|
- The flight was cancelled due to the storm.
- Fırtına nedeniyle uçuş iptal edildi.
- The next item is the Commission statement on the storms in Europe.
- Bir sonraki madde Avrupa'daki fırtınalara ilişkin Komisyon açıklamasıdır.
- I only regret that we did not reach the same result following the terrible storms in 1999, which hit France hard.
- Tek üzüntüm, 1999 yılında Fransa'yı derinden etkileyen korkunç fırtınaların ardından aynı sonuca ulaşamamış olmamızdır.
- We did not have it so bad in Ireland this time although we have had many serious wind storms on the Atlantic.
- Atlantik'te çok ciddi rüzgar fırtınaları yaşamış olmamıza rağmen bu kez İrlanda'da durum o kadar kötü değildi.
- I only regret that we did not reach the same result following the terrible storms in 1999, which hit France hard.
- Tek üzüntüm 1999 yılında Fransa'yı derinden etkileyen korkunç fırtınaların ardından aynı sonuca ulaşamamış olmamızdır.
- I was asked to highlight the result of the storms in Ireland.
- Benden İrlanda'daki fırtınaların sonuçlarını vurgulamam istendi.
- A vessel is not assessed according to whether there is a storm around or not, but according to how it weathers a storm.
- Bir gemi, etrafında fırtına olup olmamasına göre değil, fırtınayı nasıl atlattığına göre değerlendirilir.
- There is a clear interest in seeing that Lebanon weathers the economic storm of post-war recovery, and reduces its debt.
- Lübnan'ın savaş sonrası ekonomik fırtınayı atlatması ve borçlarını azaltması konusunda açık bir çıkar söz konusudur.
- I urge the Commission not to keep having to be asked and to provide assistance for the victims of the storms.
- Komisyon'u, fırtına mağdurları için sürekli yardım istemek ve yardım sağlamak zorunda kalmamaya çağırıyorum.
- America and south-east Asia are having a much worse time of it as far as climate and storms go.
- Amerika ve Güneydoğu Asya iklim ve fırtınalar konusunda çok daha kötü günler geçiriyor.
- I was in the region of Lorraine at the time of this terrible storm which destroyed around 20% of deciduous forest.
- Yaprak döken ormanların yaklaşık %20'sini yok eden bu korkunç fırtına sırasında Lorraine bölgesindeydim.
- There is a clear interest in seeing that Lebanon weathers the economic storm of post-war recovery, and reduces its debt.
- Lübnan'ın savaş sonrası ekonomik fırtınayı atlatması ve borçlarını azaltması konusunda açık bir menfaat söz konusudur.
- I second all those who expressed their solidarity with the storm victims.
- Fırtına mağdurlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade eden herkesi destekliyorum.
- Denmark's success at the Copenhagen Summit would then merely be the calm before the storm.
- Danimarka'nın Kopenhag Zirvesi'ndeki başarısı sadece fırtına öncesi sessizlik olacaktır.
- I extend our deepest sympathy to all of those who were affected by the storms.
- Fırtınadan etkilenen herkese en derin taziyelerimi sunuyorum.
- These storms were an unprecedented ecological disaster for our forests.
- Bu fırtınalar ormanlarımız için eşi benzeri görülmemiş bir ekolojik felaketti.
- Secondly, at the end of 1999 unbelievable storms raged bringing death and destruction to vast tracts of the EU.
- İkinci olarak, 1999 yılının sonunda kopan inanılmaz fırtınalar AB'nin geniş bölgelerine ölüm ve yıkım getirmiştir.
- You have visited citizens in Plock and Gorzow, and yesterday, despite an extraordinary storm, in Bialystok.
- Plock ve Gorzow'da ve dün olağanüstü bir fırtınaya rağmen Bialystok'ta vatandaşları ziyaret ettiniz.
- That's not why the storm stopped.
- Fırtına bu yüzden durmadı.
- That's not why the storm stopped.
- Fırtınanın durmasına sebep olan şey bu değil.
- There's supposed to be a big storm tomorrow, so we should bring in the patio furniture.
- Yarın büyük bir fırtına olması bekleniyor, bu yüzden veranda mobilyalarını içeri getirmeliyiz.
- So all you can do is give in to it, step right inside the storm.
- Yani yapabileceğin tek şey ona teslim olmak, fırtınanın içine girmektir.
- That's not why the storm stopped.
- Fırtınanın durmasının nedeni bu değil.
- The sea after the storm was calm.
- Fırtınadan sonra deniz sakindi.
- The storm sank the boat.
- Fırtına tekneyi batırdı.
- The trip was canceled because of the terrible storm.
- Şiddetli fırtına sebebiyle gezi iptal edildi.
- According to the weather forecast, a storm's coming.
- Hava tahminine göre, bir fırtına geliyor.
- They are just waiting for the storm to pass.
- Fırtınanın geçmesini bekliyorlar.
- Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
- Did the storm cause any damage?
- Fırtına herhangi bir hasara neden oldu mu?
- Tom is afraid of the storm.
- Tom fırtınadan korkuyor.
- The swimming pool is closed because of storm.
- Yüzme havuzu fırtına yüzünden kapalı.
- Looks like there's a storm coming in.
- Görünüşe göre fırtına geliyor.
- Many flights have been canceled because of the storm.
- Fırtına yüzünden birçok uçuş iptal edildi.
- We had to stay home because of the storm.
- Fırtına yüzünden evde kalmak zorunda kaldık.
- The storm did great damage to her property.
- Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- Tom's sandcastle was destroyed by the storm.
- Tom'un kumdan kalesi fırtına tarafından tahrip edilmişti.
- The storm showed no signs of abating.
- Fırtına hiçbir hafifleme işareti göstermedi.
- It wasn't much of a storm.
- Bir fırtına değildi.
- The storm did great damage to her property.
- Fırtına onun mülkiyetine büyük zarar verdi.
- Tom decided that we should put the canoe inside the house until the storm passed.
- Tom, fırtına geçene kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.
- The storm let up.
- Fırtına dindi.
- It's a monster storm.
- Canavar gibi bir fırtına.
- There were many snow storms last winter.
- Geçen kış birçok kar fırtınası oldu.
- They braved the snow storm.
- Kar fırtınasına göğüs gerdiler.
- We have to get out of this storm.
- Bu fırtınadan çıkmak zorundayız.
- We had to put off the meeting because of the storm.
- Fırtına yüzünden toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- After the storm, the ocean was calm.
- Fırtınadan sonra, okyanus sakindi.
- The strong wind indicates that a storm is coming.
- Güçlü rüzgar bir fırtınanın geleceğini gösterir.
- Work on the road was suspended because of the storm.
- Fırtına yüzünden yoldaki çalışmalar askıya alındı.
- There was a violent storm at sea.
- Denizde şiddetli bir fırtına vardı.
- Because of the storm, we had no choice but to stay at home.
- Fırtınadan dolayı, evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
- Due to the storm, we couldn't leave the house.
- Fırtına nedeniyle evden ayrılamadık.
- Because of the storm, we weren't able to arrive at the appointed time.
- Fırtınadan dolayı, kararlaştırılan zamanda varamadık.
- Sow the wind, harvest the storm.
- Rüzgâr eken, fırtına biçer.
- After the storm, the ocean was calm.
- Fırtınadan sonra okyanus sakinleşti.
- The trip was canceled because of a terrible storm.
- Korkunç bir fırtına yüzünden yolculuk iptal oldu.
- The new coalition government is trying to ride out the storm.
- Yeni koalisyon hükümeti fırtınayı kazasız belasız atlatmaya çalışıyor.
- The roof of Tom's house was damaged in the storm.
- Tom'un evinin çatısı fırtınada hasar görmüş.
- That was some storm.
- Ne fırtınaydı ama.
- Quite a few shingles flew off the roof during the storm.
- Fırtına sırasında çatıdan birkaç kiremit uçtu.
- This wind is a sign of a storm.
- Bu rüzgar bir fırtınanın işareti.
- Let's get out of the storm.
- Fırtınadan kurtulalım.
- The sea was rough because of the storm.
- Fırtınadan dolayı deniz haşindi.
- Thank God the storm is over.
- Tanrıya şükür fırtına bitti.
- Floods, violent wind storms, droughts, killing frosts, and the problems of air pollution have all, on occasion, influenced modern society.
- Seller, şiddetli rüzgar fırtınaları, kuraklıklar, öldürücü donlar ve hava kirliliği sorunlarının hepsi zaman zaman modern toplumu etkilemiştir.
- The ocean was choppy because of the storm.
- Fırtına yüzünden okyanus dalgalıydı.
- The storm showed no signs of abating.
- Fırtına dinme belirtisi göstermiyordu.
- A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour.
- Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi geçtiğinde fırtına kasırgaya dönüşür.
- We couldn't go out because of the storm.
- Fırtınadan dolayı dışarı çıkamadık.
- Sami has set a deadly storm in motion.
- Sami ölümcül bir fırtınayı harekete geçirdi.
- The storm is getting worse.
- Fırtına kötüleşiyor.
- Work on the road was suspended because of the storm.
- Fırtınadan dolayı yolda çalışma askıya alındı.
- The white spots on Saturn are believed to be powerful storms.
- Satürn'ün üzerindeki beyaz lekelerin güçlü fırtınalar olduğuna inanılıyor.
- I don't think we should go outside in this storm.
- Bence bu fırtınada dışarı çıkmamalıyız.
- He didn't come because of the storm.
- O, fırtına nedeniyle gelmedi.
- As a result of the storm, he didn't arrive.
- Fırtına dolayısıyla ulaşamadı.
- Astronomers think the Great Red Spot is a large hurricane-like storm in Jupiter's atmosphere.
- Gökbilimciler Büyük Kırmızı Leke'nin Jüpiter'in atmosferinde kasırga benzeri büyük bir fırtına olduğunu düşünüyor.
- They arrived late because of the storm.
- Fırtına yüzünden geç geldiler.
- A big tree fell in the storm.
- Fırtınada büyük bir ağaç devrildi.
- Due to the storm, we couldn't leave the house.
- Fırtına yüzünden evden çıkamadık.
- There's a storm coming.
- Bir fırtına geliyor.
- The trees were torn up by the force of the storm.
- Ağaçlar fırtınanın şiddetiyle parçalandı.
- The storm sent the temperature down.
- Fırtına sıcaklığı düşürdü.
- The airplane found itself in the eye of the storm.
- Uçak kendini fırtınanın merkezinde buldu.
- The buildings were damaged by the storm last night.
- Binalar dün gece fırtınadan zarar gördü.
- Did the storm cause any damage?
- Fırtına herhangi bir hasara yol açtı mı?
- After a storm comes a calm.
- Fırtınadan sonra sakinlik gelir.
- He who sows the wind, shall reap the storm.
- Rüzgâr eken, fırtına biçer.
- The storm will likely damage the crops.
- Fırtına muhtemelen ekinlere zarar verecek.
- I love this solar storm.
- Bu güneş fırtınasını seviyorum.
- We had to put off the meeting because of the storm.
- Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.
- The storm severely damaged the crops.
- Fırtına ekinlere ciddi zarar verdi.
- It's dangerous to climb mountains during a storm.
- Bir fırtına sırasında dağlara tırmanmak tehlikelidir.
- We have to get out of this storm.
- Bu fırtınadan kurtulmalıyız.
- The storm raged for three days.
- Fırtına üç gün boyunca şiddetlendi.
- We had a big snow storm last weekend.
- Geçen hafta sonu büyük bir kar fırtınası yaşadık.
- Many people in Africa were killed as a result of the storm.
- Fırtına nedeniyle Afrika'da birçok insan öldü.
- I am ready for the storm.
- Fırtınaya hazırım.
- Many people were killed as a result of the storm.
- Fırtınanın bir sonucu olarak, birçok kişi hayatını kaybetti.
- Tom was frightened by the storm.
- Fırtına Tom'u korkuttu.
- The storm did great damage to her property.
- Fırtına mülküne büyük zarar verdi.
- The storm is gathering in intensity.
- Fırtına şiddetini artırıyor.
- The village was isolated by the heavy storm.
- Şiddetli fırtına köyün yollarını kapattı.
- We had our house blown down by the storm.
- Fırtına yüzünden evimiz yıkıldı.
- He departed in spite of the storm.
- Fırtınaya rağmen yola çıktı.
- The storm took everyone by surprise.
- Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.
- According to the weather forecast, a storm's coming.
- Hava tahminlerine göre fırtına geliyor.
- Tom was home alone with Mary during the storm.
- Tom fırtına sırasında Mary ile evde yalnızdı.
- The storm eventually blew through.
- Fırtına sonunda dindi.
- Tom was frightened by the storm.
- Tom fırtınadan korktu.
- The storm abated.
- Fırtına yatıştı.
- The airplane found itself in the eye of the storm.
- Uçak kendini fırtınanın ortasında buldu.
- Tom's dog cowered under the kitchen table during the storm.
- Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına büzüldü.
- The town was destroyed by the flood after the storm.
- Kasaba fırtınadan sonra sel tarafından yok edildi.
- The storm shouldn't affect our plans.
- Fırtına planlarımızı etkilememeli.
- After a storm comes the calm.
- Bir fırtınadan sonra sakinlik gelir.
- The storm is dangerous.
- Fırtına tehlikelidir.
- He departed in spite of the storm.
- O, fırtınaya rağmen yola çıktı.
- The swimming pool is closed due to the storm.
- Yüzme havuzu fırtına yüzünden kapalı.
- A storm turns into a hurricane when the wind speed reaches a hundred nineteen kilometers an hour.
- Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreye ulaştığında fırtına kasırgaya dönüşür.
- A few trees fell down in our neighborhood during the storm last week.
- Geçen haftaki fırtınada mahallemizde birkaç ağaç devrildi.
- The brightness of the sky showed that the storm had passed.
- Gökyüzünün parlaklığı fırtınanın geçtiğini gösterdi.
- A big tree has fallen in the storm.
- Fırtınada büyük bir ağaç devrildi.
- When is this storm ever going to pass?
- Bu fırtına ne zaman geçecek?
- The streets are empty because a storm is approaching the neighborhood.
- Bir fırtına semte yaklaştığı için sokaklar boş.
- Who seeds wind, shall harvest storm.
- Rüzgâr eken fırtına biçer.
- We had our house blown down by the storm.
- Fırtınada evimiz yıkıldı.
- How much longer is this storm going to last?
- Bu fırtına daha ne kadar sürecek?
- The plane was unable to take off due to the storm.
- Fırtına yüzünden uçak kalkamadı.
- How much damage did the storm cause?
- Fırtına ne kadar hasara yol açtı?
- I'm stuck here in Boston because of the storm.
- Fırtınadan dolayı Boston'da burada mahsur kaldım.
- A storm is imminent.
- Fırtına çok yakın.
- All the skill of the sailors gave way to the violence of the storm.
- Denizcilerin tüm yetenekleri fırtınanın şiddetine boyun eğdi.
- There's a big storm on way.
- Yolda büyük bir fırtına var.
- All the houses on my street lost power this morning due to the storm.
- Bu sabah fırtına yüzünden sokağımdaki tüm evlerin elektriği kesildi.
- The oak tree remained standing after the storm.
- Meşe ağacı fırtınadan sonra ayakta kaldı.
- Jupiter's Great Red Spot is a giant storm.
- Jüpiter'in Büyük Kırmızı Lekesi dev bir fırtınadır.
- Storm in a teacup.
- Bir bardak suda fırtına koparıyorsun.
- The storm raged fiercely all that night.
- Fırtına bütün o gece şiddetle esmişti.
- We had a storm yesterday.
- Dün fırtına vardı.
- That was no ordinary storm.
- Bu sıradan bir fırtına değildi.
- Tom's dog cowered under the kitchen table during the storm.
- Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına sindi.
- There was a storm last night.
- Dün gece bir fırtına vardı.
- Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- Çalışanlarımız buz fırtınasının yol açtığı hasarı gidermek için gece gündüz çalışıyor.
- Several houses were damaged in the last storm.
- Son fırtınada birçok ev hasar gördü.
- Tom decided that we should put the canoe inside the house until the storm passed.
- Tom fırtına geçinceye kadar kanoyu evin içine koymamız gerektiğine karar verdi.
- Storms at sea impeded our progress.
- Denizdeki fırtına ilerlememizi engelledi.
- Last night's storm left a mess in Boston.
- Dün geceki fırtına Boston'da büyük bir karmaşa yarattı.
- The storm caused a power outage.
- Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.
- He didn't come because of the storm.
- Fırtına yüzünden gelemedi.
- People were not prepared for the storm.
- İnsanlar fırtına için hazırlıklı değildi.
- According to the radio, a storm is imminent in the North.
- Radyoya göre, Kuzey'de bir fırtınanın eli kulağında.
- A storm is imminent.
- Bir fırtına yakındır.
- Quite a few shingles flew off the roof during the storm.
- Fırtınada çok sayıda kiremit çatıdan yere düştü.
- Tom made it back to Boston just before the storm hit.
- Tom fırtına başlamadan hemen önce Boston'a dönebildi.
- Fortunately they had no storms on the way.
- Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- There was a storm that night.
- O gece fırtına vardı.
- The storm abated.
- Fırtına dindi.
- Last week's storm damaged many trees in our neighborhood.
- Geçen haftaki fırtına mahallemizdeki birçok ağaca zarar verdi.
- Because of the storm, we had no choice but to stay at home.
- Fırtına yüzünden evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
- The storm let up.
- Fırtına sakinleşti.
- Many schools are closed today because of the storm.
- Birçok okul bugün fırtına nedeniyle kapalı.
- The ocean was choppy because of the storm.
- Okyanus fırtına yüzünden dalgalıydı.
- The town was destroyed by the flood after the storm.
- Kasaba fırtınadan sonra sel tarafından tahrip edildi.
- How could there be a storm on a day as nice as this?
- Bu kadar güzel bir günde nasıl fırtına olabilir?
- Who seeds wind, shall harvest storm.
- Rüzgar eken fırtına biçer.
- We were late because of the storm.
- Fırtına yüzünden geç kaldık.
- On account of the storm, he didn't arrive.
- O, fırtınadan dolayı gelmedi.
- The storm has caused terrible damage.
- Fırtına korkunç hasara neden oldu.
- Due to the storm, he didn't arrive.
- Fırtına yüzünden gelemedi.
- All this damage is the result of the storm.
- Bütün bu hasar fırtına sonucunda oldu.
- How long will the storm last?
- Fırtına ne kadar sürecek?
- Because of the storm, we couldn't search for the lost child.
- Fırtına yüzünden kayıp çocuğu arayamadık.
- Jupiter's Great Red Spot is a giant storm.
- Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si dev bir fırtınadır.
- It's dangerous to climb a mountain during a storm.
- Fırtına sırasında bir dağa tırmanmak tehlikelidir.
- The boat sank during the storm.
- Tekne fırtına sırasında battı.
- Many flights have been canceled because of the storm.
- Fırtına nedeniyle birçok uçuş iptal edildi.
- The weatherman says a storm is coming.
- Hava durumu sunucusu fırtınanın yaklaştığını söylüyor.
- I forgot to shutter the windows before the storm hit.
- Fırtına vurmadan önce pencereleri kapatmayı unuttum.
- He was absent because of the storm.
- Fırtına yüzünden gelemedi.
- It's dangerous to climb mountains during a storm.
- Fırtına sırasında dağlara tırmanmak tehlikelidir.
- They arrived late because of the storm.
- Fırtınadan dolayı geç vardılar.
- I am waiting for the storm to blow over.
- Fırtınanın dinmesini bekliyorum.
- The trip was canceled because of the terrible storm.
- Şiddetli fırtına sebebiyle, seyahat iptal edildi.
- Storms have abraded the outer layer of paint.
- Fırtınalar boyanın dış tabakasını aşındırdı.
- Don't stand under a tree in a lightning storm.
- Şimşekli bir fırtınada ağacın altında durmayın.
- We lost our electricity because of the storm.
- Fırtınadan dolayı elektriğimiz kesildi.
- The roof of Tom's house was damaged in the storm.
- Tom'un evinin çatısı fırtınada hasar gördü.
- The storm had a serious effect on the economy.
- Fırtınanın ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi vardı.
- Tom was afraid of the storm.
- Tom fırtınadan korkuyordu.
- The village was isolated by the heavy storm.
- Köy, şiddetli fırtına tarafından dolayı izole oldu.
- Astronomers think the Great Red Spot is a large hurricane-like storm in Jupiter's atmosphere.
- Gökbilimciler, Büyük Kırmızı Leke'nin Jüpiter'in atmosferindeki büyük bir kasırga benzeri fırtına olduğunu düşünüyorlar.
- Work on the road was suspended because of the storm.
- Fırtına yüzünden yoldaki çalışmalara ara verildi.
- We had a big snow storm last weekend.
- Geçen hafta sonu büyük bir kar fırtınası vardı.
- The sun shines brighter after the storm.
- Fırtınadan sonra güneş daha parlak parlar.
- There was a storm last night.
- Dün gece fırtına vardı.
- The class was canceled due to the storm.
- Fırtına yüzünden ders iptal edildi.
- The storm is gathering in intensity.
- Fırtına yoğunlaşıyor.
- I am waiting for the storm to blow over.
- Ben fırtınanın dinmesini bekliyorum.
- The trip was canceled because of the terrible storm.
- Korkunç fırtına yüzünden, gezi iptal edildi.
- I never for a moment imagined we wouldn't get home before the storm hit.
- Fırtına vurmadan önce eve varamayacağımızı bir an bile hayal etmemiştim.
- There was a terrible storm here last week.
- Geçen hafta burada korkunç bir fırtına vardı.
- The class was canceled due to the storm.
- Ders fırtına nedeniyle iptal edildi.
- We were caught in a storm.
- Bir fırtınaya yakalandık.
- The storm did a lot of damage to the crops.
- Fırtına ekinlere çok zarar verdi.
- The storm is coming our way.
- Fırtına bize doğru geliyor.
- We were directly in the path of the storm.
- Fırtınanın tam ortasındaydık.
- The swimming pool is closed because of storm.
- Yüzme havuzu, fırtına nedeniyle kapalıdır.
- It's not necessary to leave in the middle of a storm.
- Fırtınanın ortasında ayrılmaya gerek yok.
- There's a big storm coming.
- Büyük bir fırtına geliyor.
- We took refuge in a cave and waited for the storm to pass.
- Bir mağaraya sığındık ve fırtınanın geçmesini bekledik.
- Your home was destroyed by the storm.
- Eviniz fırtına tarafından tahrip edildi.
- Storms have abraded the outer layer of paint.
- Fırtınalar boyanın dış katmanını aşındırdı.
- There is going to be a storm.
- Bir fırtına olacak.
- Your home was destroyed by the storm.
- Eviniz fırtına yüzünden yıkıldı.
- Because of the storm, we couldn't search for the lost child.
- Fırtınadan dolayı kayıp çocuğu arayamadık.
- His absence was due to the storm.
- Yokluğu fırtına yüzünden oldu.
- The cabin was torn asunder by the storm.
- Kulübe fırtına yüzünden paramparça olmuş.
- He drove to work despite the storm.
- Fırtınaya rağmen işe gitti.
- The storm became even more violent.
- Fırtına daha da şiddetlendi.
- Tom was home alone with Mary during the storm.
- Fırtına sırasında Tom Mary ile birlikte evde yalnızdı.
- All the skill of the sailors gave way to the violence of the storm.
- Denizcilerin tüm becerileri fırtınanın şiddetine yenik düştü.
- He drove to work despite the storm.
- O, fırtınaya rağmen araba ile işe gitti.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
- Fırtına, durmak şöyle dursun, daha da şiddetlendi.
- The storm developed into a typhoon.
- Fırtına bir tayfuna dönüştü.
- Many people were killed as a result of the storm.
- Fırtına sonucunda birçok insan öldü.
- Because of the storm, we weren't able to arrive at the appointed time.
- Fırtına yüzünden belirlenen saatte varamadık.
- All this damage is the result of the storm.
- Bütün bu hasar fırtınanın sonucudur.
- The storm brought heavy losses.
- Fırtına ağır kayıplar getirdi.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
- Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
- We were caught in a storm.
- Biz bir fırtınaya yakalandık.
- This storm, too, shall pass.
- Bu fırtına da geçecek.
- Tom's neighborhood was flooded after the storm.
- Tom'un mahallesi fırtınadan sonra sular altında kaldı.
- It's possible that the airplane won't be able to fly due to the storm.
- Fırtına yüzünden uçağın uçamama ihtimali var.
- How much damage did the storm cause?
- Fırtına ne kadar hasara neden oldu?
- A severe ocean storm hit the West Indies.
- Şiddetli bir okyanus fırtınası Batı Hint Adaları'nı vurdu.
- I am ready for the storm.
- Ben fırtına için hazırım.
- Tom arrived on time in spite of the storm.
- Tom fırtınaya rağmen zamanında geldi.
- The storm did a lot of damage to the crops.
- Fırtına ürünlere çok hasar verdi.
- I don't think we should go outside in this storm.
- Bu fırtınada dışarı çıkmamız gerektiğini sanmıyorum.
- Parts of the city looked like a disaster zone following the storm.
- Fırtınadan sonra şehrin bazı kısımları felaket bölgesi gibi görünüyordu.
- We got caught in the storm.
- Fırtınaya yakalandık.
- Fortunately they had no storms on the way.
- Neyse ki yolda fırtına yoktu.
- After a storm comes the calm.
- Fırtınadan sonra sükûnet gelir.
- This is the worst storm in ten years.
- Bu, son on yılın en kötü fırtınası.
- Nobody mentioned a storm.
- Kimse fırtınadan bahsetmedi.
- We had to stay home because of the storm.
- Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.
- This is the calm before the storm.
- Bu, fırtınadan önceki sessizliktir.
- There were many snow storms last winter.
- Geçen kış çok sayıda kar fırtınası vardı.
- The storm didn't last long.
- Fırtına fazla sürmedi.
- The storm took everyone by surprise.
- Fırtına herkesi gafil avladı.
- The storm remitted its fury.
- Fırtına şiddetini azalttı.
- The buildings were damaged by the storm last night.
- Binalar dün geceki fırtınadan zarar gördü.
- If it hadn't been for the storm, I would've arrived sooner.
- Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.
- This is the worst storm in ten years.
- Bu, on yıl içindeki en kötü fırtına.
- The storm raged fiercely all that night.
- Fırtına bütün gece şiddetle devam etti.
- The storm didn't cause any damage.
- Fırtına hiçbir hasara neden olmadı.
- Driving during a storm can be dangerous.
- Bir fırtına anında araba sürmek tehlikeli olabilir.
- As a result of the storm, he didn't arrive.
- Fırtına yüzünden gelemedi.
- Part of our roof was blown off in last night's storm.
- Dün gece fırtınada çatımızın bir kısmı havaya savruldu.
- A storm kept the ship from leaving Kobe.
- Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi.
- Tom was stuck in Boston because of the snow storm.
- Tom kar fırtınasından dolayı Boston'da sıkıştı.
- We had a storm yesterday.
- Dün bir fırtına yaşadık.
- The storm prevented us from going out.
- Fırtına dışarı çıkmamızı engelledi.
- Several houses were damaged in the last storm.
- Son fırtınada birkaç ev hasar gördü.
- I think we'd better not go out in this storm.
- Bence bu fırtınada dışarı çıkmasak iyi olur.
- There was a storm, and snow began whirling through the street.
- Bir fırtına vardı ve kar sokakta dönmeye başladı.
- Thank God the storm is over.
- Tanrı'ya şükür fırtına dinmiş.
- He went out in spite of the storm.
- Fırtınaya rağmen dışarı çıktı.
- The roof was damaged by the storm.
- Çatı fırtınadan zarar gördü.
- I slept through the storm.
- Fırtına boyunca uyudum.
- School was canceled because of the storm.
- Fırtına yüzünden okul iptal edildi.
- Lightning can occur during a storm.
- Fırtına sırasında şimşek çakabilir.
- The storm is coming our way.
- Fırtına üzerimize doğru geliyor.
- Storms at sea impeded our progress.
- Denizdeki fırtınalar ilerlememizi engelledi.
- The storm is getting worse.
- Fırtına gittikçe kötüleşiyor.
- I'm stuck here in Boston because of the storm.
- Fırtına yüzünden Boston'da mahsur kaldım.
- I think we'd better not go out in this storm.
- Sanırım bu fırtınada dışarı çıkmasak iyi olur.
- Work on the road was suspended because of the storm.
- Fırtınadan dolayı yol çalışmasına ara verildi.
- The storm caused a power outage.
- Fırtına elektrik kesintisine neden oldu.
- We couldn't go out because of the storm.
- Fırtına yüzünden dışarı çıkamadık.
- The storm was bad.
- Fırtına kötüydü.
- Part of our roof was blown off in last night's storm.
- Dün geceki fırtınada çatımızın bir kısmı uçtu.
- The storm didn't cause any damage.
- Fırtına herhangi bir hasara yol açmadı.
- The storm took everyone by surprise.
- Fırtına herkesi şaşırttı.
- A storm is coming.
- Fırtına yaklaşıyor.
- The storm will make it impossible for the ship to leave port.
- Fırtına, geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirecek.
- We postponed our departure because of the storm.
- Gidişimizi fırtına yüzünden erteledik.
- The train stopped because of the storm.
- Tren fırtına nedeniyle durdu.
- The bill triggered a storm of outrage.
- Yasa tasarısı bir öfke fırtınasını tetikledi.
- After this storm it will be cooler.
- Bu fırtınadan sonra hava daha serin olacak.
- The storm caused a lot of damage to the crop.
- Fırtına mahsule çok zarar verdi.
- The storm continued.
- Fırtına devam etti.
- The storm sent the temperature down.
- Fırtına, sıcaklığı düşürdü.
- There was a calm after the storm.
- Fırtınadan sonra bir sessizlik oldu.
- The train stopped because of the storm.
- Fırtına yüzünden tren durdu.
- Nobody mentioned a storm.
- Kimse bir fırtınadan söz etmedi.
- The storm is dangerous.
- Fırtına tehlikeli.
- We had better hurry or we'll be caught in the storm before we reach the camping site.
- Acele etsek iyi olur yoksa biz kamp alanına ulaşmadan önce fırtınaya yakalanırız.
- Because of the storm, the ship couldn't leave port.
- Fırtına yüzünden gemi limandan ayrılamadı.
- Sami's ship sank in a storm.
- Sami'nin gemisi bir fırtınada battı.
- We've had a lot of storms this winter.
- Bu kış çok fazla fırtına yaşadık.
- Last night's storm washed out the road.
- Dün geceki fırtına yolu kapattı.
- During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında elektrikler kesildi ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini dövdü.
- Several trees blew down in our neighborhood during the storm.
- Fırtına sırasında mahallemizdeki birkaç ağaç devrildi.
- We postponed our departure because of the storm.
- Fırtına yüzünden gidişimizi erteledik.
- The trip was canceled because of the terrible storm.
- Berbat fırtına nedeniyle, seyahat iptal edildi.
- The streets are empty because a storm is approaching the neighborhood.
- Sokaklar bomboş çünkü fırtına mahalleye yaklaşıyor.
- The storm kept us from searching for the missing child.
- Fırtına kayıp çocuğu aramamızı engelledi.
- Tom made it home just before the storm hit.
- Tom fırtına başlamadan hemen önce eve varmıştı.
- The storm blew for two days.
- Fırtına iki gün boyunca esti.
- Tom's dog cowered under the kitchen table during the storm.
- Tom'un köpeği fırtına sırasında mutfak masasının altına sinmiş.
- People were not prepared for the storm.
- İnsanlar fırtına için hazır değildi.
- The delivery of the goods was delayed due to the storm.
- Fırtına yüzünden malların teslimi gecikti.
- Because of the storm, the ship couldn't leave port.
- Fırtınadan dolayı, gemi limandan ayrılamadı.
- The storm had a serious effect on the economy.
- Fırtınanın ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi oldu.
- The storm kept us from searching for the missing child.
- Fırtına, kayıp çocuğu aramamızı engelledi.
- There's going to be a storm.
- Bir fırtına olacak.
- Tom was stuck in Boston because of the snow storm.
- Tom kar fırtınası yüzünden Boston'da mahsur kaldı.
- I stayed inside all day because of the storm.
- Fırtına yüzünden bütün gün içeride kaldım.
- A big tree fell in the storm.
- Büyük bir ağaç fırtınada düştü.
- School was canceled because of the storm.
- Okul fırtına nedeniyle iptal edildi.
- There's a big storm on way.
- Büyük bir fırtına yolda.
- There's a storm incoming.
- Fırtına yaklaşıyor.
- The white spots on Saturn are believed to be powerful storms.
- Satürn üzerindeki beyaz lekelerin, güçlü fırtınalar olduklarına inanılır.
- There were storms in that region of the country.
- Ülkenin o bölgesinde fırtınalar vardı.
- This storm is getting serious.
- Fırtına ciddileşiyor.
- The storm blew down a tree.
- Fırtına bir ağacı devirdi.
- Driving during a storm can be dangerous.
- Fırtına sırasında araba kullanmak tehlikeli olabilir.
- Except for the storm, I would have arrived earlier.
- Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.
- This storm is getting serious.
- Bu fırtına ciddileşiyor.
- The calm that comes after the storm.
- Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The trip was canceled because of a terrible storm.
- Gezi, korkunç bir fırtına nedeniyle iptal edildi.
- Many schools are closed today because of the storm.
- Fırtına yüzünden bugün birçok okul kapalı.
- On account of the storm, he didn't arrive.
- Fırtına yüzünden gelemedi.
- The storm caused much damage to the crop.
- Fırtına mahsule çok zarar verdi.
- The storm raged for three days.
- Fırtına üç gün şiddetle devam etti.
- This wind is a sign of a storm.
- Bu rüzgar fırtınanın bir işaretidir.
- The storm will damage the crops.
- Fırtına bitkilere zarar verecek.
- The storm will damage the crops.
- Fırtına ekinlere zarar verecek.
- The storm didn't last long.
- Fırtına uzun sürmedi.
- How could there be a storm on a day as nice as this?
- Böyle güzel bir günde nasıl fırtına olabilir?
- This is a serious and big storm.
- Bu ciddi ve büyük bir fırtına.
- The storm will likely damage the crops.
- Fırtına muhtemelen ürünlere zarar verecek.
- We got caught in the storm.
- Biz fırtınaya yakalandık.
- Tom got home just before the storm hit.
- Tom fırtına vurmadan hemen önce eve döndü.
- This is the calm before the storm.
- Bu fırtına öncesi sessizlik.
- Except for the storm, I would have arrived earlier.
- Fırtına olmasaydı, daha erken varırdım.
- The sea after the storm was calm.
- Fırtına sonrası deniz sakindi.
- His absence was due to the storm.
- Onun yokluğu fırtına yüzündendi.
- The sea was rough because of the storm.
- Fırtına yüzünden deniz dalgalıydı.
- We had better hurry or we'll be caught in the storm before we reach the camping site.
- Acele etsek iyi olur yoksa kamp alanına varmadan fırtınaya yakalanacağız.
- Tom's sandcastle was destroyed by the storm.
- Tom'un kumdan kalesi fırtına yüzünden yıkıldı.
- It wasn't much of a storm.
- Büyük bir fırtına değildi.
- The storm severely damaged the crops.
- Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- I love this solar storm.
- Ben bu güneş fırtınasını seviyorum.
- The plane was unable to take off due to the storm.
- Uçak fırtına nedeniyle kalkamadı.
- Due to the storm, he didn't arrive.
- Fırtına nedeniyle, o gelmedi.
- How long did the storm last?
- Fırtına ne kadar sürdü?
- Tom made it home just before the storm hit.
- Tom fırtına vurmadan hemen önce eve gitti.
- There's a big storm coming.
- Gelen büyük bir fırtına var.
- The swimming pool is closed due to the storm.
- Yüzme havuzu fırtına nedeniyle kapalı.
- Many people in Africa were killed as a result of the storm.
- Afrika'da fırtına sebebiyle birçok kişi öldü.
- Meteotsunamis are large waves caused by storms.
- Meteotsunamiler fırtınaların neden olduğu büyük dalgalardır.
- The storm damaged many windows.
- Fırtına birçok pencereye zarar verdi.
- Tom made it back to Boston just before the storm hit.
- Tom tam fırtına vurmadan önce Boston'a geri gitti.
- That was no ordinary storm.
- O sıradan bir fırtına değildi.
- We were late because of the storm.
- Fırtınadan dolayı geç kaldık.
- There's a lot of danger during a big storm.
- Büyük bir fırtına sırasında çok fazla tehlike vardır.
- He could not go out because of a bad storm.
- Kötü fırtına yüzünden dışarı çıkamadı.
- There was a storm that night.
- O gece bir fırtına vardı.
- We lost our electricity because of the storm.
- Fırtına yüzünden elektriğimiz kesildi.
- There's a storm coming.
- Fırtına yaklaşıyor.
- It's dangerous to climb a mountain during a storm.
- Bir fırtına sırasında bir dağa tırmanmak tehlikelidir.
- How long will this storm last?
- Bu fırtına ne kadar sürecek?
Show More (373)
|
