| 1 |
clutch |
debriyaj |
n. |
|
- The clutch wire of my car was broken.
- Arabamın debriyaj teli kopmuştu.
- I broke the clutch.
- Debriyajı kırdım.
- The truck had a clutch failure.
- Kamyonda debriyaj arızası vardı.
- Take your foot off the clutch.
- Ayağını debriyajdan kaldır.
- The truck had a clutch failure.
- Kamyonun bir debriyaj arızası vardı.
- The clutch isn't working right.
- Debriyaj doğru çalışmıyor.
- Take your foot off the clutch.
- Ayağını debriyajdan çek.
Show More (4)
|
| 2 |
clutch |
tutmak |
v. |
|
- She clutched her boyfriend's arm to keep herself from falling.
- Düşmemek için erkek arkadaşının kolunu tuttu.
- He clutched his wallet in his hand.
- Cüzdanını sıkıca elinde tuttu.
Show More (-1)
|
| 3 |
clutch |
kavramak |
v. |
|
- He clutched her arm firmly.
- Kolunu sıkıca kavradı.
- He clutched her arm firmly.
- O kolunu sıkıca kavradı.
Show More (-1)
|
| 4 |
clutch |
pençe |
n. |
|
- The woman freed herself from the clutch of the culprit.
- Kadın kendini suçlunun pençelerinden kurtardı.
Show More (-2)
|
| 5 |
clutch |
sıkıca tutmak |
v. |
|
- The snatcher couldn't steal her purse as she was clutching it.
- Çantasını sıkıca tuttuğu için kapkaççı onu çalamadı.
Show More (-2)
|
| 6 |
clutch |
pençe gibi sıkmak |
v. |
|
- The threats from the dictator clutched at millions' hearts.
- Diktatörün tehditleri milyonların yüreğini pençe gibi sıkıyordu.
Show More (-2)
|
