off - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
off izinli adj., prep.
  • I was off this morning.
  • Bu sabah izinliydim.
  • I'm off tomorrow.
  • Yarın izinliyim.
  • Are you off tonight?
  • Bu gece izinli misin?
Show More (27)
off yola çıkan adj.
  • We were off in the morning, headed somewhere new.
  • Sabah yola çıktık, yeni bir yere gidiyorduk.
  • I'm setting off tonight.
  • Ben, bu gece yola çıkıyorum.
  • I'm going to take off now.
  • Şimdi yola çıkacağım.
Show More (23)
off kapalı adj.
  • The television is off.
  • Televizyon kapalı.
  • Please leave the lights off.
  • Lütfen ışıkları kapalı bırakın.
  • Leave the lights off.
  • Işıkları kapalı bırak.
Show More (23)
off uzak adj.
  • So my message on that is to keep your hands off Sellafield.
  • Bu yüzden benim mesajım ellerinizi Sellafield'den uzak tutmanızdır.
  • So my message on that is to keep your hands off Sellafield.
  • Dolayısıyla bu konudaki mesajım, ellerinizi Sellafield'den uzak tutmanızdır.
  • The United States of America has rushed off even further into the distance.
  • Amerika Birleşik Devletleri daha da uzaklara doğru koşmaya başladı.
Show More (20)
off kapattı expr.
  • Tom turned the lights off.
  • Tom ışıkları kapattı.
  • Tom turned the engine off.
  • Tom motoru kapattı.
  • Tom turned the water off.
  • Tom suyu kapattı.
Show More (18)
off açıklarında prep.
  • Our knowledge and experience to date, especially off Newfoundland, is not encouraging.
  • Bugüne kadar özellikle Newfoundland açıklarında edindiğimiz bilgi ve deneyimler hiç de iç açıcı değil.
  • Those were my very words when the Erika sank off the coast of Brittany.
  • Erika Brittany açıklarında battığında bu sözleri ben söylemiştim.
  • Erika is still lying at the bottom of the sea, off the coast of my home town.
  • Erika hala memleketimin açıklarında, denizin dibinde yatıyor.
Show More (10)
off gitmek v.
  • I'm off to Turkey tomorrow.
  • Yarın Türkiye'ye gidiyorum.
  • When are you off?
  • Ne zaman gidiyorsun?
  • Where's Sophie off to?
  • Sophie nereye gidiyor?
Show More (10)
off dışında adv.
  • The library is just off the school.
  • Kütüphane okulun hemen dışında.
  • Lorries are at their most environmentally friendly when they are off the road.
  • Kamyonlar yol dışında olduklarında en çevre dostu hallerini alırlar.
  • Off the beaten path, no hard surfaces to reflect sound.
  • Alışılmışın dışında, sesi yansıtacak sert yüzeyler yok.
Show More (9)
off kesilmiş adj.
  • Our negotiations broke off.
  • Görüşmelerimiz kesildi.
  • Charles I had his head cut off.
  • I. Charles'ın kafası kesilmişti.
  • Because of fighting in the region, the oil supply was temporarily cut off.
  • Bölgedeki savaştan dolayı petrol arzı geçici olarak kesildi.
Show More (8)
off uzakta adv.
  • The church on the hill is one mile off from the town.
  • Tepedeki kilise kasabadan bir mil uzakta.
  • As several Members have already said, though, ideal solutions are still a long way off.
  • Ancak birçok Üyenin de daha önce ifade ettiği gibi, ideal çözümler hala çok uzaktadır.
  • If the EU feels a long way off, they at least are not to blame.
  • Eğer AB kendini çok uzakta hissediyorsa, en azından bunun suçlusu onlar değildir.
Show More (7)
off uzaklaşmak v.
  • Tom got into his car and quickly drove off.
  • Tom arabasına bindi ve hızla uzaklaştı.
  • I got in my car and I drove off.
  • Arabama bindim ve uzaklaştım.
  • Tom put the car in gear and drove off.
  • Tom arabayı vitese taktı ve uzaklaştı.
Show More (6)
off başlangıç n.
  • This resolution got off to a bad start.
  • Bu karar kötü bir başlangıç yaptı.
  • Things did indeed get off to a promising start.
  • Her şey gerçekten de umut verici bir başlangıç yaptı.
  • Tom and I got off on the wrong foot.
  • Tom ve ben kötü bir başlangıç yaptık.
Show More (3)
off kesik adj.
  • The electricity is off at the moment.
  • Şu an elektrikler kesik.
  • The power has been off since this morning.
  • Bu sabahtan beri elektrik kesik.
  • The electricity is off at the moment.
  • Şu anda elektrikler kesik.
Show More (3)
off bozuk adj.
  • It seems my clock is slightly off.
  • Saatim biraz bozuk gibi görünüyor.
  • It seems my clock is slightly off.
  • Görünüşe göre saatim biraz bozuk.
  • This pork is a bit off.
  • Bu domuz eti biraz bozuk.
Show More (3)
off açıkta adv.
  • The island lies a mile off the coast.
  • Ada kıyıdan bir mil açıktadır.
  • I saw a fishing boat about a mile off the shore.
  • Kıyıdan yaklaşık bir mil açıkta bir balıkçı teknesi gördüm.
  • The island is about two miles off the coast.
  • Ada kıyıdan yaklaşık iki mil açıktadır.
Show More (1)
off yırtmak v.
  • They tore off their clothes.
  • Onlar giysilerini yırttılar.
  • I worked my ass off on that project.
  • O proje için kıçımı yırttım.
  • They tore off their clothes.
  • Kıyafetlerini yırttılar.
Show More (1)
off kalkmak v.
  • That is really a load off my mind.
  • Üzerimden bir yük kalktı.
  • We pulled it off.
  • Biz altından kalktık.
  • Tom helped Mary up off the floor.
  • Tom, Mary'nin yerden kalkmasına yardım etti.
Show More (1)
off düşmüş adj.
  • Quite a few shingles flew off the roof during the storm.
  • Fırtınada çok sayıda kiremit çatıdan yere düştü.
  • The masks are off.
  • Maskeler düştü.
  • Sales have been off this month.
  • Bu ay satışlar düştü.
Show More (0)
off iptal edilmiş adj.
  • Tom and Mary have called the wedding off.
  • Tom ve Mary düğünü iptal ettiler.
  • I'm calling the meeting off.
  • Toplantıyı iptal ediyorum.
  • Tom and Mary have called the wedding off.
  • Tom ve Mary düğünü iptal etti.
Show More (0)
off açık adj.
  • The phone was off the hook.
  • Telefonun ahizesi açık kalmıştı.
  • It irritates Tom when Mary leaves the cap off the toothpaste.
  • Mary diş macununun kapağını açık bıraktığında, bu Tom'u kızdırıyor.
Show More (-1)
off uzak dur! interj.
  • Get off the lawn!
  • Çimlerden uzak dur!
  • Get off of me.
  • Uzak dur benden.
Show More (-1)
off indirmek v.
  • Please let me off in front of that building.
  • Lütfen şu binanın önünde beni indirin.
  • Please let me off on this side of that traffic light.
  • Lütfen trafik ışıklarının bu tarafında beni indirin.
Show More (-1)
off yanlış adj.
  • She's way off.
  • Çok yanlış yolda.
  • He's way off.
  • Çok yanlış yolda.
Show More (-1)
off bozulmuş (yemek) adv.
  • I returned the cheese as it had gone off.
  • Peyniri bozulmuş olduğu için iade ettim.
Show More (-2)
off olmamak adv.
  • The grilled cheese is off on Sundays in this restaurant.
  • Bu restoranda pazar günleri ızgara peynir olmuyor.
Show More (-2)
off öldürmek v.
  • They offed him and buried his body in their back garden.
  • Onu öldürdüler ve cesedini arka bahçelerine gömdüler.
Show More (-2)
off kapalı adv.
  • Can you switch the TV off before you sleep, please?
  • Yatmadan önce televizyonu kapalı duruma getirir misiniz, lütfen?
Show More (-2)
off izinli adv.
  • Marry will be off for a week as she is on vacation.
  • Marry tatilde olduğu için bir hafta izinli olacak.
Show More (-2)
off -den adv.
  • I got this watch off a man on the street.
  • Bu saati sokaktaki bir adamdan aldım.
Show More (-2)
off hemen yanında adv.
  • The house has a dining room off the kitchen.
  • Evde mutfağın hemen yanında bir yemek odası bulunuyor.
Show More (-2)
off yetersiz adv.
  • This year's wheat harvest is off compared to the last year.
  • Bu yılki buğday hasadı geçen yıla göre yetersiz.
Show More (-2)
off … (süre) kaldı adv.
  • I grew excited as the races were only three days off.
  • Yarışlara sadece üç gün kaldığı için heyecanlandım.
Show More (-2)
off iptal edilmiş adv.
  • The concerts are called off because of the pandemic.
  • Pandemi nedeniyle konserler iptal edilmiştir.
Show More (-2)
off kaba adv.
  • His behaviour towards our customers is a bit off.
  • Müşterilerimize karşı davranışları biraz kaba.
Show More (-2)
off çıkmış adv.
  • The surgery is completed; she is off the anaesthesia.
  • Ameliyatı tamamlandı, anesteziden çıkmış durumda.
Show More (-2)
off doğru adv.
  • She went off towards Italy to see her parents.
  • Ailesini görmek için İtalya'ya doğru yola çıktı.
Show More (-2)
off yanlış adv.
  • Your estimate was way off.
  • Tahminin çok yanlıştı.
Show More (-2)
off -den uzak adv.
  • I went off computer games nowadays.
  • Bu aralar bilgisayar oyunlarından uzak duruyorum.
Show More (-2)
off (bir şeyin) eksikliğini yaşayan adv.
  • The hospital is badly off for medical supplies.
  • Hastanede tıbbi malzeme eksikliği yaşanıyor.
Show More (-2)
off indirimli adv.
  • All sports equipment are 15% off.
  • Tüm spor malzemeleri %15 indirimli.
Show More (-2)
off aşağı adv.
  • Everyone got off the bus as it was broken down.
  • Bozulduğu için herkes otobüsten aşağı indi.
Show More (-2)
off kopuk adj.
  • Only the people cut off from the harsh reality of the grass roots could have any doubt about that.
  • Sadece tabandaki sert gerçeklikten kopuk insanlar bu konuda herhangi bir şüpheye sahip olabilir.
Show More (-2)
off indirim adj.
  • What we would like to see is over 30% off the tariffs, and in 30% less time.
  • Bizim görmek istediğimiz şey, tarifelerde %30'un üzerinde bir indirim ve %30 daha kısa bir süre.
Show More (-2)
off ötede prep.
  • I saw a fishing boat about a mile off the shore.
  • Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.
Show More (-2)
off serbest prep.
  • The policeman let him off with a warning.
  • Polis onu uyararak serbest bıraktı.
Show More (-2)
off yok adj.
  • Tom is off today.
  • Tom bugün yok.
Show More (-2)
off kötü adj.
  • We all have our off days.
  • Hepimizin kötü günleri olur.
Show More (-2)
off çıkmış adj.
  • The paint is off.
  • Boyası çıkmış.
Show More (-2)
off ters adj.
  • Something seems off.
  • Bir şeyler ters görünüyor.
Show More (-2)
Inglés Turco
phew off interj.
  • Phew! I finally finished the marathon.
  • Off! Sonunda maratonu bitirdim.
Show More (-2)