1 |
rampant |
yaygın |
adj. |
|
- In one of these worlds, hunger, AIDS and poverty are rampant.
- Bu dünyalardan birinde açlık, AIDS ve yoksulluk yaygındır.
- Starvation and disease were rampant among the lowest classes.
- Açlık ve hastalık en alt sınıflar arasında yaygındı.
- The rampant sickness spread to many countries.
- Yaygın hastalık birçok ülkeye yayıldı.
Show More (0)
|
2 |
rampant |
alıp yürümüş |
adj. |
|
- Corruption is rampant in the current government.
- Mevcut hükümette yolsuzluk alıp yürümüş.
Show More (-2)
|
3 |
rampant |
her tarafa yayılan (bitki) |
adj. |
|
- Herbicides are used to fight against rampant plants.
- Herbisitler her tarafa yayılan bitkilere karşı savaşmak için kullanılır.
Show More (-2)
|