yola çıkarak - Turkish English Dictionary
History

yola çıkarak



Meanings of "yola çıkarak" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
yola çıkarak based on prep.
yola çıkarak based upon prep.
Phrases
yola çıkarak on the basis of expr.

Meanings of "yola çıkarak" with other terms in English Turkish Dictionary : 28 result(s)

Turkish English
General
ismin harflerinden yola çıkarak kehanette bulunma onomomancy n.
günlük yaşamda gerçekleştirilen faaliyetlerden yola çıkarak bedeni eğitmeyi içeren egzersiz functional training n.
mevcut gösterge ve kanıtlardan yola çıkarak sonuç çıkarmak decide v.
bundan yola çıkarak based on this adv.
bundan yola çıkarak hereupon adv.
Phrasals
eldeki bilgilerden yola çıkarak bir şeyi çözmek reconstruct (something) from (something else) v.
bir bilgiden yola çıkarak bir hikaye yazmak weave (something) from (something) else v.
duyulan bir şeyden/varsayımdan yola çıkarak bir hikaye uydurmak weave something from something v.
(bir şeyden) yola çıkarak (başka bir şey) yapmak fashion (something) into (something else) v.
Phrases
bundan yola çıkarak from this point of view expr.
buradan yola çıkarak starting from this (point of view) expr.
bu örnekten yola çıkarak based upon this example expr.
bu örnekten yola çıkarak based on this example expr.
bu bakış açısından yola çıkarak from this point of view expr.
bundan yola çıkarak starting from this (point of view) expr.
tecrübeden yola çıkarak based upon experience expr.
bir şeyden yola çıkarak judging by something expr.
bir şeyden yola çıkarak judging from something expr.
(bir şeyden) yola çıkarak judging from (something) expr.
Colloquial
hiç yaşlanmayan kişi (oscar wilde'ın dorian gray'in portresi isimli romanında yaşlanmayan dorian gray karakterinden yola çıkarak türetilmiş bir lakap) dorian gray n.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve hokey sopalarının "l" harfine benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı şekilde/dolaylı yoldan söylenmesi) h-h-double-hockey-sticks expr.
cehennem (ingilizce "hell" kelimesinin ilk iki harfi ve kürdanın "l" harfi şekline benzemesinden yola çıkarak üstü kapalı/dolaylı olarak söylenmesi) h-e-double-toothpicks expr.
Idioms
eski tecrübelerden veya verilerden yola çıkarak hareket etmek/karar vermek play the percentage game v.
'-den yola çıkarak judging by expr.
Medical
fiziki muayeneden ziyade hastanın ifadelerinden yola çıkarak tespit edilen semptom rational symptom n.
Logic
kavramın doğasından yola çıkarak onu somutlaştıran varlığı açıklayan argüman ontological argument n.
Philosophy
evrene ilişkin ampirik gerçeklerden yola çıkarak tanrı'nın varlığını kanıtlamayı amaçlayan argüman cosmological argument n.
Latin
sonuçtan yola çıkarak sebebi bulma a posteriori adj.