|
- Let me quote from the letter from the Mayor.
- Belediye Başkanı'nın mektubundan alıntı yapmama izin verin.
- In many ways it marks another stage down the road begun by Willy Brandt when he was mayor of Berlin.
- Birçok açıdan Willy Brandt'ın Berlin Belediye Başkanı iken başlattığı yolda yeni bir aşamaya işaret ediyor.
- I met the mayor of Jerusalem and the mayor of Gaza last year.
- Geçen yıl Kudüs Belediye Başkanı ve Gazze Belediye Başkanı ile görüştüm.
- I ran for mayor.
- Belediye başkanlığına aday oldum.
- The mayor's proposal will contribute to getting the streets repaired.
- Belediye başkanının önerisi sokakların onarılmasına katkıda bulunacak.
- We elected him mayor.
- Biz onu belediye başkanı seçtik.
- The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
- Muhabirler belediye başkanının neden onlarla konuşmadığını öğrenmek istediler.
- Among the guests were the mayor and his wife.
- Belediye başkanı ve eşi misafirler arasındaydı.
- He shook hands with the mayor.
- Belediye başkanı ile el sıkıştı.
- The mayor said that lawbreakers wouldn't be tolerated.
- Belediye başkanı kanun kaçaklarına müsamaha gösterilmeyeceğini söyledi.
- He was elected mayor.
- O, belediye başkanı seçildi.
- He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biri.
- I won't be running for mayor.
- Belediye başkanlığına aday olmayacağım.
- The mayor's speech was received with much acclaim.
- Belediye başkanının konuşması büyük alkış aldı.
- I don't know the mayor but I'd like to meet him.
- Belediye başkanını tanımıyorum ama onunla tanışmak isterim.
- He was sworn in as mayor.
- Belediye başkanı olarak yemin etti.
- Tom is a candidate for mayor.
- Tom belediye başkanlığına aday.
- He was mayor.
- O, belediye başkanıydı.
- The mayor expressed his sympathy to all the families of the victims.
- Belediye başkanı, tüm kurbanların ailelerine duygudaşlığını ifade etti.
- The mayor appropriated city money for his own use.
- Belediye başkanı şehrin parasını kendi kullanımı için tahsis etti.
- Milan's mayor is Letizia Moratti.
- Milan'ın belediye başkanı Letizia Moratti.
- Tom was elected mayor in 2013.
- Tom 2013'te belediye başkanı seçildi.
- His father was a mayor, but he didn't want to engage in politics.
- Babası bir belediye başkanıydı ama o siyasetle ilgilenmek istemiyordu.
- I'm going to miss being the mayor of Boston.
- Boston'un belediye başkanı olmayı özleyeceğim.
- I'm not going to run for mayor.
- Belediye başkanlığına aday olmayacağım.
- It is not surprising that I was elected mayor.
- Belediye başkanı seçilmem şaşırtıcı değil.
- He will run for mayor.
- Belediye başkanlığına adaylığını koyacak.
- Tom Jackson wanted to become the mayor of Boston.
- Tom Jackson Boston belediye başkanı olmak istiyordu.
- The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı genele hitap etti.
- He will run for mayor.
- O, belediye başkanlığı için aday olacak.
- He is going to run for mayor.
- O, belediye başkanlığına aday olacak.
- Tom Jackson was the mayor for a long time.
- Tom Jackson uzun süre belediye başkanlığı yaptı.
- The mayor will shortly announce his decision to resign.
- Belediye başkanı kısa süre içinde istifa kararını açıklayacak.
- Tom Jackson was elected mayor.
- Tom Jackson belediye başkanı seçildi.
- He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan şeçildi.
- The mayor's daughter has been kidnapped.
- Belediye başkanının kızı kaçırıldı.
- The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.
- Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler.
- The mayor's proposal will contribute to getting the streets repaired.
- Belediye başkanının önerisi sokakların tamir ettirilmesine katkıda bulunacaktır.
- The mayor was killed in an ambush during the height of the insurgency.
- Belediye başkanı isyanın en yoğun olduğu dönemde bir pusuda öldürüldü.
- The mayor is not available now.
- Belediye başkanı şu anda müsait değil.
- To the astonishment of the whole city, the mayor was arrested.
- Belediye başkanı tüm şehrin şaşkınlığı içinde tutuklandı.
- The newly-elected mayor used to be a pro wrestler.
- Yeni seçilen belediye başkanı eskiden profesyonel bir güreşçiydi.
- He was elected mayor of Boston.
- O, Boston belediye başkanı seçildi.
- Tom Jackson was re-elected mayor in 2013.
- Tom Jackson 2013 yılında yeniden belediye başkanı seçildi.
- The mayor administers the affairs of the city.
- Belediye başkanı şehrin işlerini yönetir.
- Our mayor is a good and wise man.
- Belediye başkanımız iyi ve bilge bir adamdır.
- The mayor granted our request.
- Belediye başkanı isteğimizi kabul etti.
- The mayor gave me his condolences.
- Belediye başkanı bana başsağlığı diledi.
- The mayor is unavailable at the moment.
- Belediye başkanı şu anda müsait değil.
- Milan's mayor is Letizia Moratti.
- Milano Belediye Başkanı Letizia Moratti'dir.
- We elected Tom Jackson to be mayor.
- Tom Jackson'ı belediye başkanı olarak seçtik.
- We elected him mayor.
- Onu belediye başkanı seçtik.
- He was sworn in as mayor.
- Ona bir belediye başkanı olarak yemin ettirildi.
- He was elected mayor of Boston.
- Boston belediye başkanı seçildi.
- The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues.
- Belediye başkanı vergi gelirlerindeki düşüşü araştırması gerektiğini düşündü.
- He shook hands with the mayor.
- O, belediye başkanı ile tokalaştı.
- It is not surprising that I was elected mayor.
- Benim belediye başkanı seçilmem şaşırtıcı değildir.
- Tom Jackson was re-elected mayor in 2013.
- Tom Jackson, 2013'te yeniden belediye başkanı seçildi.
- The mayor presented him with the key to the city.
- Belediye başkanı ona şehrin anahtarını takdim etti.
- Why should we elect him mayor?
- Neden onu belediye başkanı seçelim ki?
- Tom Jackson has been elected mayor.
- Tom Jackson belediye başkanı seçildi.
- You should run for mayor.
- Belediye başkanlığına adaylığını koymalısın.
- He ran for mayor.
- Belediye başkanlığına aday oldu.
- We elected him to be mayor.
- Biz onu belediye başkanı seçtik.
- He was elected mayor of the city.
- Şehrin belediye başkanı seçildi.
- The mayor walked at the head of the procession.
- Belediye başkanı kortejin başında yürüdü.
- The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
- Napoli Belediye Başkanı, soyulduktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen ABD'li turistten özür diledi.
- The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.
- Belediye başkanı dev bir makasla kurdeleyi kesti.
- His father was a mayor, but he didn't want to engage in politics.
- Babası belediye başkanıydı ama o siyasetle uğraşmak istemedi.
- The newly-elected mayor used to be a pro wrestler.
- Yeni seçilen belediye başkanı eskiden profesyonel güreşçiydi.
- It is unfortunate that our mayor has brought fame and shame to Toronto.
- Belediye başkanımızın Toronto'ya şöhret ve utanç getirmesi talihsizliktir.
- Clint Eastwood was elected mayor of Carmel.
- Clint Eastwood, Carmel belediye başkanı seçildi.
- Milan's mayor is Letizia Moratti.
- Milan'ın belediye başkanı Letiza Moratti.
- He was mayor.
- O belediye başkanıydı.
- The mayor denied having taken a bribe.
- Belediye başkanı rüşvet aldığını reddetti.
- The mayor expressed his sympathy to all the families of the victims.
- Belediye başkanı tüm kurbanların ailelerine başsağlığı diledi.
- Mr Togawa was nominated for mayor.
- Bay Togawa belediye başkanlığına aday gösterildi.
- Mr Togawa was nominated for mayor.
- Bay Togawa belediye başkanlığı için aday olarak gösterildi.
- The Mayor addressed a large audience.
- Belediye başkanı büyük bir kitleye hitap etti.
- Tom was elected mayor in 2013.
- Tom 2013'te belediye başkanlığına seçildi.
- Mayor Tom Jackson made a speech at a hotel conference room.
- Belediye Başkanı Tom Jackson bir otelin konferans salonunda bir konuşma yaptı.
- Tom will run for mayor.
- Tom belediye başkanlığına adaylığını koyacak.
- Mayor Tom Jackson held several campaign appearances this month.
- Belediye Başkanı Tom Jackson, bu ay birkaç kampanya gösterisi düzenledi.
- They elected her to be the mayor.
- Onu belediye başkanı olarak seçtiler.
- We elected him to be mayor.
- Onu belediye başkanı olarak seçtik.
- I'm not going to run for mayor.
- Belediye başkanlığı için aday olmayacağım.
- Tom has been mayor since 2013.
- Tom 2013'ten beri belediye başkanı.
- The mayor addressed the general public.
- Belediye başkanı halka hitap etti.
- Aren't you the mayor?
- Sen belediye başkanı değil misin?
- He severely criticized the mayor.
- Belediye başkanını sert bir şekilde eleştirdi.
- Even the mayor breathes dioxin.
- Belediye başkanı bile dioksin soluyor.
- The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.
- Belediye başkanı kurdeleyi dev bir makasla kesti.
- He served as mayor.
- O, belediye başkanı olarak görev yaptı.
- Tom is going to run for mayor.
- Tom belediye başkanlığına adaylığını koyacak.
- Tom is going to run for mayor.
- Tom belediye başkanlığına aday olacak.
- Are you the mayor?
- Belediye başkanı sen misin?
- Many Boston residents oppose the mayor's plan.
- Birçok Boston sakini belediye başkanının planına karşı çıkıyor.
- With his support, she might have been elected mayor.
- Onun desteğiyle, belediye başkanı seçilebilirdi.
- We elected Tom Jackson to be mayor.
- Belediye başkanlığına Tom Jackson'u seçtik.
- Tom's great-grandfather was the mayor of Boston.
- Tom'un büyük büyükbabası Boston belediye başkanıydı.
- The mayor won the election.
- Belediye başkanı seçimi kazandı.
- The architect secured the mayor's approbation for a new housing project.
- Mimar, yeni bir konut projesi için belediye başkanının onayını aldı.
- Among the guests were the mayor and his wife.
- Davetliler arasında belediye başkanı ve eşi de vardı.
- Are you the mayor?
- Belediye başkanı mısın?
- They elected him mayor by a large majority.
- Onu büyük bir çoğunlukla belediye başkanı seçtiler.
- He was elected mayor of the city.
- O, şehrin belediye başkanı seçildi.
- It's the first time I shake hands with the mayor.
- İlk kez belediye başkanıyla tokalaşıyorum.
- Aren't you the mayor?
- Belediye başkanı sen değil misin?
- The mayor will shortly announce his decision to resign.
- Belediye başkanı yakında istifa kararını açıklayacak.
- Clint Eastwood was elected mayor of Carmel.
- Clint Eastwood Carmel'in belediye başkanı seçildi.
- The mayor presented him with the key to the city.
- Belediye başkanı ona şehrin anahtarını sundu.
- He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.
- Tom plays an active role in local politics and intends to run for the position of mayor next year.
- Tom yerel politikada aktif bir rol oynuyor ve gelecek yıl belediye başkanlığına adaylık koymayı planlıyor.
- We didn't have anything to say to the mayor.
- Belediye başkanına söyleyecek bir şeyimiz yoktu.
- Mayor Tom Jackson made a speech at a hotel conference room.
- Belediye Başkanı Tom Jackson bir otelin konferans salonunda konuşma yaptı.
- She succeeded in getting herself elected as mayor.
- Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.
- The news of the mayor's resignation traveled fast.
- Belediye başkanının istifa haberi hızla yayıldı.
- The Mayor addressed a large audience.
- Belediye Başkanı geniş bir kitleye hitap etti.
- Tom ran for mayor.
- Tom belediye başkanlığına aday oldu.
- Do you know who the mayor of Boston is?
- Boston belediye başkanının kim olduğunu biliyor musun?
- Mayor Tom Jackson greeted his supporters at the entrance of the hotel.
- Belediye Başkanı Tom Jackson otelin girişinde destekçilerini selamladı.
- The mayor denied having taken a bribe.
- Belediye başkanı bir rüşvet aldığını inkar etti.
- The mayor acknowledged her services to the city.
- Belediye Başkanı şehre yaptığı hizmetlerden dolayı ona teşekkür etti.
- The mayor gave me his condolences.
- Belediye başkanı bana taziyelerini sundu.
- He served as mayor.
- Belediye başkanı olarak görev yaptı.
- Tom will run for mayor.
- Tom belediye başkanlığına aday olacak.
- He severely criticized the mayor.
- Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- Mayor Tom Jackson greeted his supporters at the entrance of the hotel.
- Belediye Başkanı Tom Jackson destekçilerini otelin girişinde karşıladı.
- He was elected mayor again.
- Tekrar belediye başkanı seçildi.
- Tom gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.
- Tom, alkollü araç kullanma suçunu kabul ettikten sonra belediye başkanlığı adaylığından vazgeçti.
- He is acquainted with the mayor.
- O, belediye başkanı ile tanışıktır.
- We elected her mayor.
- Onu belediye başkanı seçtik.
- You should run for mayor.
- Belediye başkanlığına aday olmalısın.
- Mayor Tom Jackson held several campaign appearances this month.
- Belediye Başkanı Tom Jackson bu ay birkaç kez seçim kampanyasına katıldı.
- The mayor is not available now.
- Belediye Başkanı şimdi müsait değil.
- He is acquainted with the mayor.
- Belediye başkanı ile tanışıklığı var.
- It's the first time I shake hands with the mayor.
- İlk kez belediye başkanıyla el sıkışıyorum.
- He was elected mayor.
- Belediye başkanı seçildi.
- The mayor was killed in an ambush during the height of the insurgency.
- Belediye başkanı ayaklanmanın doruğunda bir pusuda öldürüldü.
- As the majority of the population revolted against the mayor, he abandoned his position.
- Halkın çoğunluğu belediye başkanına karşı ayaklanınca, o da görevini bıraktı.
- The mayor administers the affairs of the city.
- Belediye başkanı kent işlerini yönetir.
- He ran for mayor.
- Belediye başkanlığı için koştu.
- He gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.
- Sarhoş araba kullanmaktan suçlu bulunduktan sonra belediye başkanlığı adaylığından vazgeçti.
- They say that he will run for mayor.
- Belediye başkanlığına aday olacağını söylüyorlar.
- Tom warned the police about a scheme to assassinate the mayor.
- Tom polisi belediye başkanına suikast planı konusunda uyardı.
- They demanded that the mayor should resign.
- Onlar belediye başkanının çekilmesini istediler.
- He was re-elected mayor.
- Belediye başkanlığına tekrardan seçildi.
- They got him elected Mayor.
- Onu belediye başkanı seçtirdiler.
- Toronto's mayor was caught on tape smoking crack.
- Toronto'nun belediye başkanı kokain içerken kameralara yakalandı.
- He gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.
- Alkollü araç kullanma suçunu kabul ettikten sonra belediye başkanlığı adaylığında çekildi.
- Tom's great-grandfather was the mayor of Boston.
- Tom'un büyük dedesi Boston belediye başkanıydı.
- He is going to run for mayor.
- Belediye başkanlığına adaylığını koyacak.
- The Mayor of London doesn't like bendy buses.
- Londra Belediye Başkanı körüklü otobüsleri sevmez.
- The Mayor already has a few ideas for next year!
- Belediye başkanın gelecek yıl için daha şimdiden birkaç düşüncesi var!
- Tom is a candidate for mayor.
- Tom belediye başkanlığı için adaydır.
- Tom has been mayor since 2013.
- Tom 2013'ten beri belediye başkanıdır.
- Why should we elect him mayor?
- Onu niye belediye başkanı seçelim ki?
- It is unfortunate that our mayor has brought fame and shame to Toronto.
- Belediye başkanımızın Toronto'ya şöhret ve utanç getirmesi talihsiz bir durumdur.
- We elected her mayor.
- Biz onu belediye başkanı seçtik.
- The mayor is yelling on the phone.
- Belediye Başkanı telefonda bağırıyor.
- He was re-elected mayor.
- Yeniden belediye başkanı seçildi.
- They demanded that the mayor should resign.
- Belediye başkanının istifa etmesini talep ettiler.
- I'm going to miss being the mayor of Boston.
- Boston belediye başkanı olmayı özleyeceğim.
- Tom plays an active role in local politics and intends to run for the position of mayor next year.
- Tom yerel politikada aktif bir rol oynuyor ve gelecek yıl belediye başkanlığı için aday olmayı planlıyor.
Show More (161)
|