English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | well out of (something) v. | (bir şeyden) fışkırmak |
Phrasals | well out of (something) v. | (bir şeyden) dışarı püskürmek |
Phrasals | well out of (something) v. | (bir şeyden) dışarı taşmak |
Phrasals | well out of (something) v. | (bir şeyden) akmak |
Colloquial | ||
Colloquial | well out of (something) adj. | (bir şeyden) çıktığı iyi olmuş |
Colloquial | well out of (something) adj. | artık (bir şeyin) içerisinde olmadığı iyi olmuş |
Colloquial | well out of (something) adj. | (bir şeyden) kurtulduğu iyi olmuş |
Colloquial | well out of (something) adj. | (bir şeyden) iyi ki kurtulmuş |