1 |
outgrow |
aşmak |
v. |
|
- It's often very hard to acknowledge that you may have outgrown your friendship.
- Arkadaşlığınızı aşmış olabileceğinizi kabul etmek genelde çok zordur.
- It's often very hard to acknowledge that you may have outgrown your friendship.
- Arkadaşlığınızı aşmış olabileceğinizi kabul etmek genellikle çok zordur.
Show More (-1)
|
2 |
outgrow |
geçmek |
v. |
|
- Unfortunately, the European Union has in certain ways still not outgrown the satellite stage.
- Ne yazık ki Avrupa Birliği bazı açılardan hala uydu aşamasını geçememiştir.
Show More (-2)
|
3 |
outgrow |
giysilerine sığmamak |
v. |
|
- Tom has outgrown his clothes.
- Tom giysilerine sığmadı.
Show More (-2)
|