|
- With everyone counting the same way, business and trade will explode.
- Herkesin aynı yolla saymasıyla ticaret ve alışveriş patlayacak.
- With everyone counting the same way, business and trade will explode.
- Herkes aynı şekilde sayı sayarsa, alışveriş ve ticaret patlayacaktır.
- In 2013, a meteor exploded over Chelyabinsk, Russia.
- 2013 yılında Rusya'nın Çelyabinsk kenti üzerinde bir meteor patladı.
- Tom looked like he was about to explode.
- Tom patlamak üzereymiş gibi görünüyordu.
- Stars emanate gamma rays when they explode.
- Yıldızlar patladıklarında gama ışınları yayarlar.
- My heart is pounding so hard it feels like it's going to explode.
- Kalbim o kadar hızlı çarpıyor ki patlayacakmış gibi hissediyorum.
- I thought my head was going to explode.
- Kafamın patlayacağını düşündüm.
- A war exploded between the two countries.
- İki ülke arasında bir savaş patladı.
- I'm about to explode.
- Patlamak üzereyim.
- It might explode.
- Patlayabilir.
- The rocket exploded on the launch pad.
- Roket fırlatma rampasında patladı.
- Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded.
- Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.
- In 2013, a meteor exploded over Chelyabinsk, Russia.
- 2013'te, Rusya'daki Çelyabinsk üzerinde bir meteor patladı.
- Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded.
- Tom, etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
- Uçak patladı ve okyanusa düşerek içindeki tüm insanları öldürdü.
- It's going to explode!
- Patlayacak!
- My heart is pounding so hard it feels like it's going to explode.
- Kalbim o kadar çok sert vuruyor ki patlayacakmış gibi geliyor.
- Tom looks about ready to explode.
- Tom patlamaya hazır gibi görünüyor.
- The bomb will explode in 10 seconds.
- Bomba 10 saniye içinde patlayacak.
- There's a reason the rumor exploded.
- Dedikodunun patlamasının bir sebebi var.
- Don't step on that, it'll explode!
- Üstüne basma, patlayacak!
- The grenade exploded five metres from the soldiers.
- El bombası askerlerden beş metre uzakta patladı.
- Don't step on that, it's going to explode!
- Üstüne basma, patlayacak!
- Tom was able to get out of his car before it exploded.
- Tom, o patlamadan önce arabasından çıkabildi.
- How could it have exploded?
- Nasıl patlamış olabilir?
- Layla was a timebomb waiting to explode.
- Leyla patlamayı bekleyen bir zaman ayarlı bombaydı.
- The sewer pipe exploded.
- Kanalizasyon borusu patladı.
- The bomb caused a lot of damage when it exploded.
- Bomba patladığında çok fazla hasara neden oldu.
- A petroleum platform exploded in the bay.
- Körfezde bir petrol platformu patladı.
- She exploded at him.
- Ona patladı.
- Layla was a timebomb waiting to explode.
- Leyla patlamayı bekleyen bir saatli bombaydı.
- I feel like my head is going to explode.
- Kafam patlayacakmış gibi hissediyorum.
- Some satellites have exploded or collided.
- Bazı uydular patladılar veya çarpıştılar.
- Tom was the only one on the ship when it exploded.
- Tom gemi patladığında gemideki tek kişiydi.
- Sami's forbidden affair exploded.
- Sami'nin yasak ilişkisi patladı.
- Stars emanate gamma rays when they explode.
- Yıldızlar patladıkları zaman gama ışınları yayarlar.
- It's going to explode.
- Bu patlayacak.
- Tom was trying to defuse the bomb when it exploded.
- Tom bomba patladığında onu etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
- This message will explode in three seconds.
- Bu mesaj üç saniye içinde patlayacak.
- Some satellites have exploded or collided.
- Bazı uydular patladı ya da çarpıştı.
- Tom was trying to defuse the bomb when it exploded.
- Tom bomba patladığında etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.
- I feel like my head is going to explode.
- Kafamı patlayacakmış gibi hissediyorum.
- This message will explode in three seconds.
- Bu mesaj üç saniyede patlayacak.
- A meteor exploded in Russia, yet since then no governments have started to take the threat of meteor strikes seriously.
- Rusya'da bir meteor patladı, ancak o zamandan beri hiçbir hükümet meteor çarpması tehdidini ciddiye almaya başlamadı.
- They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
- The Internet has exploded in popularity.
- İnternetin popülaritesi patladı.
- The bomb exploded two days ago.
- Bomba iki gün önce patladı.
- Tom looks about ready to explode.
- Tom neredeyse patlamaya hazır görünüyor.
- It's going to explode!
- Bu patlayacak!
- I saw the car explode.
- Arabanın patladığını gördüm.
- It's going to explode.
- Patlayacak.
- The rocket exploded on the launch pad.
- Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı.
- Tom was able to get out of his car before it exploded.
- Tom patlamadan önce arabasından çıkabildi.
- An asteroid exploded over Chelyabinsk in Russia.
- Rusya'da Chelyabinsk üzerinde bir asteroit patladı.
- The car exploded a few moments after the collision.
- Araba çarpışmadan birkaç dakika sonra patladı.
- The bridge exploded.
- Köprü patladı.
- My head is exploding.
- Kafam patlıyor.
- They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Silah seslerini ve patlayan mermileri duyabiliyorlardı.
- Shortly after the fire started, the petrol station exploded.
- Yangın başladıktan kısa bir süre sonra benzin istasyonu patladı.
- The bomb caused a lot of damage when it exploded.
- Bomba patladığında çok hasara neden oldu.
- There's a reason the rumor exploded.
- Söylentinin patlamasının bir nedeni var.
- The plane exploded and plunged into the ocean, killing all the people on board.
- Uçak patladı ve okyanusa düştü ve uçaktaki herkes öldü.
- I thought my head would explode.
- Kafam patlayacak sandım.
- The boat exploded and caught fire.
- Tekne patlayıp alev aldı.
- I thought my head would explode.
- Başımın patlayacağını düşündüm.
- I thought my head was going to explode.
- Kafam patlayacak sandım.
- The room exploded in laughter.
- Oda kahkahalarla patladı.
- The boat exploded and caught fire.
- Tekne patladı ve alev aldı.
- It's about to explode!
- Patlamak üzere!
- The grenade exploded five metres from the soldier.
- El bombası askerden beş metre uzakta patladı.
- The bomb was defused just minutes before it would have exploded.
- Bomba patlamadan sadece birkaç dakika önce etkisiz hale getirildi.
- The gas tank is going to explode.
- Benzin deposu patlayacak.
- A meteor exploded in Russia, yet since then no governments have started to take the threat of meteor strikes seriously.
- Rusya'da bir meteor patladı, ancak o zamandan beri hiçbir hükümet meteor patlaması tehdidini ciddiye almaya başlamadı.
- The iron exploded.
- Ütü patladı.
Show More (71)
|
