|
- Matt thought the pills were space food.
- Matt hapları uzaylıların yiyeceği sandı.
- I controlled the black market pill business in Cleveland.
- Cleveland'daki karaborsa hap işini ben kontrol ediyordum.
- All these symptoms are rather usual for powerful diet plan pills.
- Bu semptomların her biri etkili perhiz hapları için oldukça olağandır.
- All these symptoms are rather usual for powerful diet plan pills.
- Tüm bu belirtiler güçlü diyet hapları için oldukça olağandır.
- Matt thought the pills were space food.
- Matt hapların uzaylı yemeği olduğunu düşünüyordu.
- The color of the pills may also have an effect on some patients.
- Hapların renkleri de bazı hastalar üzerinde etkili olabilir.
- The color of the pills may also have an effect on some patients.
- Hapların rengi de bazı hastaları etkileyebilir.
- Take three of these pills a day for just a month.
- Sadece bir ay boyunca bu haplardan günde üç tane alın.
- The color of the pills may also have an effect on some patients.
- Hapların rengi de bazı hastalar üzerinde etkili olabilir.
- Matt thought the pills were space food.
- Matt hapların uzaylı yiyeceği olduğunu sanmış.
- Tom had trouble swallowing the pills.
- Tom hapları yutarken zorluk yaşadı.
- You must swallow pills, not chew them in your mouth.
- Hapları yutmalısın, onları ağzında çiğnememelisin.
- Tom takes a pill with vitamins and minerals every day.
- Tom her gün vitamin ve mineral içeren bir hap alıyor.
- She's a poison pill.
- O zehirli bir hap.
- How many pills do you have left?
- Kaç tane hap kaldı?
- Tom took some pills to ease the pain.
- Tom acısını dindirmek için birkaç hap aldı.
- How many of these pills did you take?
- Bu haplardan kaç tane aldınız?
- Take your pills.
- Haplarınızı alın.
- It was difficult to swallow such a large pill.
- Bu kadar büyük bir hapı yutmak zor oldu.
- Swallow the pills.
- Hapları yut.
- She takes a multivitamin pill every day.
- Her gün multivitamin hapı alıyor.
- Sami always had pills within easy reach.
- Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı.
- This pill is taken as a suppository.
- Bu hap fitil olarak alınır.
- How many of these pills did you take?
- Bu haplardan kaç tanesini aldın?
- Tom flushed the pills down the toilet.
- Tom hapları tuvalete atıp sifonu çekti.
- The nurse handed Tom some pills and he took them.
- Hemşire Tom'a birkaç hap verdi ve o da içti.
- I swallowed the pill.
- Hapı yuttum.
- Take your pills.
- Haplarını al.
- You need to take these pills.
- Bu hapları içmelisin.
- Did you take your pills?
- Haplarını aldın mı?
- Why did you swallow all those pills?
- Neden bütün bu hapları yuttun?
- What are those pills called?
- O hapların adı ne?
- Sami has swallowed dozens of pills and a bottle of tequila.
- Sami düzinelerce hap ve bir şişe tekila yuttu.
- I have to take two pills every six hours.
- Her altı saatte iki hap almalıyım.
- Why does Tom take those pills?
- Tom neden o hapları alıyor?
- Do you have your pills?
- Hapların yanında mı?
- Sami needs his pills every day.
- Sami'nin her gün hap alması gerekiyor.
- Because of the pills I took, the pain went away.
- İçtiğim haptan dolayı, ağrım geçti.
- Will you take the red pill or the blue pill?
- Kırmızı hapı mı yoksa mavi hapı mı alacaksın?
- Although I had taken two pills two times, my headache did not go away.
- İki kez iki hap almama rağmen baş ağrım geçmedi.
- I have trouble swallowing these big pills.
- Bu büyük hapları yutmakta zorluk çekiyorum.
- What are those pills for?
- Bu haplar ne için?
- The dentist gave me some pills for my toothache.
- Diş ağrım için dişçi bana birkaç hap verdi.
- Before going to bed, I took three pills to stop a cold.
- Soğuk algınlığı tedavisi için yatmadan önce üç tane hap aldım.
- Sami had pills everywhere.
- Sami'nin her yerde hapları vardı.
- Simply dissolve the pill in water and drink.
- Hapı suda kolayca erit ve iç.
- Have you been taking your pills?
- Haplarını mı alıyorsun?
- Why did you swallow all those pills?
- Neden bütün o hapları yuttun?
- It was a bitter pill to swallow.
- Yutmak için acı bir haptı.
- Because of the pills I took, the pain went away.
- Aldığım haplar sayesinde ağrım geçti.
- These pills have no side effects.
- Bu hapların hiçbir yan etkisi yoktur.
- Tom popped pills and drank heavily during his depression.
- Tom depresyonu sırasında hap kullanmış ve aşırı derecede içki içmiştir.
- The doctor recommends that he take the pills with food.
- Doktor hapları yemekle birlikte almasını öneriyor.
- Love is a pill made from a great many people's sufferings.
- Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.
- Why does Tom take those pills?
- Neden Tom bu hapları alıyor ?
- Sami crushed the poisonous pills and dissolved them into juice.
- Sami zehirli hapları ezdi ve meyve suyunda eritti.
- Swallow the pill.
- Hapı yut.
- Tom gave me some pills.
- Tom bana bazı haplar verdi.
- How many pills do you have left?
- Kaç tane hapın kaldı?
- Tom swallowed the pill.
- Tom hapı yuttu.
- I'm so glad these pills are making me normal.
- Bu hapların beni normal yapmasına çok sevindim.
- Sami has swallowed dozens of pills and a bottle of tequila.
- Sami düzinelerce hap ve bir şişe tekila yutmuştu.
- You must swallow pills, not chew them in your mouth.
- Hapları yutmalısın, ağzında çiğnememelisin.
- I didn't take those pills you gave me.
- Bana verdiğin o hapları almadım.
- These pills have no side effects.
- Bu hapların yan etkisi yok.
- The pain went away because I took the pills.
- Hapları aldığım için ağrım geçti.
- You need to take these pills.
- Bu hapları içmen gerekiyor.
- You'll feel better if you take these pills.
- Eğer bu hapları alırsan kendini daha iyi hissedersin.
- You'll feel better if you take these pills.
- Bu hapları alırsan kendini daha iyi hissedersin.
- Sami has taken some pills.
- Sami bazı haplar aldı.
- These pills will ease the pain.
- Bu haplar acıyı hafifletecek.
- Have you been taking your pills?
- Haplarını alıyor musun?
- It was difficult to swallow such a large pill.
- Böyle büyük bir hapı yutmak zordu.
- The patient felt the worse for having taken the pills.
- Hasta hapları aldığı için kendini daha kötü hissetti.
- The closure of the factory was a tough pill to swallow to the town's residents.
- Fabrikanın kapanması kasaba sakinleri için yutulması zor bir haptı.
- Have you taken your pills?
- Haplarını aldın mı?
- Fadil was taking his pills.
- Fadıl haplarını alıyordu.
- The dentist gave me some pills for my toothache.
- Dişçi, diş ağrım için bana bazı haplar verdi.
- If you forget to take your pills for one day, take two pills the following day.
- Eğer bir gün haplarınızı almayı unutursanız, ertesi gün iki tane alın.
- Sami crushed the poisonous pills and dissolved them into juice.
- Sami zehirli hapları ezip onları meyve suyunda eritti.
- The doctor recommended that he take the purple pill.
- Doktor mor hap almasını tavsiye etti.
- How many pills did you take?
- Kaç tane hap aldın?
- Love is a pill made from a great many people's sufferings.
- Aşk, pek çok insanın acılarından yapılmış bir haptır.
- The doctor recommended that he take the purple pill.
- Doktor onun mor hap almasını tavsiye etti.
- I have trouble swallowing pills.
- Hapları yutmakta zorlanıyorum.
- I won't take those pills.
- O hapları almayacağım.
- What kind of pills are those?
- Bunlar ne tür haplar?
- Simply dissolve the pill in water and drink.
- Hapı suda eritip içmeniz yeterli.
- I'm so glad these pills are making me normal.
- Bu hapların beni normale döndürmesinden çok memnunum.
- It was a bitter pill to swallow.
- Yutulacak acı bir haptı.
- Before going to bed, I took three pills to stop a cold.
- Yatmadan önce, üşütmemek için üç hap aldım.
- He takes a pill with vitamins and minerals every day.
- Her gün vitamin ve mineral içeren bir hap alıyor.
- You need to take these pills.
- Bu hapları almalısın.
- The doctor recommends that he take the pills with food.
- Doktor onun hapları yiyecekle almasını öneriyor.
- Tom found an empty pill bottle under the bed.
- Tom yatağın altında boş bir hap şişesi buldu.
- Tom had trouble swallowing the pills.
- Tom hapları yutmakta zorlandı.
- I'm on the pill.
- Hap kullanıyorum.
- These pills are hard to swallow.
- Bu hapları yutmak zor.
- What are those pills called?
- Bu haplara ne denir?
- Do you have your pills?
- Hapların var mı?
- I have trouble swallowing pills.
- Hapları yutmakta zorluk çekiyorum.
- Although I received pills at the hospital, I never took them properly.
- Hastanede hap almama rağmen, onları hiç doğru düzgün kullanmadım.
- Tom hasn't taken his pills.
- Tom haplarını almadı.
- I have trouble swallowing these big pills.
- Bu büyük hapları yutmakta zorlanıyorum.
- I have to take two pills every six hours.
- Her altı saatte bir iki hap almam gerekiyor.
- Grandma forgot to take her pills again.
- Büyükannem yine haplarını almayı unutmuş.
- She takes a multivitamin pill every day.
- O her gün bir multivitamin hapı alır.
- Sami didn't take any pills.
- Sami hiç hap almamış.
- These pills are hard to swallow.
- Bu hapları yutmak çok zordur.
- Sami didn't take any pills.
- Sami hiç hap almadı.
- Why do these pills always have to have side effects?
- Neden bu hapların hep yan etkileri olmak zorunda?
- Tom took a bottle of pink pills out of his pocket.
- Tom cebinden pembe bir hap şişesi çıkardı.
- I won't take those pills.
- O hapları içmeyeceğim.
- Sami needs his pills every day.
- Sami her gün haplarına ihtiyaç duyar.
- Tom took a bottle of pink pills out of his pocket.
- Tom cebinden bir şişe pembe hap çıkardı.
- Swallow the pill.
- Hapları yut.
- Tom gave me some pills.
- Tom bana hap verdi.
- Get me my pills.
- Bana haplarımı getir.
- Although I had twice taken a pair of pills, my headache did not go away.
- İki kez hap almama rağmen baş ağrım geçmedi.
- Tom handed Mary a bottle of pills.
- Tom, Mary'ye bir şişe hap verdi.
Show More (117)
|
