Turkish | English | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | yakın bir şey | anything like expr. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | -e yakın bir şey | approximation n. |
General | (bir şeye) yakın özellikte olan şey | coadjacent n. |
General | (bir şeye) yakın özellikte olan şey | coadjacent adj. |
Proverb | ||
Proverb | kilisede çalışanlar ya da kiliseye yakın yaşayanlar samimiyetle/kesinlikle dindardır diye bir şey yoktur | nearer the church, the farther from god |
Colloquial | ||
Colloquial | ona yakın bir şey | anything like that expr. |
Colloquial | ona yakın bir şey | something like that expr. |
Idioms | ||
Idioms | (bir şey) tarzında/tarzına yakın olmak | be on the lines of (something) v. |
Idioms | (bir şey) yapmaya çok yakın olmak | teeter on the brink of (something) v. |
Idioms | (bir şey) yapmaya çok yakın olmak | teeter on the edge of (something) v. |
Idioms | (bir şey) çok yakın | a heartbeat away (from something) expr. |
Idioms | (bir şey) olması yakın | a heartbeat away from being (something) [cliché] expr. |
Idioms | bir şeye/bir şey yapmaya çok yakın | within an inch of something/of doing something expr. |