|
- The beautiful blonde was sunbathing on the beach.
- Güzel sarışın plajda güneşleniyordu.
- I'm attracted to blondes.
- Ben sarışınların çekimine kapılıyorum.
- Bozhena is a pretty blonde; she is the prettiest girl in our school.
- Bozhena güzel bir sarışın; okulumuzdaki en güzel kız o.
- I am blonde, of course.
- Tabii ki sarışınım.
- She's a blonde girl.
- Sarışın bir kız.
- Are you a natural blonde?
- Doğal bir sarışın mısın?
- She's a blonde girl.
- O sarışın bir kız.
- Are you a natural blonde?
- Doğuştan sarışın mısın?
- She is a blonde girl.
- Sarışın bir kızdır.
- The driver of the car that crashed into the wall was a blonde woman.
- Duvara çarpan arabanın sürücüsü sarışın bir kadındı.
- Is she a real blonde?
- O gerçek bir sarışın mı?
- I want to find a blonde, blue-eyed European woman.
- Sarışın, mavi gözlü Avrupalı bir kadın bulmak istiyorum.
- The sisters are both blondes.
- Kız kardeşlerin her ikisi de sarışınlar.
- What's your favorite blonde joke?
- En sevdiğin sarışın şakası nedir?
- Tom's first girlfriend was a blonde.
- Tom'un ilk kız arkadaşı bir sarışındı.
- I'm a natural blonde.
- Ben doğal sarışınım.
- Is your wife a blonde or a brunette?
- Karın sarışın mı yoksa esmer mi?
- A girl with blonde hair came to see you.
- Sarışın bir kız seni görmeye gelmiş.
- The sisters are both blondes.
- Kız kardeşlerin ikisi de sarışın.
- Maria is the blonde one.
- Maria sarışın olan.
- Is your wife a blonde or a brunette?
- Karınız sarışın mı esmer mi?
- She was a tall, slender blonde.
- Uzun boylu, ince yapılı bir sarışındı.
- She's a dumb blonde.
- O, aptal bir sarışın.
- Do you prefer blondes or brunettes?
- Sarışınları mı yoksa esmerleri mi tercih edersin?
- Mary is blonde.
- Mary sarışın.
- Not all blondes are dumb.
- Bütün sarışınlar aptal değildir.
- Tom likes blondes.
- Tom sarışınlardan hoşlanır.
- Blondes aren't dumb.
- Sarışınlar aptal değildir.
- Both sisters are blondes.
- Her iki kız kardeş sarışındır.
- She is a blonde girl.
- O, sarışın bir kız.
- Tom likes blondes.
- Tom sarışınları sever.
- I cannot believe you used to be blonde and tanned.
- Eskiden sarışın ve bronz tenli olduğuna inanamıyorum.
- Both sisters are blondes.
- İki kız kardeş de sarışın.
- Not all blondes are stupid.
- Tüm sarışınlar aptal değildir.
- The teacher's young daughter was a beautiful blonde with big blue eyes.
- Öğretmenin genç kızı büyük mavi gözlü güzel bir sarışındı.
- Tom prefers blondes.
- Tom sarışınları tercih eder.
- Gentlemen prefer blondes.
- Beyefendiler sarışınları tercih eder.
- When I was little, I was blonde.
- Çocukken sarışındım.
- Tom's first girlfriend was a blonde.
- Tom'un ilk sevgilisi sarışındı.
- Tom thought Mary wasn't a natural blonde.
- Tom, Mary'nin doğuştan sarışın olmadığını düşündü.
- Not all blondes are dumb.
- Tüm sarışınlar aptal değildir.
- She's a dumb blonde.
- O aptal bir sarışın.
- The beautiful blonde was sunbathing on the beach.
- Güzel sarışın sahilde güneşleniyordu.
- Are you really a blonde?
- Gerçekten bir sarışın mısın?
- When I was little, I was blonde.
- Küçükken sarışındım.
- I like blondes.
- Sarışınlardan hoşlanırım.
- Many Germans have blonde hair and blue eyes.
- Almanların çoğu sarışın ve mavi gözlüdür.
- I cannot believe you used to be blonde and tanned.
- Eskiden sarışın ve yanık tenli olduğuna inanamıyorum.
- I like blondes.
- Sarışınları severim.
- Blondes earn 7% more than women with any other hair color.
- Sarışınlar, diğer saç renklerine sahip kadınlardan %7 daha fazla kazanıyor.
- Are you naturally blonde?
- Doğuştan sarışın mısın?
- I am blonde, of course.
- Sarışınım tabii ki.
- My cousin has blonde curly hair.
- Kuzenimin sarışın kıvırcık saçları var.
- Maria is the blonde one.
- Maria sarışın biridir.
- Is Mary a real blonde?
- Mary gerçek bir sarışın mı?
- The teacher's young daughter was a beautiful blonde with big blue eyes.
- Öğretmenin genç kızı büyük mavi gözlü sarışın bir güzeldi.
- My daughter is blonde.
- Kızım sarışın.
- I want to find a blonde, blue-eyed European woman.
- Ben sarışın, mavi gözlü bir Avrupalı kadın bulmak istiyorum.
- Maria is the blonde one.
- Sarışın olan Maria.
- I'm attracted to blondes.
- Sarışınlara ilgi duyuyorum.
- Tom thought Mary wasn't a natural blonde.
- Tom, Mary'nin doğal bir sarışın olmadığını düşünüyordu.
- Mary is blonde.
- Mary sarışındır.
- Blondes earn 7% more than women with any other hair color.
- Sarışınlar diğer saç rengine sahip kadınlardan %7 daha fazla kazanırlar.
- Not all blondes are stupid.
- Bütün sarışınlar aptal değildir.
- Are you really a blonde?
- Gerçekten sarışın mısın?
- The driver of the car that crashed into the wall was a blonde woman.
- Duvara çarpan arabanın şoförü sarışın bir kadındı.
- She's a tall, statuesque blonde with blue eyes.
- Uzun boylu, mavi gözlü, heykelsi bir sarışın.
Show More (64)
|