know - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
know bilmek v.
  • Anyone who has been to the United States will know the Americans find the concept difficult to understand.
  • Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmuş olan herkes, Amerikalıların bu kavramı anlamakta zorlandıklarını bilir.
  • We all know what points remain to be resolved.
  • Çözülmesi gereken noktaların neler olduğunu hepimiz biliyoruz.
  • We know what we are asking Israel.
  • İsrail'den ne istediğimizi biliyoruz.
Show More (1839)
know tanımak v.
  • I know Zimbabwe reasonably well.
  • Zimbabve'yi oldukça iyi tanıyorum.
  • As a former Member of Parliament in the West Country, he will know that industry extremely well.
  • West Country'de eski bir Parlamento Üyesi olarak, bu sektörü son derece iyi tanıyacaktır.
  • Everyone knows somebody, either directly or indirectly, who has been or is being affected by cancer.
  • Herkesin doğrudan ya da dolaylı olarak kanserden etkilenmiş ya da etkilenmekte olan bir tanıdığı vardır.
Show More (126)
know anlamak v.
  • He can think back to what has happened domestically and thus will immediately know whether the law is respected or not.
  • Yurtiçinde neler olduğunu düşünebilir ve böylece yasalara uyulup uyulmadığını hemen anlayabilir.
  • Therefore, when we see public debates on financial balances, we know that something is being done wrong.
  • Bu nedenle, kamuoyunda mali dengeler üzerine tartışmalar gördüğümüzde, bir şeylerin yanlış yapıldığını anlarız.
  • Those who were in the Chamber just now know what I mean.
  • Az önce Mecliste bulunanlar ne demek istediğimi anladılar.
Show More (22)
know haberdar olmak v.
  • Consumers in the European Union must know of the existence of the food authority.
  • Avrupa Birliği'ndeki tüketiciler gıda otoritesinin varlığından haberdar olmalıdır.
  • I would like to confirm that the European Parliament has never known of any threats.
  • Avrupa Parlamentosu'nun herhangi bir tehditten haberdar olmadığını teyit etmek isterim.
Show More (-1)
know aşina olmak v.
  • I know that the Portuguese presidency is very familiar with this issue.
  • Portekiz Cumhurbaşkanlığı'nın bu konuya çok aşina olduğunu biliyorum.
Show More (-2)
know haberi olmak v.
  • Tom won't know anything about that.
  • Tom'un bundan haberi olmaz.
Show More (-2)