tune - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
tune melodi n.
  • He took the guitar and started to play a familiar tune.
  • Gitarı aldı ve tanıdık bir melodi çalmaya başladı.
  • This is a very catchy tune.
  • Bu çok akılda kalıcı bir melodi.
  • I know that tune, but I can't remember the lyrics.
  • O melodiyi biliyorum ama sözleri hatırlayamıyorum.
Show More (47)
tune akort etmek v.
  • We learned to tune the guitar in the first lesson.
  • İlk derste gitarı akort etmeyi öğrendik.
  • This piano has probably not been tuned for years.
  • Bu piyano muhtemelen yıllardır akort edilmemiş.
  • Tom tuned Mary's guitar for her.
  • Tom, Mary'nin gitarını onun için akort etti.
Show More (13)
tune ezgi n.
  • Tom always hums that tune when he's washing dishes.
  • Tom bulaşık yıkarken hep bu ezgiyi mırıldanır.
  • This is a very catchy tune.
  • İnsanın diline dolanan bir ezgi bu.
  • He played a Turkish folk tune on his baglama at a Kurdish wedding in Germany.
  • Almanya'da bir Kürt düğününde bağlamasıyla bir Türk halk ezgisi çaldı.
Show More (6)
tune ayarlamak v.
  • In old cars, you should tune the engine according to the altitude.
  • Eski arabalarda motoru rakıma göre ayarlamalısınız.
  • The radio of the bus was tuned to a local station.
  • Otobüsün radyosu yerel bir istasyona ayarlanmıştı.
  • Tom had his piano tuned.
  • Tom piyanosunu ayarlattı.
Show More (0)
tune ayar n.
  • As with all music it needs to be a fine tune and properly orchestrated.
  • Tüm müziklerde olduğu gibi bunun da ince bir ayar yapılması ve düzgün bir şekilde orkestra edilmesi gerekiyor.
Show More (-2)