| 1 |
fold |
katlamak |
v. |
|
- The table folds down, so you can fit it in your trunk.
- Masa aşağı katlanır, böylece bagajınıza sığdırabilirsiniz.
- Please fold and put away your laundry.
- Lütfen çamaşırlarınızı katlayarak kaldırınız.
- Her classmates folded three hundred and fifty-six cranes so that one thousand were buried with her.
- Sınıf arkadaşları, bin tanesi onunla birlikte gömüllsün diye üç yüz elli altı turna katladılar.
- This is the first time I've ever folded the big carpet by myself.
- İlk defa büyük halıyı tek başıma katlıyorum.
- Tom folded his shirts.
- Tom gömleklerini katladı.
- Ken folded the sheet in half.
- Ken çarşafı ikiye katladı.
- Tom folded the letter.
- Tom mektubu katladı.
- I folded my shirts and put them in my suitcase.
- Gömleklerimi katladım ve onları valizime koydum.
- Tom folded his T-shirt carefully.
- Tom tişörtünü dikkatli bir şekilde katladı.
- Why are you folding my clothes?
- Neden kıyafetlerimi katlıyorsun?
- Fold the leaf in half.
- Yaprağı ortadan ikiye katlayın.
- She folded a blanket.
- O bir battaniyeyi katladı.
- Have you ever folded a flag?
- Hiç bayrak katladın mı?
- Tom neatly folded the paper.
- Tom kağıdı düzgünce katladı.
- Tom folded his clothes.
- Tom çamaşırlarını katladı.
- I folded the towel in half.
- Havluyu ikiye katladım.
- Tom folded the paper.
- Tom kağıdı katladı.
- Can you help me fold the clothes?
- Giysileri katlamama yardım eder misin?
- Tom folded his sheets.
- Tom çarşaflarını katladı.
- How many times have I told you to fold your clothes?
- Sana kaç kere kıyafetlerini katlamanı söyledim?
- Fold the egg whites into the lemon curd.
- Yumurta aklarını limonlu lorun içine katlayın.
- Tom neatly folded the paper.
- Tom kâğıdı özenle katladı.
- Tom folded the napkins.
- Tom peçeteleri katladı.
- Tom folded his handkerchief.
- Tom mendilini katladı.
- Tom is folding his shirt.
- Tom gömleğini katlıyor.
- Tom folded the paper and put it in his pocket.
- Tom kağıdı katladı ve onu cebine koydu.
- He folded the papers and threw them onto the table.
- Kağıtları katladı ve masanın üzerine attı.
- Ken folded the sheet in half.
- Ken kağıdı ikiye katladı.
- I folded my socks and put them into the drawer.
- Çoraplarımı katlayıp çekmeceye koydum.
- How many times have I told you to fold your clothes?
- Kaç kez sana elbiselerini katlamayı söyledim.
- Fold the egg whites into the lemon curd.
- Yumurta beyazlarını limon kabuğunun içine katlayın.
- Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.
- Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi.
- Emmy folded the napkin in half.
- Emmy peçeteyi ikiye katladı.
- He folded the papers and threw them onto the table.
- O, kağıtları katladı ve masanın üzerine attı.
- Fold the napkins and put one by each plate.
- Peçeteleri katla ve her tabağın yanına bir tane koy.
- I folded my shirts and put them in my suitcase.
- Gömleklerimi katladım ve bavuluma koydum.
- Tom folded the paper back up.
- Tom kağıdı geri katladı.
- Ken folded the blanket in half.
- Ken battaniyeyi ikiye katladı.
- Tom folded the paper and put it in his pocket.
- Tom kağıdı katladı ve cebine koydu.
- Tom folded the towels and put them on the shelf.
- Tom havluları katladı ve onları rafa koydu.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
- Can you help me fold clothes?
- Kıyafetlerimi katlamama yardım eder misin?
- I'm folding my dress.
- Elbisemi katlıyorum.
- Tom folded the blankets.
- Tom battaniyeleri katladı.
- Tom folded the napkins carefully.
- Tom peçeteleri dikkatlice katladı.
- Tom folded the blankets and put them into the closet.
- Tom battaniyeleri katladı ve dolaba koydu.
- I folded the towel in half.
- Ben havluyu ikiye katladım.
- She folded the quilt.
- O, yorganı katladı.
- Tom folded the towels and put them on the shelf.
- Tom havluları katladı ve rafa koydu.
- It took me several hours to fold all the clothes.
- Bütün kıyafetleri katlamak birkaç saatimi aldı.
- Tom folded the blanket.
- Tom battaniyeyi katladı.
- I am folding my dress.
- Elbisemi katlıyorum.
- Tom is folding his clothes.
- Tom kıyafetlerini katlıyor.
- Tom folded the letter and put it into the envelope.
- Tom mektubu katladı ve zarfın içine koydu.
- She folded her handkerchief neatly.
- O, mendilini düzgünce katladı.
- She folded a blanket.
- Bir battaniyeyi katladı.
- Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.
- Tom folded the paper before handing it to Mary.
- Tom kağıdı Mary'ye vermeden önce katladı.
- Help me fold.
- Katlamama yardım et.
- I folded all the towels.
- Bütün havluları katladım.
- I folded the newspaper and put it into my briefcase.
- Gazeteyi katladım ve çantama koydum.
- Fold the paper in the middle.
- Kağıdı ortadan katla.
- Why are you folding my clothes?
- Neden elbiselerimi katlıyorsun?
- Can you help me fold clothes?
- Çamaşırları katlamama yardım eder misin?
- Tom taught me to fold an origami shuriken.
- Tom bana origami shuriken katlamayı öğretti.
- I folded the newspaper and put it into my briefcase.
- Gazeteyi katladım ve evrak çantama koydum.
- I folded my socks and put them into the drawer.
- Çoraplarımı katladım ve çekmeceye koydum.
- Fold the leaf in half.
- Yaprağı ikiye katla.
- Tom folded his T-shirt carefully.
- Tom tişörtünü dikkatlice katladı.
- Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlıca kâğıdı katlamaya çalıştı.
- Help me fold.
- Katlamama yardım edin.
- Mary folded her T-shirt carefully.
- Mary tişörtünü dikkatlice katladı.
- Tom folded the letter and put it into the envelope.
- Tom mektubu katladı ve onu zarfa koydu.
- Tom folded his clothes.
- Tom elbiselerini katladı.
- She folded the quilt.
- Yorganı katladı.
- Tom is folding his laundry.
- Tom çamaşırlarını katlıyor.
- Fold the napkins and put one by each plate.
- Peçeteleri katlayın ve her tabağın yanına bir tane koyun.
- I folded the towels.
- Havluları katladım.
- It took me several hours to fold all the clothes.
- Tüm giysileri katlamak birkaç saatimi aldı.
- Have you ever folded a flag?
- Hiç bir bayrak katladın mı?
- Tom folded the newspaper and put it under his arm.
- Tom gazeteyi katladı ve kolunun altına koydu.
- Tom helped Mary fold the laundry.
- Tom Mary'nin çamaşırları katlamasına yardım etti.
- Tom is folding his clothes.
- Tom giysilerini katlıyor.
- Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.
- Mary kıyafetlerini özenle katladı ve şifonyerinin çekmecelerine yerleştirdi.
- Can you help me fold the clothes?
- Giysileri katlamama yardım edebilir misin?
- I need to fold the laundry.
- Çamaşırları katlamam lazım.
- We fold the flag after the festival.
- Festivalden sonra bayrağı katlıyoruz.
- Tom folded his clothes and put them in his suitcase.
- Tom giysilerini katladı ve bavuluna koydu.
- I need to fold the laundry.
- Çamaşırları katlamam gerek.
- Tom helped Mary fold the blankets.
- Tom, Mary'nin battaniyeleri katlamasına yardım etti.
- Tom folded an origami crane.
- Tom bir origami turna katladı.
Show More (93)
|
| 2 |
fold |
kavuşturmak |
v. |
|
- All the players stood there with their arms folded.
- Tüm oyuncular kollarını kavuşturmuş bir şekilde orada duruyordu.
- He folded his arms over his chest.
- Kollarını göğsünde kavuşturdu.
- She folded her arms over her chest.
- O kollarını göğsünde kavuşturdu.
- He just looked on with his arms folded.
- Kollarını kavuşturup öylece baktı.
- Tom folded his arms.
- Tom kollarını kavuşturdu.
- I stood with my arms folded.
- Kollarımı kavuşturarak durdum.
- Jim sat alone with his arms folded.
- Jim kollarını kavuşturmuş tek başına oturuyordu.
Show More (4)
|
| 3 |
fold |
iflas etmek |
v. |
|
- The company finally folded up after the last financial crisis.
- Şirket son mali krizin ardından en sonunda iflas etti.
- Two national carriers, Sabena and Swissair, have folded.
- İki ulusal taşıyıcı, Sabena ve Swissair iflas etti.
Show More (-1)
|
| 4 |
fold |
kıvrım |
n. |
|
- The green velvet curtains hung in thick folds.
- Yeşil kadife perdeler kalın kıvrımlar halinde asılmıştı.
- She cut the newspaper along the fold.
- Gazeteyi kıvrımlarından kesti.
Show More (-1)
|
| 5 |
fold |
kat |
n. |
|
- Such legal errors are then multiplied fifteen fold in the implementation.
- Bu tür yasal hatalar daha sonra uygulamada on beş katına çıkmaktadır.
- Fold the egg whites into the egg yolks.
- Yumurta aklarını yumurta sarılarına katın.
Show More (-1)
|
| 6 |
fold |
kıvırmak |
v. |
|
- Fold the filter along the side and bottom, then place it in the coffee maker.
- Filtreyi yanlardan ve alttan kıvırın, ardından kahve makinesine yerleştirin.
Show More (-2)
|
| 7 |
fold |
ağıl |
n. |
|
- He slept in the folds beside the sheep.
- Koyunların yanındaki ağılda uyudu.
Show More (-2)
|
| 8 |
fold |
çukur |
n. |
|
- He was there to observe the folds in the rock.
- Kayadaki çukurları gözlemlemek için oradaydı.
Show More (-2)
|
| 9 |
fold |
kat |
suf. |
|
- Visits to the museum have increased threefold since last year.
- Müzeye yapılan ziyaretler geçen yıldan bu yana üç kat arttı.
Show More (-2)
|
| 10 |
fold |
…yönlü |
suf. |
|
- The benefits of the plan are twofold: Economic and social.
- Planın faydaları iki yönlüdür: Ekonomik ve sosyal.
Show More (-2)
|
| 11 |
fold |
katlanmak |
v. |
|
- The bed folds into the wall.
- Yatak duvarın içine doğru katlanıyor.
Show More (-2)
|
| 12 |
fold |
kıvırmak |
v., n. |
|
- She folded her handkerchief neatly.
- Mendilini düzgünce kıvırdı.
Show More (-2)
|
