| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | industry n. | endüstri | ||
|
Metalworking and textiles are not the only industries affected by industrial desertification. Endüstriyel çölleşmeden etkilenen tek sektör metal işleme ve tekstil değil. More Sentences |
||||
| Common Usage | industry n. | sanayi | ||
|
High-calorie coal is only used in industry. Yüksek kalorili kömür sadece sanayide kullanılır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | industry n. | çaba | ||
|
The real challenge faced by the farming industry is to become more competitive and closer to the consumer. Tarım sektörünün karşı karşıya olduğu asıl zorluk, daha rekabetçi ve tüketiciye daha yakın olma çabasıdır. More Sentences |
||||
| General | industry n. | sanayi | ||
|
Germans are known as a nation of great industry. Almanlar büyük bir sanayi ülkesi olarak bilinir. More Sentences |
||||
| General | industry n. | endüstri | ||
|
These programmes are funded by both government and industry. Bu programlar hem hükümet hem de endüstri tarafından finanse edilmektedir. More Sentences |
||||
| General | industry n. | sektör | ||
|
Getting into new markets is always good for both sides of the industry. Yeni pazarlara girmek sektörün her iki tarafı için de her zaman iyidir. More Sentences |
||||
| General | industry n. | yetenek | ||
|
The platform also includes an industry enablement platform that integrates these capabilities. Platform ayrıca bu yetenekleri bütünleştiren bir sektörel etkinleştirme platformu da içeriyor. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | industry | endüstri | ||
|
This is all about creating a European arms industry that can compete at an international level. Tüm bunlar, uluslararası düzeyde rekabet edebilecek bir Avrupa silah endüstrisinin yaratılmasıyla ilgilidir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | industry | sanayi | ||
|
If the industry has an environmental permit, it can never be liable. Eğer sanayinin çevre izni varsa, hiçbir zaman sorumlu tutulamaz. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | industry | sanayi | ||
|
In fact the EC has been granting such aid to its shipbuilding industry for many years, up to 31 December 2000. Aslında AT, 31 Aralık 2000 tarihine kadar uzun yıllardır gemi inşa sanayisine bu tür yardımlarda bulunmaktadır. More Sentences |
||||
| Technical | industry | endüstri | ||
|
It is true, ladies and gentlemen, that a voluntary agreement with industry would enable us to start sooner. Bayanlar ve baylar, endüstri ile gönüllü bir anlaşmanın daha erken başlamamızı sağlayacağı doğrudur. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | industry n. | işleyim | ||
| General | industry n. | hamaratlık | ||
| General | industry n. | iş | ||
| General | industry n. | işletmecilik | ||
| General | industry n. | meşguliyet | ||
| General | industry n. | uran | ||
| General | industry n. | gayret | ||
| General | industry n. | çalışkanlık | ||
| General | industry n. | zeka | ||
| General | industry n. | beceri | ||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | industry | işletmecilik | ||
| Trade/Economic | industry | işleyim | ||
| Psychology | ||||
| Psychology | industry | uran | ||
