immune - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
immune bağışık adj.
  • After receiving the vaccination, he became immune to the flu.
  • Aşı olduktan sonra gribe karşı bağışıklık kazandı.
  • The vaccination doesn't necessarily make you completely immune against the virus for life.
  • Aşı olmak sizi virüse karşı ömür boyu bağışık kılmaz.
  • The terrorist attack in Bali, coming as it did out of the blue, has shown that no one is immune.
  • Hiç beklenmedik bir anda gerçekleşen Bali'deki terör saldırısı, hiç kimsenin bağışık olmadığını göstermiştir.
Show More (21)
immune muaf adj.
  • No country will remain immune to the economic impact of the horrendous terrorist attacks in America.
  • Hiçbir ülke Amerika'da meydana gelen korkunç terör saldırılarının ekonomik etkilerinden muaf kalmayacaktır.
  • Nobody should be immune from that sort of scrutiny where taxpayers' money is involved.
  • Vergi mükelleflerinin parasının söz konusu olduğu durumlarda hiç kimse bu tür bir incelemeden muaf tutulmamalıdır.
  • Are they immune from prosecution by the International Criminal Court?
  • Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından kovuşturulmaktan muaflar mı?
Show More (4)
immune etkilenmeyen adj.
  • Her unwavering self-confidence made her immune to criticism.
  • Kendine olan sarsılmaz güveni sayesinde eleştirilerden etkilenmez oldu.
  • The athlete seemed immune from fatigue.
  • Sporcu yorgunluktan etkilenmemiş görünüyordu.
Show More (-1)
immune bağışıklığı olan adj.
  • The terrorist attack in Bali, coming as it did out of the blue, has shown that no one is immune.
  • Bali'de aniden meydana gelen terör saldırısı hiç kimsenin bağışıklığı olmadığını göstermiştir.
  • I thought I was immune, but Jenin was worse than I had imagined.
  • Bağışıklığım olduğunu sanıyordum ama Cenin hayal ettiğimden de kötüydü.
Show More (-1)
immune cezadan muaf adj.
  • The terrorist was told she would be immune from punishment if she helped the soldiers.
  • Teröriste, askerlere yardım ederse cezadan muaf olacağı söylendi.
Show More (-2)
immune duyarsız adj.
  • All of the politicians are immune to criticism.
  • Tüm politikacılar eleştiriye karşı duyarsız.
Show More (-2)
immune dokunulmaz adj.
  • They are immune to attack.
  • Onlar dokunulmaz.
Show More (-2)