spell - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
spell hecelemek v.
  • How do you spell it?
  • Nasıl heceliyorsun?
  • Tom won a prize in the spelling competition.
  • Tom heceleme yarışmasında bir ödül kazandı.
  • Spell your name, please.
  • İsminizi heceleyin lütfen.
Show More (56)
spell büyü n.
  • That witch was trying to cast a spell on me.
  • O cadı bana büyü yapmaya çalışıyordu.
  • They were just two nice people who had fallen temporarily under his spell.
  • Onun büyüsüne geçici olarak kapılmış iki iyi insandılar sadece.
  • They were just two nice people who had fallen temporarily under his spell.
  • Geçici olarak onun büyüsünün etkisi altına giren iki tatlı insandılar işte.
Show More (14)
spell anlamına gelmek v.
  • That also spelt the end of the agreements on premiums concluded among the various Belgian insurers.
  • Bu aynı zamanda çeşitli Belçikalı sigortacılar arasında imzalanan prim anlaşmalarının da sonu anlamına geliyordu.
  • Their departure will spell the end of farms, famine for 12 million inhabitants of Zimbabwe and widespread poverty.
  • Onların gidişi çiftliklerin sonu, 12 milyon Zimbabwe sakini için açlık ve yaygın yoksulluk anlamına gelecektir.
  • The accession of our friends to the EU will not spell an end to the difficulties.
  • Dostlarımızın AB'ye katılımı zorlukların sona ereceği anlamına gelmeyecektir.
Show More (5)
spell dönem n.
  • The lack of rain caused a dry spell.
  • Yağmur yağmaması kurak bir döneme neden oldu.
  • We have had a long spell of hot weather.
  • Uzun bir sıcak hava dönemi geçirdik.
  • The spell of drought did severe damage to the harvest.
  • Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.
Show More (3)
spell kısa süre n.
  • Live animals should only have to endure very short spells of transport.
  • Canlı hayvanlar sadece çok kısa süreli nakillere katlanmak zorunda kalmalıdır.
  • Live animals should only have to endure very short spells of transport.
  • Canlı hayvanlar yalnızca çok kısa süreli nakillere katlanmak zorunda kalmalıdır.
Show More (-1)
spell söylemek v.
  • The barista spelled my name wrong again!
  • Barista adımı yine yanlış söyledi!
Show More (-2)
spell yazmak v.
  • My name is spelled J-A-I-M-E.
  • Adım J-A-I-M-E diye yazılıyor.
Show More (-2)
spell (birinin) nöbetini devralmak v.
  • Could you spell me for a minute? I am starving.
  • Bir dakikalığına nöbetimi devralabilir misin? Açlıktan ölüyorum.
Show More (-2)
spell efsun n.
  • It's like she has me under a spell.
  • Zannedersin ki beni efsunlamış.
Show More (-2)
spell belirtmek v.
  • Should the Commission not spell out the precise criteria for the designation of sensitive areas?
  • Komisyon'un hassas alanların belirlenmesine ilişkin kesin kriterleri belirtmesi gerekmez mi?
Show More (-2)
spell harflerini söylemek (kelimenin) v.
  • Could you spell it, please?
  • Harf harf söyler misiniz, lütfen?
Show More (-2)