fairly - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
fairly oldukça adv.
  • This box is fairly heavy.
  • Bu kutu oldukça ağır.
  • One fairly prosaic example is the toilet paper tube.
  • Oldukça yavan bir örnek tuvalet kağıdı tüpüdür.
  • One fairly prosaic example is the toilet paper tube.
  • Oldukça alelade bir örnek, karton tuvalet kağıdı rulosudur.
Show More (167)
fairly adil bir şekilde adv.
  • Ultimately, it is down to us, as Parliament, to allocate the scarce resources as fairly as possible.
  • Nihayetinde, kıt kaynakları mümkün olduğunca adil bir şekilde tahsis etmek Parlamento olarak bize düşmektedir.
  • We should look at the situation fairly and consider the underlying causes.
  • Duruma adil bir şekilde bakmalı ve altında yatan sebepleri göz önünde bulundurmalıyız.
  • We should look at the situation fairly and consider the underlying causes.
  • Duruma adil bir şekilde bakmalı ve altta yatan nedenleri göz önünde bulundurmalıyız.
Show More (15)
fairly epey adv.
  • Tom is fairly old, isn't he?
  • Tom epeyce yaşlı, değil mi?
  • I'm doing fairly well now.
  • Artık epey iyiyim.
Show More (-1)
fairly adil adv.
  • Ginny claimed that she hadn't been treated fairly at the office.
  • Ginny ofiste kendisine adil davranılmadığını iddia etti.
Show More (-2)
fairly bayağı adv.
  • She fairly knocked me down.
  • Beni bayağı hırpaladı.
Show More (-2)
fairly tam olarak adv.
  • Their interests have to be taken fairly and fully into account.
  • Çıkarları adil ve tam olarak dikkate alınmalıdır.
Show More (-2)
fairly dürüst bir biçimde adv.
  • Let's treat everybody fairly.
  • Herkese dürüst bir biçimde davranalım.
Show More (-2)
fairly adilane adv.
  • Tom has been treating you fairly, hasn't he?
  • Tom sana adilane davranıyor, değil mi?
Show More (-2)
fairly adilce adv.
  • Does Tom think he's been treated fairly?
  • Tom kendisine adilce davranıldığını mı düşünüyor?
Show More (-2)