tune - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
tune melodi n.
  • This is a very catchy tune.
  • Bu çok akılda kalıcı bir melodi.
  • I know that tune, but I can't remember the lyrics.
  • O melodiyi biliyorum ama sözleri hatırlayamıyorum.
  • I seldom hear your tune.
  • Nadiren senin melodini duyuyorum.
Show More (46)
tune akort etmek v.
  • This piano has probably not been tuned for years.
  • Bu piyano muhtemelen yıllardır akort edilmemiş.
  • Tom tuned Mary's guitar for her.
  • Tom, Mary'nin gitarını onun için akort etti.
  • Do you know how to tune a piano?
  • Bir piyanoyu nasıl akort edeceğini biliyor musun?
Show More (12)
tune ezgi n.
  • Tom always hums that tune when he's washing dishes.
  • Tom bulaşık yıkarken hep bu ezgiyi mırıldanır.
  • This is a very catchy tune.
  • İnsanın diline dolanan bir ezgi bu.
  • He played a Turkish folk tune on his baglama at a Kurdish wedding in Germany.
  • Almanya'da bir Kürt düğününde bağlamasıyla bir Türk halk ezgisi çaldı.
Show More (6)
tune ayar n.
  • As with all music it needs to be a fine tune and properly orchestrated.
  • Tüm müziklerde olduğu gibi bunun da ince bir ayar yapılması ve düzgün bir şekilde orkestra edilmesi gerekiyor.
Show More (-2)
tune ayarlamak v.
  • Tom had his piano tuned.
  • Tom piyanosunu ayarlattı.
Show More (-2)