delicate - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
delicate hassas adj.
  • This is a delicate situation that has to be handled accordingly.
  • Uygun şekilde ele alınması gereken hassas bir durum bu.
  • There are two particularly delicate problems which arise with regard to agriculture.
  • Tarımla ilgili olarak ortaya çıkan özellikle hassas iki sorun vardır.
  • Fulfilling both of these objectives requires a delicate balance to be struck.
  • Bu iki hedefin de yerine getirilmesi hassas bir denge kurulmasını gerektirmektedir.
Show More (76)
delicate narin adj.
  • Magnolias have very delicate petals that wither the moment you touch them.
  • Manolyaların çok narin yaprakları vardır ve onlara dokunduğunuz anda solarlar.
  • My grandmother is a delicate lady.
  • Büyükannem narin bir hanımefendidir.
  • They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
  • Büyük, şeffaf, soluk yeşil kanatları ve narin bir gövdesi vardır.
Show More (15)
delicate zarif adj.
  • You have such delicate hands.
  • Çok zarif elleriniz var.
  • Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.
  • Fadıl, zarif Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi.
  • Layla had very delicate features.
  • Layla'nın çok zarif özellikleri vardı.
Show More (0)
delicate ince adj.
  • My favorite is this towel with delicate needlework.
  • En sevdiğim, ince iğne işi olan bu havlu.
Show More (-2)