|
- This information can be retrieved from the database of advisory bodies.
- Bu bilgiler danışma organlarının veri tabanından alınabilir.
- Furthermore, we must produce a database.
- Ayrıca, bir veri tabanı oluşturmalıyız.
- The more information gathered in a broadly-based database, the better the analyses.
- Geniş tabanlı bir veri tabanında ne kadar çok bilgi toplanırsa, analizler o kadar iyi olur.
- It would therefore be a big step forward if every Member State were to develop such a database.
- Bu nedenle her Üye Devletin böyle bir veri tabanı geliştirmesi ileriye doğru atılmış büyük bir adım olacaktır.
- The database should also contain information about the calendar, budgetary implications and legal base.
- Veri tabanı aynı zamanda takvim, bütçe ve yasal dayanak hakkında da bilgi içermelidir.
- I want it to be clear from the Europol database where the data come from.
- Europol veri tabanında verilerin nereden geldiğinin açık olmasını istiyorum.
- We must have common indicators and a common database.
- Ortak göstergelerimiz ve ortak bir veri tabanımız olmalıdır.
- It is therefore essential to set up a database.
- Bu nedenle bir veri tabanı oluşturmak çok önemlidir.
- The last point regards the database for land-use planning.
- Son nokta ise arazi kullanım planlaması için veri tabanı ile ilgili.
- We know that there is still no database of contracts.
- Hala sözleşmelerle ilgili bir veri tabanı olmadığını biliyoruz.
- The other European-wide database will be of patients in need of a transplant.
- Avrupa çapındaki diğer veri tabanı ise nakil ihtiyacı olan hastalara ait olacak.
- The database should be publicly available.
- Veri tabanı kamuya açık olmalıdır.
- We must have common indicators and a common database.
- Ortak göstergelere ve ortak bir veri tabanına sahip olmalıyız.
- A hacker gained access to sensitive files in the company's database.
- Bir bilgisayar korsanı şirketin veri tabanındaki hassas dosyalara erişim sağladı.
- Tom does not have access to the database.
- Tom'un veri tabanına erişimi yok.
- The university disciplined Mark Zuckerberg for hacking its database.
- Üniversite, Mark Zuckerberg'i veri tabanını hacklediği için disipline verdi.
- The hacker gained access to sensitive files in the company's database.
- Hacker, şirketin veri tabanındaki hassas dosyalara erişim sağladı.
- Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary.
- Herkes yeni kelimeleri göstermek için veri tabanını besleyebilir.
Show More (15)
|
|
- The free database with different levels for users, health staff, companies and others is all very well.
- Kullanıcılar, sağlık personeli, şirketler ve diğerleri için farklı seviyelerde ücretsiz veritabanı çok iyi.
- Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary.
- Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.
- Progress is monitored daily and stored in a database.
- İlerleme günlük olarak izlenerek bir veritabanında saklanır.
- Progress is monitored daily and stored in a database.
- Gelişme günlük olarak takip edilir ve bir veritabanında saklanır.
- Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını nasıl yükleyeceğini öğrendi.
- If the sentence is in the database, we'll obtain at once the translated version.
- Eğer cümle veritabanında ise, biz hemen çevrilmiş sürümünü elde edeceğiz.
- If the sentence is in the database, we'll obtain at once the translated version.
- Eğer cümle veritabanında varsa, hemen tercüme edilmiş versiyonunu elde edeceğiz.
- A hacker gained access to sensitive files in the company's database.
- Bir bilgisayar korsanı, şirketin veritabanındaki hassas dosyalara erişebildi.
Show More (5)
|
