| 1 |
guess |
tahmin etmek |
v. |
|
- If you guess wrong, it's my turn again.
- Eğer yanlış tahmin edersen, sıra yine bende.
- We can only ever guess the reasons why no proposals are presented to us.
- Bize hiçbir önerinin sunulmamasının nedenlerini ancak tahmin edebiliriz.
- It is not hard to guess what the position of these Governments would be if they were the ones taking the decision.
- Kararı alan onlar olsaydı bu Hükümetlerin tutumunun ne olacağını tahmin etmek zor değil.
- We can only ever guess the reasons why no proposals are presented to us.
- Bize hiçbir öneri sunulmamasının nedenlerini ancak tahmin edebiliriz.
- It is not hard to guess what the position of these Governments would be if they were the ones taking the decision.
- Kararı verenler kendileri olsaydı bu Hükümetlerin tutumunun ne olacağını tahmin etmek zor değil.
- As you can guess, these transactions include hotel reservations.
- Tahmin edebileceğiniz gibi bu işlemlere otel rezervasyonları da dahil.
- It's not hard to guess what these words are describing.
- Bu kelimelerin neyi tarif ettiğini tahmin etmek zor değil.
- It's not hard to guess what these words are describing.
- Bu sözlerin neyi tanımladığını tahmin etmek güç değil.
- Can you guess the price?
- Fiyatı tahmin edebilir misiniz?
- Can you guess what this is?
- Bunun ne olduğunu tahmin edebilir misiniz?
- Why don't you guess?
- Niçin tahmin etmiyorsun?
- Can you guess my age?
- Benim yaşımı tahmin edebilir misiniz?
- I knew you couldn't guess the answer.
- Cevabı tahmin edemeyeceğini biliyordum.
- I'm just guessing.
- Sadece tahmin ediyorum.
- Tom guessed Mary's weight.
- Tom, Mary'nin kilosunu tahmin etti.
- I just guessed.
- Sadece tahmin ettim.
- You'll never guess what Tom did.
- Tom'un ne yaptığını asla tahmin edemezsin.
- How did Tom guess the answer?
- Tom cevabı nasıl tahmin etti?
- No one can guess what he's thinking now.
- Onun şimdi ne düşündüğünü kimse tahmin edemez.
- Can you guess whose hat this is?
- Bunun kimin şapkası olduğunu tahmin edebilir misin?
- I bet you can't guess where I was last night!
- Eminim dün gece nerede olduğumu tahmin edemezsin!
- Can anybody guess what this is?
- Bunun ne olduğunu tahmin edebilecek olan var mı?
- I can guess where you come from.
- Senin nereden geldiğini tahmin edebilirim.
- Tom guessed Mary's weight.
- Tom Mary'nin ağırlığını tahmin etti.
- How did you guess that?
- Bunu nasıl tahmin ettin?
- I'm guessing it's yours.
- Seninki olduğunu tahmin ediyorum.
- Can you guess what this is?
- Bunun ne olduğunu tahmin edebilir misin?
- Can anyone guess how many pennies are in this jar?
- Biri bu kavanozda kaç peni olduğunu tahmin edebilir mi?
- You'll never guess who I saw this morning.
- Bu sabah kimi gördüğümü asla tahmin edemezsin.
- Can you guess what it is?
- Ne olduğunu tahmin edebilir misin?
- Tom guessed that Mary was around thirty years old.
- Tom, Mary'nin otuz yaşlarında olduğunu tahmin ediyordu.
- Let me guess.
- Tahmin etmeme izin verin.
- I guessed at her age.
- Yaşını tahmin ettim.
- You'll never guess who this is.
- Bunun kim olduğunu asla tahmin edemezsin.
- Let me guess.
- Bırak tahmin edeyim.
- Can you guess what's in this bag?
- Bu çantada ne olduğunu tahmin edebilir misin?
- You'll never guess where we've just been.
- Az önce nerede olduğumuzu asla tahmin edemezsin.
- Can you guess what I'm thinking?
- Ne düşündüğümü tahmin edebilir misin?
- Tom guessed Mary's password.
- Tom, Mary'nin şifresini tahmin etti.
- I tried to guess her age.
- Onun yaşını tahmin etmeye çalıştım.
- Can you guess her age?
- Yaşını tahmin edebilir misiniz?
- Tom guessed how much Mary weighed.
- Tom Mary'nin kaç kilo geldiğini tahmin etti.
- How did you guess I was Tom?
- Tom olduğumu nasıl tahmin ettin?
- Tom guessed that Mary was around thirty years old.
- Tom, Mary'nin yaklaşık otuz yaşında olduğunu tahmin etti.
- Who am I to second guess him?
- Ben kimim ki onu ikinci kez tahmin edeyim?
- It really isn't hard to guess the answer.
- Cevabı tahmin etmek gerçekten zor değil.
- I guess that she is over thirty.
- Ben onun otuz yaşın üzerinde olduğunu tahmin ediyorum.
- Tom easily guessed Mary's password.
- Tom, Mary'nin şifresini kolayca tahmin etti.
- I'm guessing you didn't clean your house yet.
- Evini henüz temizlemediğini tahmin ediyorum.
- You'll never guess what I saw this morning.
- Bu sabah ne gördüğümü asla tahmin edemezsin.
- I would never have guessed that Tom couldn't swim.
- Tom'un yüzme bilmediğini asla tahmin edemezdim.
- I guess I should've seen this coming.
- Sanırım bunun olacağını tahmin etmeliydim.
- Can anyone guess how much money is in this jar?
- Biri bu kavanozda ne kadar para olduğunu tahmin edebilir mi?
- If you don't know the answers, guess.
- Cevapları bilmiyorsanız, tahmin edin.
- A good password should be difficult to guess, but easy to remember.
- İyi bir şifre tahmin edilmesi zor ama hatırlanması kolay olmalıdır.
- I don't like to guess.
- Ben tahmin etmeyi sevmem.
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- Öğretmenin sınavının kritik noktalarını kesinlikle tahmin ettin.
- Can you guess my age?
- Yaşımı tahmin edebilir misiniz?
- Tomiko guessed my weight.
- Tomiko kilomu tahmin etti.
- I guessed you would come.
- Geleceğini tahmin etmiştim.
- Can you guess the worth of the diamond?
- Elmasın değerini tahmin edebilir misin?
- Tom guessed the right answer.
- Tom doğru cevabı tahmin etti.
- How did you guess that?
- Onu nasıl tahmin ettin?
- I guessed.
- Ben tahmin ettim.
- It's not hard to guess what's going to happen.
- Ne olacağını tahmin etmek zor değil.
- Why don't you guess?
- Neden tahmin etmiyorsun?
- Nobody could've guessed it.
- Hiç kimse bunu tahmin edemezdi.
- Can you guess who I'm talking about?
- Kimden bahsettiğimi tahmin edebilir misiniz?
- You'll never guess where I am.
- Nerede olduğumu asla tahmin etmeyeceksin.
- Tom's password was easy to guess.
- Tom'un şifresini tahmin etmek kolaydı.
- How did you guess?
- Nasıl tahmin ettin?
- Can anybody guess what this is?
- Bunun ne olduğunu tahmin edebilen var mı?
- You'll never guess what we saw.
- Ne gördüğümüzü asla tahmin edemezsin.
- Can anybody guess what it was?
- Ne olduğunu tahmin edebilen var mı?
- Tomiko guessed my weight.
- Tomiko benim kilomu tahmin etti.
- I knew that Tom wouldn't be able to guess the answer.
- Tom'un cevabı tahmin edemeyeceğini biliyordum.
- I knew Tom wouldn't be able to guess the answer.
- Tom'un cevabı tahmin edemeyeceğini biliyordum.
- Don't make me guess.
- Tahmin ettirme.
- Can't you guess what I'm doing?
- Ne yaptığımı tahmin edemiyor musun?
- Layla is pregnant and guess who the father is.
- Layla hamile ve tahmin edin babası kim.
- I'm guessing you didn't buy this yourself.
- Bunu kendin almadığını tahmin ediyorum.
- I'll ask you a question, but you'll have only one chance to guess the answer.
- Sana bir soru soracağım, ama cevabı tahmin etmek için sadece bir şansın olacak.
- I guess theoretically it's possible.
- Bunun teorik olarak mümkün olduğunu tahmin ediyorum.
- Can you guess where I am right now?
- Şu anda nerede olduğumu tahmin edebilir misin?
- Tom guessed how much Mary weighed.
- Tom, Mary'nin kaç kilo olduğunu tahmin etti.
- Keep Tom guessing.
- Tom'u tahmin etmeye devam et.
- Can you guess what happens next?
- Daha sonra ne olacağını tahmin edebilir misin?
- I tried to guess her age.
- Yaşını tahmin etmeye çalıştım.
- I don't like to guess.
- Tahmin etmeyi sevmiyorum.
- Can you guess her age?
- Onun yaşını tahmin edebilir misiniz?
- I would never have guessed that Tom could speak French so well.
- Tom'un bu kadar iyi Fransızca konuşabildiğini asla tahmin edemezdim.
- I never would've guessed you'd want to do that.
- Bunu yapmak isteyeceğini hiç tahmin etmezdim.
- Choose a password that is easy to remember but difficult to guess.
- Hatırlaması kolay ama tahmin etmesi zor bir şifre seçin.
- I was just guessing.
- Sadece tahmin ediyordum.
- I'll bet you can't guess what happened to me today.
- Bahse girerim bugün bana ne olduğunu tahmin edemezsin.
- Can you guess where I am right now?
- Şu an nerede olduğumu tahmin edebilir misin?
- Tom tried to guess how much Mary weighed.
- Tom Mary'nin kaç kilo geldiğini tahmin etmeye çalıştı.
- Tom tried to guess how much Mary weighed.
- Tom, Mary'nin kaç kilo olduğunu tahmin etmeye çalıştı.
- You'll never guess what happened just after you left.
- Sen gittikten hemen sonra ne olduğunu asla tahmin edemezsin.
- Although you can probably guess what's happening.
- Yine de neler olduğunu tahmin edebilirsin.
- Tom guessed Mary's password.
- Tom Mary'nin şifresini tahmin etti.
- You'll never guess.
- Asla tahmin edemezsin.
- Can anyone guess how many pennies are in this jar?
- Bu kavanozda kaç kuruş olduğunu tahmin edebilecek olan var mı?
- Nobody could've guessed it.
- Kimse tahmin edemezdi.
- Most people who hear Tom speaking French would never guess that he wasn't a native speaker.
- Tom'un Fransızca konuştuğunu duyan çoğu insan onun ana dili Fransızca olmadığını asla tahmin edemez.
- You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonuna kadar anlamını tahmin edeceksiniz.
- Who are you to second guess him?
- Sen kimsin ki onu ikinci kez tahmin ediyorsun?
- She guessed.
- Tahmin etti.
- I never would have guessed that he would be able to do such a thing.
- Böyle bir şey yapabileceğini hiç tahmin etmezdim.
- Did you guess the end of the story?
- Hikayenin sonunu tahmin ettin mi?
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
- Can you guess what type of restaurant it was?
- Ne tür bir restoran olduğunu tahmin edebilir misiniz?
- Can you guess what it was all about?
- Bunun ne hakkında olduğunu tahmin edebiliyor musun?
- Do you want me to guess?
- Tahmin etmemi istiyor musun?
- Layla is pregnant and guess who the father is.
- Leyla hamile ve tahmin edin bakalım baba kim.
- We can only guess what happened there.
- Orada ne olduğunu sadece tahmin edebiliriz.
- I guessed her to be 40 years old.
- Onun 40 yaşında olduğunu tahmin ediyorum.
- I should've guessed you'd be busy.
- Meşgul olacağını tahmin etmeliydim.
- You'll never guess what happened.
- Ne olduğunu asla tahmin edemezsin.
- I never would've guessed Tom could do that.
- Tom'un bunu yapabileceğini asla tahmin etmezdim.
- You'll never guess what I found.
- Ne bulduğumu asla tahmin edemezsin.
- I tried to guess Tom's weight.
- Tom'un kilosunu tahmin etmeye çalıştım.
- Tom tried to guess Mary's weight.
- Tom Mary'nin kilosunu tahmin etmeye çalıştı.
- You have to guess what it is.
- Onun ne olduğunu tahmin etmelisin.
- Can you guess what it was all about?
- Ne hakkında olduğunu tahmin edebilir misin?
- Guess what I want to do.
- Ne yapmak istediğimi tahmin edin.
- If you heard her speaking English, you would never guess that she wasn't a native speaker.
- İngilizce konuştuğunu duysanız, ana dili olmadığını asla tahmin edemezsiniz.
- Tom guessed Mary's password.
- Tom Mary'nin parolasını tahmin etti.
- I would never have guessed that Tom and Mary would fall in love with each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerine âşık olacaklarını asla tahmin etmezdim.
- I would've never guessed that Tom was from Boston.
- Tom'un Bostonlu olduğunu asla tahmin edemezdim.
- I want you to guess.
- Tahmin etmenizi istiyorum.
- You wouldn't have guessed in a lifetime.
- Hayatta tahmin edemezdin.
- I should've guessed Tom would do something like this.
- Tom'un böyle bir şey yapacağını tahmin etmeliydim.
- Try to guess.
- Tahmin etmeye çalış.
- I would never have guessed that you could buy butter for such a low price.
- Öyle düşük bir fiyata yağ satın alabileceğini asla tahmin etmezdim.
- I would never have guessed that.
- Bunu asla tahmin etmezdim.
- You have to guess what it is.
- Ne olduğunu tahmin etmelisin.
- I tried to guess Tom's age.
- Tom'un yaşını tahmin etmeye çalıştım.
- I'm going to ask you a question, but you'll only get one chance to guess the answer.
- Sana bir soru soracağım ama cevabı tahmin etmek için sadece bir şansın olacak.
- I would've never guessed that Tom was from Boston.
- Tom'un Boston'dan olduğunu asla tahmin edemezdim.
- Tom tried to guess Mary's weight.
- Tom, Mary'nin kilosunu tahmin etmeye çalıştı.
- You'll never guess.
- Asla tahmin etmeyeceksin.
- Can you guess how old I am?
- Kaç yaşında olduğumu tahmin edebilir misin?
- Can anyone guess what this is?
- Bunun ne olduğunu tahmin edebilen var mı?
- We can only guess what happened there.
- Orada olanları sadece tahmin edebiliriz.
- I guess I deserved that.
- Bunu hak ettiğimi tahmin ediyorum.
- I'm guessing this is yours.
- Bunun sizin olduğunu tahmin ediyorum.
- You'll never guess why I'm here.
- Neden burada olduğumu asla tahmin edemezsin.
- I would never have guessed that.
- Bunu asla tahmin edemezdim.
- He was more loyal than I had guessed.
- Tahmin ettiğimden daha sadıkmış.
- I never would've guessed Tom could do that.
- Tom'un bunu yapabileceğini asla tahmin edemezdim.
- I can't guess what to do next.
- Bundan sonra ne yapacağımı tahmin edemiyorum.
- Do you want me to guess?
- Tahmin etmemi ister misin?
- You'll never guess where I am.
- Nerede olduğumu asla tahmin edemezsin.
- Tom easily guessed Mary's password.
- Tom Mary'nin şifresini kolayca tahmin etti.
- You can probably guess what happens though.
- Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
- You'll never guess how much money they're going to pay me.
- Bana ne kadar para ödeyeceklerini asla tahmin edemezsin.
- I guessed her to be 40 years old.
- Onun 40 yaşında olduğunu tahmin ettim.
- I guess you didn't talk to her.
- Onunla konuşmadığını tahmin ediyorum.
- Guess who Tom's father is?
- Tom'un babasının kim olduğunu tahmin edebilir misin?
- I want you to guess.
- Tahmin etmeni istiyorum.
- Tom guessed my weight.
- Tom kilomu tahmin etti.
- No one can guess how many jellybeans are in this jar.
- Kimse bu kavanozda kaç tane jelibon olduğunu tahmin edemez.
- I'll bet you can't guess what happened to me today.
- Bugün başıma gelenleri tahmin edemeyeceğine bahse girerim.
- Can you guess whose hat this is?
- Bunun kimin şapkası olduğunu tahmin edebiliyor musun?
- He was more loyal than I had guessed.
- O, tahmin ettiğimden daha çok sadıktı.
- Tom guessed my weight.
- Tom benim kilomu tahmin etti.
- I never would have guessed that he would be able to do such a thing.
- Böyle bir şey yapabileceğini asla tahmin edemezdim.
- Tom guessed wrong.
- Tom yanlış tahmin etti.
- I bet I can guess.
- Bahse girerim tahmin edebilirim.
- You wouldn't have guessed in a lifetime.
- Bir ömür boyu tahmin etmezdin.
- You'll never guess what Tom bought.
- Tom'un ne aldığını asla tahmin edemezsin.
- Can you guess what happens next?
- Bundan sonra ne olacağını tahmin edebilir misin?
- A good password should be difficult to guess, but easy to remember.
- İyi bir parolanın tahmin edilmesi zor fakat hatırlanması kolay olmalıdır.
- Choose a password that is easy to remember but difficult to guess.
- Hatırlaması kolay ama tahmin etmesi zor bir şifre seç.
- I can guess where you come from.
- Nereden geldiğini tahmin edebiliyorum.
- Can you guess what I have?
- Elimde ne olduğunu tahmin edebiliyor musun?
- I would never have guessed that Tom and Mary would fall in love with each other.
- Tom ve Mary'nin birbirlerine aşık olacaklarını asla tahmin edemezdim.
- I bet I can guess.
- Tahmin edebileceğimden eminim.
- Although you can probably guess what's happening.
- Muhtemelen neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.
- Can you guess what I have?
- Neye sahip olduğumu tahmin edebilir misin?
- No one can guess what he's thinking now.
- Şu anda ne düşündüğünü kimse tahmin edemez.
- I would never have guessed that you could buy butter for such a low price.
- Bu kadar ucuza tereyağı alabileceğinizi hiç tahmin etmezdim.
- Why don't you guess?
- Neden tahmin etmiyorsunuz?
- Can you guess what type of restaurant it was?
- Onun ne tür bir restoran olduğunu tahmin edebilir misin?
- Can anyone guess what's in this box?
- Bu kutunun içinde ne olduğunu tahmin edebilen var mı?
- Can anyone guess how much money is in this jar?
- Bu kavanozda ne kadar para olduğunu tahmin edebilecek olan var mı?
- You'll never guess what Tom bought.
- Sen Tom'un ne satın aldığını asla tahmin edemeyeceksin.
- I never would've guessed you'd want to do that.
- Bunu yapmak isteyeceğini asla tahmin etmezdim.
- You'll never guess what I just found.
- Az önce ne bulduğumu asla tahmin edemezsin.
Show More (188)
|
| 2 |
guess |
tahmin et |
expr. |
|
- Guess who I ran into today.
- Bugün kime rastladığımı tahmin et.
- Guess what I was thinking.
- Ne düşündüğümü tahmin et.
- Guess who won.
- Kimin kazandığını tahmin et.
- Guess what's for dinner.
- Tahmin et akşam yemeğinde ne var.
- Guess what card this is.
- Bunun hangi kart olduğunu tahmin et.
- Guess who's coming for dinner tonight.
- Bu gece akşam yemeğine kim geliyor tahmin et?
- Guess what I did last night.
- Tahmin et dün gece ne yaptım.
- Guess who's paying for it.
- Bunu kimin ödediğini tahmin et.
- Guess what I found on the beach.
- Tahmin et sahilde ne buldum.
- Guess what I ate for dinner last night.
- Dün akşam yemekte ne yediğimi tahmin et.
- Guess what happened to me.
- Tahmin et bana ne oldu.
- Guess what I had for breakfast.
- Kahvaltıda ne yediğimi tahmin et.
- Guess what I did last night.
- Dün gece ne yaptığımı tahmin et.
- Guess who's paying for it.
- Tahmin et kim ödüyor.
- Guess whose birthday it is today.
- Tahmin et bugün kimin doğum günü.
- Guess what I want to talk about.
- Ne hakkında konuşmak istediğimi tahmin et.
- Guess what I want to do.
- Ne yapmak istediğimi tahmin et.
- Guess what I ate for breakfast.
- Kahvaltıda ne yediğimi tahmin et.
- Guess how much that cost me.
- Onun bana kaça mal olduğunu tahmin et.
- Guess who's coming to Trinidad next week.
- Gelecek hafta Trinidad'a kimin geldiğini tahmin et.
- Guess how old I am.
- Tahmin et kaç yaşındayım.
- Guess what card this is.
- Bunun ne kartı olduğunu tahmin et.
- Guess how old I am.
- Kaç yaşında olduğumu tahmin et.
- Guess what we're going to have for dinner.
- Akşam yemeğinde ne yiyeceğimizi tahmin et.
- Guess what I was thinking.
- Tahmin et ne düşünüyordum.
- Guess what Tom did yesterday.
- Tom'un dün ne yaptığını tahmin et.
- Guess how tall I am.
- Ne kadar uzun olduğumu tahmin et.
- Guess who's coming for dinner.
- Tahmin et akşam yemeğine kim geliyor.
- Guess what Tom found.
- Tahmin et Tom ne buldu.
- Guess what Tom will do.
- Tom'un ne yapacağını tahmin et.
- Guess who's coming for dinner.
- Akşam yemeğine kimin geldiğini tahmin et.
- Guess how tall I am.
- Tahmin et boyum ne kadar.
- Guess who has written to me.
- Tahmin et bana kim yazdı.
- Guess what he told me.
- Tahmin et bana ne söyledi.
- Guess what language I'm speaking.
- Tahmin et hangi dili konuşuyorum.
- Guess what I'm holding in my hand.
- Tahmin et elimde ne tutuyorum.
- Guess what Tom gave Mary.
- Tahmin et Tom Mary'e ne verdi.
- Guess what I just found out.
- Tahmin et ne öğrendim.
- Guess who I saw today.
- Bugün kimi gördüğümü tahmin et.
- Guess what just happened.
- Tahmin et az önce ne oldu.
- Guess what just happened.
- Az önce ne olduğunu tahmin et.
- Guess what happened to me.
- Tahmin et başıma ne geldi.
- Guess what Tom said.
- Tom ne söyledi tahmin et.
- Guess what I just found out.
- Ne öğrendiğimi tahmin et.
- Hey, guess what I'm doing tonight.
- Hey, bu gece ne yaptığımı tahmin et.
- Guess what his name is.
- Tahmin et adı ne?
- Guess what I had for breakfast.
- Tahmin et kahvaltıda ne yedim.
- Guess how much it cost me.
- Bunun bana kaça mal olduğunu tahmin et.
- Guess who won.
- Tahmin et kim kazandı.
- Guess what I found on the beach.
- Plajda ne bulduğumu tahmin et.
- Guess who's written to me.
- Tahmin et bana kim yazdı.
- Guess who I am.
- Kim olduğumu tahmin et.
- Guess what I saw this morning.
- Bu sabah ne gördüğümü tahmin et.
- Guess what Tom said.
- Tom'un söylediklerini tahmin et.
- Guess what Tom gave Mary.
- Tom'un Mary'ye ne verdiğini tahmin et.
- Guess what I found in the washing machine!
- Çamaşır makinesinde bulduğum şeyi tahmin et!
- Guess what Tom said.
- Tahmin et Tom ne dedi.
- Guess what happened.
- Ne olduğunu tahmin et.
- Guess who I saw last week.
- Geçen hafta kimi gördüğümü tahmin et.
- Guess what we're going to have for dinner.
- Tahmin et akşam yemeğinde ne yiyeceğiz.
- Guess where I've been.
- Tahmin et nereye gittim.
- Guess what Tom found.
- Tom'un ne bulduğunu tahmin et.
- Guess where I'm calling from.
- Nereden arıyor olduğumu tahmin et.
- Guess what his name is.
- Onun adının ne olduğunu tahmin et.
- Guess what I ate for breakfast.
- Tahmin et kahvaltıda ne yedim.
- Guess what I bought today.
- Bugün ne aldığımı tahmin et.
- Guess what Tom did yesterday.
- Tahmin et Tom dün ne yaptı.
- Guess how much that cost me.
- Tahmin et bana kaça patladı.
- Guess what I ate for dinner last night.
- Geçen gece akşam yemeğinde ne yedim, tahmin et.
- Guess who's coming to Trinidad next week.
- Tahmin et haftaya Trinidad'a kim geliyor.
- Guess what I found.
- Tahmin et ne buldum.
- Guess what I saw this morning.
- Tahmin et bu sabah ne gördüm.
- Guess what language I'm speaking.
- Hangi dili konuştuğumu tahmin et.
- Guess who I saw today.
- Tahmin et bugün kimi gördüm.
- Guess what happened.
- Tahmin et ne oldu.
- Guess who I met today!
- Tahmin et bugün kimle tanıştım!
- Guess what he told me.
- Onun bana söylediğini tahmin et.
- Guess what I found.
- Ne bulduğumu tahmin et.
- Guess how much it cost me.
- Tahmin et bana kaça patladı.
- Guess again.
- Tekrar tahmin et.
- Guess who I saw last week.
- Tahmin et geçen hafta kimi gördüm.
- Guess what I want to do now.
- Şimdi ne yapmak istediğimi tahmin et.
- Guess whose middle name is Tom.
- Kimin göbek adının Tom olduğunu tahmin et.
- Guess whose birthday it is today.
- Bugün kimin doğum günü olduğunu tahmin et.
Show More (81)
|
| 3 |
guess |
tahmin |
n. |
|
- My guess is that she is a flight attendant.
- Benim tahminim uçuş görevlisi olduğu.
- Guesses, but nothing's confirmed.
- Tahminler bunlar, ama hiçbir şey doğrulanmadı.
- Educated guess he was there for someone else, like his mistress.
- Bildiklerim dahilinde tahminime göre, bir başkası için oradaymış, mesela metresi.
- Guesses, but nothing's confirmed.
- Tahminler işte, ama hiçbir şey doğrulanmadı.
- Your guess is as good as mine on this.
- Bu konudaki tahmininiz benimki kadar iyi.
- My guess is that Tom doesn't have so many friends.
- Tahminimce Tom'un çok fazla arkadaşı yok.
- It was just a guess.
- Bu sadece bir tahmindi.
- His guess turned out to be right.
- Tahmininin doğru olduğu ortaya çıktı.
- It's wild guess.
- Bu kaba bir tahmin.
- My guess is that Tom will do that today.
- Tahminim, Tom onu bugün yapacak.
- I couldn't even guess.
- Tahmin bile edemedim.
- Your guess is quite wrong.
- Tahminin oldukça yanlış.
- That's not a bad guess.
- Bu kötü bir tahmin değil.
- It's wild guess.
- Bu çılgınca bir tahmin.
- It's my guess they're in no danger.
- Tahminimce tehlikede değiller.
- Your guess is as good as mine on this one.
- Senin tahminin de benimki kadar iyi.
- Your guess is entirely off the mark.
- Senin tahminin tamamen yanlış.
- His guess turned out to be right.
- Onun tahmininin doğru olduğu ortaya çıktı.
- Was that a guess?
- Bu bir tahmin miydi?
- It's not just a guess.
- Bu sadece bir tahmin değil.
- That was my first guess.
- O benim ilk tahminimdi.
- I'm afraid your guess is off the mark.
- Korkarım tahmininiz yanlış.
- It was a lucky guess.
- Şanslı bir tahmindi.
- It was just a lucky guess.
- O sadece şanslı bir tahmindi.
- My guess is that Tom is looking for you.
- Tahminimce Tom seni arıyor.
- My guess is that Tom won't win.
- Benim tahminim Tom'un kazanmayacağıdır.
- It's just a guess.
- Bu sadece bir tahmin.
- Was that a guess?
- O bir tahmin miydi?
- That was only a guess.
- Bu yalnızca bir tahmindi.
- That was my guess.
- Bu benim tahminimdi.
- I guess our teacher is over fifty years old.
- Tahminimce bizim öğretmen elli yaşın üzerinde.
- My guess is that Tom isn't going to want to sing.
- Tahminimce Tom şarkı söylemek istemeyecek.
- Your guess is wrong.
- Tahmininiz yanlış.
- Your guess is as good as mine on this one.
- Bu konudaki tahmininiz benimki kadar iyi.
- It would just be a guess.
- Bu sadece bir tahmin olurdu.
- My guess is that Tom won't want to go with us.
- Tahminimce Tom bizimle gelmek istemeyecektir.
- It was just a guess.
- Sadece bir tahmindi.
- That's a good guess.
- Bu iyi bir tahmin.
- I need exact figures, not hand-waving and guesses.
- Bana net rakamlar lazım, tahmin ve afaki laflar değil.
- I couldn't even guess.
- Tahmin bile yapamadım.
- There are many theories about the sudden extinction of the dinosaurs, but the real cause still remains anyone's guess.
- Dinozorların ani yok oluşu hakkında birçok teori var, ancak gerçek neden hala herkes için tahmin olmaya devam ediyor.
- My guess was right.
- Benim tahminim doğruydu.
- My guess is that Tom will do that today.
- Tahminimce Tom bunu bugün yapacak.
- My guess is that Tom isn't going to want that.
- Tahminimce Tom bunu istemeyecektir.
- I guess you can have it.
- Tahminimce bu sizin olabilir.
- That was only a guess.
- O sadece bir tahmindi.
- My guess is that Tom isn't having much fun.
- Tahminimce Tom pek eğlenmiyor.
- It's just a guess.
- Sadece bir tahmin.
- That was a lucky guess.
- O şanslı bir tahmindi.
- Your guess is quite wrong.
- Tahmininiz oldukça yanlış.
- I guess we could try doing that.
- Tahminimce bunu yapmayı deneyebiliriz.
- My guess is that Tom likes what you did.
- Tahminimce Tom yaptığın şeyi beğeniyor.
- That was just a wild guess.
- Bu sadece kaba bir tahmindi.
- That's just a guess.
- Bu sadece bir tahmin.
- That's your guess.
- Bu senin tahminin.
- My guess is that Tom won't win.
- Benim tahminim Tom'un kazanamayacağı yönünde.
- I guess everything's back to normal.
- Tahminimce her şey normale dönmüş durumda.
- You get one guess.
- Bir tahmin hakkın var.
- That was just a wild guess.
- Bu sadece rastgele bir tahmindi.
- My guess is that Tom won't want that.
- Tahminimce Tom bunu istemeyecektir.
- I'm not an expert, so my answer to your question is just an educated guess.
- Ben bir uzman değilim, bu yüzden sorunuza cevabım bilgiye dayalı bir tahmin olur ancak.
- It's my guess they're in no danger.
- Tahminime göre onlar tehlikede değiller.
- That was my first guess.
- Bu benim ilk tahminimdi.
- That's not a bad guess.
- O kötü bir tahmin değil.
- It was a lucky guess.
- Bu şanslı bir tahmindi.
- That was a good guess.
- Bu iyi bir tahmindi.
- My guess is that it will rain soon.
- Tahminimce yakında yağmur yağacak.
- My guess is that Tom isn't going to want to sing.
- Benim tahminim Tom'un şarkı söylemek istemeyeceğidir.
- That was my guess.
- O benim tahminimdi.
- Do you want to know my guess?
- Tahminimi bilmek ister misin?
- My guess was right.
- Tahminim doğruydu.
- Your guess is as good as mine.
- Senin tahminin de benimki kadar iyi.
- My guess is that Tom isn't going to want to do that.
- Tahminimce Tom bunu yapmak istemeyecek.
- There are many guesses about how language began, but the fact is that no one really knows.
- Dilin nasıl başladığına dair pek çok tahmin var, ama gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.
- That was a good guess.
- O iyi bir tahmindi.
- That was a lucky guess.
- Şanslı bir tahmindi.
- Your guess is as good as mine on this.
- Bu konuda senin tahminin de benimki kadar iyi.
- It would just be a guess.
- Sadece bir tahmin.
- Your guess is as good as mine.
- Senin tahminin benimki kadar iyi.
- My guess is that Tom isn't going to want to go with us.
- Tahminimce Tom bizimle gelmek istemeyecek.
- That's your guess.
- O senin tahminin.
- It's only a guess.
- Bu sadece bir tahmin.
Show More (79)
|
| 4 |
guess |
bilmek |
v. |
|
- I guess everybody knows that.
- Sanırım herkes onu biliyor.
- Guess who Tom's French teacher was?
- Bil bakalım Tom'un Fransızca öğretmeni kimdi?
- Guess who I ran into today.
- Bilin bakalım bugün kime rastladım.
- I guess I'll never know.
- Sanırım asla bilemeyeceğim.
- Guess where I'm calling from.
- Bil bakalım ben nereden arıyorum.
- Guess who's written to me.
- Bana kim mektup yazdı bil bakalım.
- Guess who I met today!
- Bil bakalım kimle tanıştım bugün!
- Guess who else moved to Boston.
- Bil bakalım başka kim Boston'a taşındı.
- I guess we'll never know.
- Sanırım asla bilemeyeceğiz.
- I guess I'll never know.
- Sanırım asla bilmeyeceğim.
- I guess I should've known.
- Sanırım bilmeliydim.
- I guess you didn't know.
- Sanırım bilmiyordun.
- I guess we may never really know.
- Sanırım bunu asla bilemeyeceğiz.
- Guess who's coming for dinner tonight.
- Bil bakalım bu gece akşam yemeğine kim geliyor?
- Guess who I am.
- Bil bakalım ben kimim.
- Guess who has written to me.
- Bana kim mektup yazdı bil bakalım.
- I guess I should have known Tom wasn't going to help.
- Sanırım Tom'un yardım etmeyeceğini bilmeliydim.
- I guess both of us know that we shouldn't be doing this.
- Sanırım her ikimiz de bunu yapmamıza gerek olmadığını biliyoruz.
- Guess where I've been.
- Bil bakalım neredeydim?
- Guess who I met today!
- Bil bakalım bugün kiminle tanıştım!
- I guess Tom doesn't know.
- Sanırım Tom bilmiyor.
- I guess we may never really know.
- Sanırım asla gerçekten bilemeyiz.
- Guess what happened to me.
- Bil bakalım,bana ne oldu?
- I guess Tom already knows.
- Sanırım Tom zaten biliyor.
- Guess who's coming for dinner tonight.
- Bil bakalım bu akşam yemeğe kim gelecek.
- I guess both of us know that we shouldn't be doing this.
- Sanırım ikimiz de bunu yapmamamız gerektiğini biliyoruz.
- Guess who Tom's father is?
- Bil bakalım Tom'un babası kim?
- I guess you know who I am talking about.
- Sanırım kimden bahsettiğimi biliyorsunuz.
- I guess Tom didn't want you to know the truth.
- Sanırım Tom gerçeği bilmeni istemedi.
- Guess whose middle name is Tom.
- Bil bakalım kimin göbek adı Tom.
- I guess I always knew there was a chance that Tom wouldn't come.
- Sanırım Tom'un gelmeme ihtimali olduğunu hep biliyordum.
- I guess everybody knows that.
- Sanırım bunu herkes biliyor.
- I guess you didn't realize that.
- Sanırım onu bilmiyordun.
Show More (30)
|
| 5 |
guess |
düşünmek |
v. |
|
- I guessed from her face that she was about to faint.
- Yüz ifadesinden bayılmak üzere olduğunu düşündüm.
- I guess I have nothing to lose.
- Kaybedecek bir şeyim olmadığını düşünüyorum.
- I guess I'm spoiled.
- Şımarık olduğumu düşünüyorum.
- I guess you think you're pretty special, don't you?
- Sanırım çok özel olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- I guess you think you're pretty special, don't you?
- Sanırım oldukça özel olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- I guess Tom thought it was too late to come visit.
- Sanırım Tom ziyarete gelmek için çok geç olduğunu düşündü.
- I guess it's true.
- Onun doğru olduğunu düşünüyorum.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Galiba herkes Mary'ye aşık olduğumu düşünüyor.
- I guess I just wasn't thinking.
- Sanırım düşünemiyordum.
Show More (7)
|
| 6 |
guess |
sanmak |
v. |
|
- I guess the truth is that I was afraid of disappointing myself.
- Sanıyorum asıl gerçek kendimi hayal kırıklığına uğratmaktan korkmamdı.
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Galiba herkes Mary'ye aşık olduğumu sanıyor.
- I guess I misunderstood.
- Yanlış anlaşıldığımı sanıyorum.
- I guess that she is 40.
- Onun 40 olduğunu sanıyorum.
- I guess I'm lucky to be alive.
- Sanıyorum hayatta olduğum için şanslıyım.
- I guess I ought to give this to Tom.
- Ben bunu Tom'a vermem gerektiğini sanıyorum.
- I guess you've heard of me.
- Beni duyduğunu sanıyorum.
Show More (5)
|
| 7 |
guess |
tahminde bulunmak |
v. |
|
- I made a lucky guess.
- Şanslı bir tahminde bulundum.
- There are many guesses about how language began, but the fact is that no one really knows.
- Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.
- Take a wild guess.
- Çılgınca bir tahminde bulun.
- She guessed right.
- Doğru tahminde bulundu.
- Tom took a wild guess.
- Tom çılgınca bir tahminde bulundu.
- She guessed.
- Tahminde bulundu.
- If you don't know the answers, guess.
- Cevapları bilmiyorsan, tahminde bulun.
Show More (4)
|
| 8 |
guess |
kestirmek |
n. |
|
- I can't guess what to do next.
- Daha sonra ne yapacağımı kestiremem.
Show More (-2)
|
| 9 |
guess |
zannetmek |
v. |
|
- I guess everybody thinks that I'm in love with Mary.
- Sanırım herkes Mary'ye aşık olduğumu zannediyor.
Show More (-2)
|
| 10 |
guess |
tahminde bulunma |
n. |
|
- Let me take a wild guess.
- Çılgınca bir tahminde bulunayım.
Show More (-2)
|
