die - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
die ölmek v.
  • The plants are dying because nobody is watering them.
  • Kimse sulamadığı için bitkiler ölüyor.
  • He couldn't attend class as his grandfather died.
  • Büyükbabası öldüğü için derslere katılamadı.
  • Too many people in Scotland, Britain, the EU and the world, die from this disease.
  • İskoçya'da, Britanya'da, AB'de ve dünyada çok sayıda insan bu hastalıktan ölmektedir.
Show More (1289)
die vefat etmek v.
  • My uncle died of cancer two years ago.
  • Dayım iki yıl önce kanserden vefat etti.
  • Tom died in his thirties.
  • Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.
  • The old woman was taken to a hospital, but she died not long after.
  • Yaşlı kadın hastaneye kaldırıldı ama kısa süre sonra vefat etti.
Show More (15)
die bitmek v.
  • My car battery died in the middle of the freeway.
  • Arabamın aküsü otoyolun ortasında bitti.
  • Old habits die hard.
  • Eski alışkanlıklar zor biter.
  • My phone died.
  • Telefonumun şarjı bitti.
Show More (4)
die geber interj.
  • Die, scum!
  • Geberin, pislikler!
  • Die.
  • Geber.
  • Die, scum!
  • Geber, pislik.
Show More (1)
die kalıp n.
  • The blacksmith used a die to shape the iron fittings.
  • Demirci, demir bağlantı parçalarına şekil vermek için bir kalıp kullanırdı.
  • The die is cast.
  • Kalıp atıldı.
  • The die has been cast.
  • Kalıp atıldı.
Show More (0)
die gitmek v.
  • If we cannot make Earth Pizza, our dream will die.
  • Eğer Dünyalı Pizzasını yapamazsak hayallerimiz yitip gidecek.
  • She's dying for that cake.
  • O pastaya içi gidiyor.
Show More (-1)
die (şirket) batmak v.
  • The company died because of the economic conditions.
  • Şirket ekonomik koşullar yüzünden battı.
Show More (-2)
die birdenbire durmak (makine) v.
  • The engine just died after five minutes I started it.
  • Çalıştırdıktan beş dakika sonra motor birdenbire durdu.
Show More (-2)
die zar n.
  • John was caught while he was trying to steal the die from the casino.
  • John, kumarhaneden zar çalmaya çalışırken yakalandı.
Show More (-2)
die sona ermek v.
  • The protests have died down.
  • Protestolar sona erdi.
Show More (-2)
die solmak v.
  • The flowers died for lack of water.
  • Çiçekler susuzluktan soldu.
Show More (-2)
die sönmek v.
  • Tom's flashlight died on him before he could get out of the cave.
  • Tom'un feneri mağaradan çıkamadan söndü.
Show More (-2)