yiyecek ve içecek - Turkish English Dictionary
History

yiyecek ve içecek



Meanings of "yiyecek ve içecek" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
yiyecek ve içecek food and beverage n.
yiyecek ve içecek refreshments n.
yiyecek ve içecek food and drink n.
yiyecek ve içecek gear [dialect] n.

Meanings of "yiyecek ve içecek" with other terms in English Turkish Dictionary : 20 result(s)

Turkish English
General
yahudi din kurallarına göre hazırlanmış yiyecek ve içecek kosher n.
yiyecek ve içecek sağlamak cater v.
Phrases
yiyecek ve içecek ile girilmez no food or drink permitted expr.
yiyecek ve içecek ile girilmez food and drink are not allowed expr.
yiyecek ve içecek ile girilmez no food or drink allowed expr.
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır food and drink are not permitted expr.
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır no food or drink permitted expr.
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır no food or drink allowed expr.
yiyecek ve içecek ile girilmez food and drink are not permitted expr.
yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır food and drink are not allowed expr.
Trade/Economic
tüccar denizciye verilen yasal olan günlük minimum yiyecek ve içecek miktarı whack [uk] n.
sıcak yiyecek ve içecek satan seyyar minibüs pie cart [new zealand] n.
taze yiyecek ve içecek tedarik etmek reprovision v.
taze yiyecek ve içecek stoklamak reprovision v.
Law
(eski ingiliz hukukunda) ormancıların orman sınırları dahilinde yiyecek, içecek ve barınma talep hakkına elverişli arazi terra putura n.
ormancıların, orman sınırları dahilinde yiyecek, içecek ve barınma talebi hakkı puture n.
Tourism
yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran wine bar n.
Gastronomy
yiyecek ya da içecek olarak hazırlanan, meşe palamudu ve kakaodan yapılan çikolataya benzer bir madde racahout n.
Religious
yahudi din kurallarına göre hazırlanmamış (yiyecek ve içecek) unkosher adj.
Environment
ortamdaki kimyasal ya da radyoaktif maddelerden etkilenmiş ve tüketim için uygun olmayan içecek ya da yiyecek chemical contamination n.