yoğunlaştırılmış - Turkish English Dictionary
History

yoğunlaştırılmış



Meanings of "yoğunlaştırılmış" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
yoğunlaştırılmış condensed adj.
yoğunlaştırılmış intensive adj.
yoğunlaştırılmış extended adj.
yoğunlaştırılmış boiled-down adj.
yoğunlaştırılmış inspissate adj.
yoğunlaştırılmış inspissated adj.
yoğunlaştırılmış concentrate adj.
yoğunlaştırılmış cutdown adj.

Meanings of "yoğunlaştırılmış" with other terms in English Turkish Dictionary : 19 result(s)

Turkish English
General
yoğunlaştırılmış yem condensed feed n.
yoğunlaştırılmış şey concentration n.
Technical
yoğunlaştırılmış krom oksit densified chromic oxide n.
yoğunlaştırılmış ultrason ışını yayan bir cihaz saser n.
Telecom
yoğunlaştırılmış dalga boyu bölmeli çoklama  dense wavelenght division multiplex n.
yoğunlaştırılmış dalga boyu bölmeli çoğullama dense wavelength division multiplexing n.
Automotive
yoğunlaştırılmış elektronik kontrol sistemi electronic concentrated control system n.
Marine
yoğunlaştırılmış gözlem alanları areas of intensified observation n.
Medical
yoğunlaştırılmış atımlı ışık intensive pulse light n.
Gastronomy
kaynatılarak yoğunlaştırılmış sos reduction n.
ararot nişastası ile yoğunlaştırılmış şekerli meyve püresinden oluşan bir rus tatlısı kissel n.
tereyağı ve yağda çevrilmiş un ile yoğunlaştırılmış bir et suyu sauce espagnole n.
Chemistry
geri akış işleminde buhardan yoğunlaştırılmış sıvı reflux n.
Agriculture
yoğunlaştırılmış yem condensed feed n.
Forestry
yoğunlaştırılmış ahşap densified wood n.
Education
(kurs, ders) yoğunlaştırılmış immersion adj.
Environment
yoğunlaştırılmış gözlem alanı area of intensified observation n.
Geology
yoğunlaştırılmış magma ichor n.
Military
yoğunlaştırılmış elektromanyetik enerji directed energy n.