The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Inglés	Turco
1	genius	dahi	n.
	It does not take a genius to work out that recovery does not mean incinerating waste. Geri kazanımın atıkların yakılması anlamına gelmediğini anlamak için dahi olmaya gerek yok. One does not have to be a genius to see that some people are going to be disappointed. Bazı insanların hayal kırıklığına uğrayacağını görmek için dahi olmaya gerek yok. You do not have to be a genius to understand that these latest crimes are disastrous for the Palestinian Authority. Bu son suçların Filistin Yönetimi için bir felaket olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. The person who did this is a genius. Bunu yapan kişi bir dahidir. The person who made this is a genius. Bunu yapan kişi bir dahidir. Whoever designed that champion is a genius. Bu şampiyonu kim tasarladıysa bir dahidir. Does this mean that our grandchildren will be geniuses compared to us? Bu, torunlarımızın bize kıyasla dahi olacağı anlamına mı geliyor? So what does all this tell us about geniuses like Ramanujan? Peki tüm bunlar bize Ramanujan gibi dahiler hakkında ne söylüyor? Curiosity is an important trait for geniuses, FBI agents, and anyone who wants to be emotionally intelligent. Merak, dahiler, FBI ajanları ve duygusal açıdan zeki olmak isteyen herkes için önemli bir özelliktir. Everyone who suffers from a mental illness is a genius. Akıl hastalığından muzdarip olan herkes bir dahidir. It takes a genius to catch a psychopath. Bir psikopatı yakalamak için dahi olmak gerekir. Kim Seondal (Yoo Seung-Ho) is a genius swindler, possessing an alluring appearance and boldness. Kim Seondal (Yoo Seung-Ho), çekici bir görünüme ve cesarete sahip, dahi bir dolandırıcıdır. Michael Faraday was a genius that changed the history of physics and chemistry. Michael Faraday fizik ve kimya tarihini değiştiren bir dahiydi. You son is a genius, and he studies extremely hard. Oğlunuz bir dahi ve son derece sıkı çalışıyor. You son is a genius, and he studies extremely hard. Oğlunuz bir dahi ve çok sıkı çalışıyor. Tom thinks Mary is a genius. Tom Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyor. Tom thinks Mary is a genius. Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyor. Tom thought that Mary was a genius. Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu düşünüyordu. We came to the conclusion that he is a genius. Biz onun bir dahi olduğu sonucuna vardık. It is no exaggeration to say that he is a genius. Onun bir dahi olduğunu söylemek abartı olmaz. It is believed that she is a genius. Onun bir dahi olduğuna inanılmaktadır. Tom thinks he's a genius, but I don't agree with him. Tom bir dahi olduğunu düşünüyor, ama ben onunla aynı fikirde değilim. Tom thinks he's a genius, but I don't agree with him. Tom bir dahi olduğunu düşünüyor, ancak onunla aynı fikirde değilim. Tom thinks he's a genius. Tom bir dahi olduğunu düşünüyor. Tom thinks he's a genius. Tom onun bir dahi olduğunu düşünür. I'm not a genius. Ben bir dahi değilim. It is believed that she is a genius. Onun bir dahi olduğuna inanılıyor. We're not geniuses. Biz dahi değiliz. This guy is an absolute genius. Bu adam tam bir dahi. Everyone says that Kate is a genius and will have a successful future. Herkes Kate'in bir dahi olduğunu ve başarılı bir geleceği olacağını söylüyor. It is no exaggeration to say that he is a genius. Onun dahi olduğunu söylemek abartı değildir. It's not an exaggeration to state that he is a genius. Onun bir dahi olduğunu söylemek abartı olmaz. It's obvious to everyone that he's a genius. Onun bir dahi olduğu herkesin malumu. It's possible that he's a genius. Onun bir dahi olması mümkün. He had the illusion that he was a genius. Bir dahi olduğu yanılsamasına kapılmış. He is far from a genius. Dahi olmaktan çok uzak. He is said to be a genius. Dahi olduğu söyleniyor. He is a genius. O bir dahi. Her son is a genius. Oğlu bir dahi. His son is a genius. Oğlu bir dahi. He may be a genius. O bir dahi olabilir. He thinks he's a genius. Kendini dahi sanıyor. Tom is apparently some kind of genius when it comes to music. Görünüşe göre Tom müzik konusunda bir tür dahi. We're geniuses. Biz dahiyiz. Tom is either an idiot or a genius. Tom ya bir aptal ya da bir dahi. I found him a genius at chemistry. Onu kimyada bir dahi olarak gördüm. Many of Tom's friends think he's a genius. Tom'un birçok arkadaşı onun bir dahi olduğunu düşünüyor. Of all the famous baseball players, he stands out as a genius. Tüm ünlü beyzbol oyuncuları arasında o, bir dahi olarak öne çıkıyor. All children are potential geniuses. Bütün çocuklar potansiyel dahidir. She is what is called a genius. Tam dahi dediğimiz tiplerden. That he is a genius is clear to everyone. Onun bir dahi olduğu herkes için açıktır. Great geniuses have the shortest biographies. Büyük dahiler en kısa biyografilere sahiptir. All children are potential geniuses. Bütün çocuklar potansiyel dahilerdir. My sister is a genius! Kız kardeşim bir dahi! She is a genius at mathematics. Matematikte bir dahi. It's possible that Tom is a genius. Tom'un dahi olması mümkündür. Many of Tom's friends think he's a genius. Tom'un arkadaşlarının çoğu onun bir dahi olduğunu düşünüyor. Tom, you're a genius! Tom, sen bir dahisin! He's a total genius! O tam bir dahi! Tom, you're a genius. Tom, sen bir dahisin. As everyone knows, he is a genius. Herkesin bildiği gibi, o bir dahi. We're geniuses. Bizler dahiyiz. He is a genius in his own opinion. Kendine göre bir dahi. I think Tom is a genius. Bence Tom bir dahi. I think Tom is a genius. Tom'un bir dahi olduğunu düşünüyorum. Tom is a genius. Tom bir dahidir. It's possible that he's a genius. Onun bir dahi olması mümkündür. She is a genius. O bir dahi. It's possible that Tom is a genius. Tom'un bir dahi olması mümkün. Tom thinks he's a genius. Tom'a göre o bir dahi. She is a kind of genius. O bir tür dahi. A genius can sometimes have rude manners. Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir. I think you're a genius. Bence sen bir dahisin. She is what is called a genius. Tam bir dahi. I'm a genius. Ben bir dahiyim. My sister is a genius! Benim kız kardeşim bir dahidir! People often have no sympathy for geniuses. İnsanlar genellikle dahilere sempati duymazlar. Napoleon Bonaparte is considered to be one of the greatest military geniuses of world history. Napolyon Bonapart, dünya tarihinin en büyük askeri dahilerinden biri kabul edilir. She was a genius in mathematics. Matematikte bir dahiydi. You don't have to be a genius to know who said that. Bunu kimin söylediğini bilmek için dahi olmanıza gerek yok. You don't have to be a genius. Dahi olmana gerek yok. Your son is a genius. Oğlunuz bir dahi. I'm a very stable genius. Ben çok istikrarlı bir dahiyim. You are a genius. Sen bir dahisin. You're a fucking genius. Sen lanet bir dahisin. I'm no genius. Ben dahi değilim. Is Tom a genius? Tom bir dahi mi? You're a genius. Sen bir dahisin. You guys are geniuses. Siz dahisiniz. Tom certainly isn't the genius he thinks he is. Tom kesinlikle düşündüğü gibi bir dahi değil. Tom is no genius. Tom dahi değil. Tom may be a genius. Tom bir dahi olabilir. Tom is a genius. Tom bir dahi. You guys are geniuses. Sizler dahisiniz. You are a musical genius. Sen bir müzik dahisisin. Tom says Mary is a genius. Tom, Mary'nin bir dahi olduğunu söylüyor. Tom says you're a genius. Tom senin bir dahi olduğunu söylüyor. You're geniuses. Siz dahisiniz. You're geniuses. Sizler dahisiniz. Show More (96)
2	genius	deha	n.
	Alex's daughter was selected to a school for mathematical geniuses. Alex'in kızı matematik dehalarına özel bir okula seçildi. One day, this mathematical genius stopped taking his prescribed medications. Bir gün, bu matematik dehası reçeteli ilaçlarını almayı bıraktı. Think you need to be a tech genius to build your own website? Kendi web sitenizi oluşturmak için teknoloji dehası olmanız gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Think you need to be a tech genius to create your own website? Kendi web sitenizi oluşturmak için teknoloji dehası olmanız gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Wagner was a literary genius but no musician. Wagner bir edebiyat dehasıydı ama müzisyen değildi. Engineering genius Nikola Tesla was no exception. Mühendislik dehası Nikola Tesla da bir istisna değildi. Einstein was a mathematical genius. Einstein bir matematik dehasıydı. You're a genius. Sen bir dehasın. You are a musical genius. Sen bir müzik dehasısın. There's a fine line between genius and insanity. Deha ile delilik arasında ince bir çizgi vardır. There's a fine line between genius and stupidity. Deha ile aptallık arasında ince bir çizgi vardır. There's a very fine line between genius and insanity. Deha ile delilik arasında çok ince bir çizgi vardır. Tom is dancing on the fine line between genius and insanity. Tom, deha ve delilik arasındaki ince çizgide dans ediyor. We came to the conclusion that he is a genius. Onun bir deha olduğu sonucuna ulaştık. I'm not a genius. Ben deha değilim. Tom is a math genius. Tom bir matematik dehası. Tom is a mathematical genius. Tom bir matematik dehası. Tom is a musical genius. Tom bir müzik dehası. Tom is a math genius. Tom bir matematik dehasıdır. Everyone says that Kate is a genius and will have a successful future. Herkes Kate'in bir deha olduğunu ve başarılı bir geleceğe sahip olacağını söylüyor. Genius and madness are separated only by success. Deha ve delilik sadece başarı ile ayrılır. He is a genius. O bir deha. He is said to be a genius. Onun bir deha olduğu söyleniyor. I think Tom may be a genius. Bence Tom bir deha olabilir. Genius is nothing more than one's rediscovered youth. Deha, kişinin yeniden keşfettiği gençliğinden başkası değildir. She is a genius at mathematics. O, matematikte bir dehadır. Her son is a genius. Onun oğlu bir deha. Her genius makes up for her lack of experience. Dehası deneyimsizliğini telafi ediyor. He is a mathematical genius. O bir matematik dehasıdır. He is a mathematical genius. O bir matematik dehası. Show More (27)
3	genius	dâhi	n.
	Tom says you're a genius. Tom senin dâhi olduğunu söylüyor. Tom thought that Mary was a genius. Tom Mary'nin bir dâhi olduğunu düşünüyordu. Tom is either an idiot or a genius. Tom ya aptal ya da dâhi. He is a genius. O bir dâhi. It's genius! Bu dâhice! I think Tom may be a genius. Bence Tom bir dâhi olabilir. His son is a genius. Onun oğlu bir dâhi. She thinks she's a genius. Bir dâhi olduğunu düşünüyor. Show More (5)
4	genius	dahilik	n.
	There's a fine line between genius and stupidity. Dahilik ve aptallık arasında ince bir çizgi vardır. There's a fine line between genius and insanity. Dahilik ve delilik arasında ince bir sınır vardır. For all his genius, he is as unknown as ever. Tüm dahiliğine rağmen, her zamanki gibi onu kimse tanımıyor. Show More (0)
5	genius	üstün yetenek	n.
	Tolkien is a writer of genius. Tolkien üstün yetenekli bir yazardır. Show More (-2)