzun menzilli long-range adj.
Military
uzun menzilli long-range adj.

Meanings of "uzun menzilli" with other terms in English Turkish Dictionary : 29 result(s)

Turkish English
General
uzun menzilli radar long range radar n.
uzun menzilli ok flight arrow n.
uzun menzilli (top) long-range adj.
Politics
uzun menzilli sınır ötesi hava kirliliği kongresi convention on long-range transboundary air pollution n.
Telecom
abd gümrük hizmeti uzun menzilli ses haberleşme sistemi customs over-the-horizon enforcement network n.
abd gümrük hizmeti uzun menzilli ses haberleşme sistemi cothen (customs over-the-horizon enforcement network) abrev.
Transportation
uzun menzilli teslimat ile ilgili long-haul adj.
Psychology
uzun menzilli hareket sistemi long range motion system n.
Optics
uzun menzilli lens long distance lens n.
Environment
uzun menzilli taşımacılık long range transport n.
Meteorology
uzun menzilli denizcilik long range navigation n.
Military
çok uzun menzilli radar very long-range radar n.
çok uzun menzilli radar very long range radar n.
uzun menzilli bombardıman uçağı long-range bomber n.
uzun menzilli topçu atışı desteği sağlayan bina firebase n.
uzun menzilli stratejik keşif long-range strategic reconnaissance n.
uzun menzilli radar long-range radar n.
uzun menzilli radar long range radar n.
uzun menzilli keşif long-range recon n.
uzun menzilli bombardıman uçağı long-range bomber aircraft n.
uzun menzilli seyyar füze long-range stand-off missile n.
uzun menzilli orta nükleer güçlü füze longer-range intermediate nuclear force missile n.
uzun menzilli top heavy artillery n.
uzun menzilli kara silahı long tom n.
karada kullanılan uzun menzilli büyük bir silah long tom n.
uzun menzilli top sling [obsolete] n.
uzun menzilli bir füze çeşidi standoff missile n.
Chess
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu skewer n.
uzun menzilli taşın tehdit ettiği rakip taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu skewer n.