|
- My uncle was murdered in a Czech camp in 1946.
- Amcam 1946 yılında bir Çek kampında öldürüldü.
- Uncle Jesse, me and Steph will buy you another turtle.
- Jesse Amca, ben ve Steph sana bir kaplumbağa daha alacağız.
- Uncle Jesse, me and Steph will buy you another turtle.
- Jesse Amca, ben ve Steph sana yeni bir kaplumbağa alacağız.
- Uncle Jesse, me and Steph will buy you another turtle.
- Jesse Amca, ben ve Steph sana başka bir kaplumbağa daha alacağız.
- We are spending the night at my uncle's house.
- Biz geceyi amcamın evinde geçiriyoruz.
- My uncle lives in Madrid, the capital of Spain.
- Amcam, İspanya'nın başkenti Madrid'de yaşıyor.
- I stayed at my uncle's while I was in Boston.
- Boston'dayken amcamın yanında kaldım.
- I spoke to my uncle on the telephone.
- Telefonda amcamla konuştum.
- My uncle dropped in on me yesterday.
- Dün, amcam beni ziyaret etti.
- Tom has an uncle who works in Boston.
- Tom'un Boston'da çalışan bir amcası var.
- Didn't your uncle die in this house?
- Amcan bu evde ölmedi mi?
- I didn't know your uncle lived in Eger.
- Amcanın Eger'de yaşadığını bilmiyordum.
- That house, the roof of which is red, is my uncle's.
- Çatısı kırmızı olan şu ev benim amcamındır.
- My uncle collects Chinese fans.
- Amcam Çin yelpazeleri biriktirir.
- I spent a week at my uncle's.
- Amcamın evinde bir hafta geçirdim.
- He is going to stay with his uncle for the weekend.
- Hafta sonu amcasının yanında kalacak.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Amcam iki yıl önce kanserden vefat etti.
- My uncle made a will last year.
- Amcam geçen yıl bir vasiyet hazırladı.
- He depended on his uncle for support.
- Destek için amcasına bağlıydı.
- My uncle gave me a pair of shoes.
- Amcam bana bir çift ayakkabı verdi.
- Helen visits her uncle every Sunday.
- Helen her Pazar amcasını ziyaret ediyor.
- My uncle has been dead for three years.
- Amcam öleli üç yıl oldu.
- I've just been to my uncle's house.
- Az önce amcamın evine gittim.
- My uncle brought a two-tiered box of chocolates from Doha.
- Amcam Doha'dan iki katlı bir kutu çikolata getirdi.
- My uncle gave me this watch.
- Bu saati bana amcam verdi.
- My uncle has made me what I am today.
- Amcam beni bugün olduğum kişi yaptı.
- This camera was given me by my uncle.
- Bu kamerayı bana amcam verdi.
- How much did you inherit from your uncle?
- Amcandan sana ne kadar miras kaldı?
- My uncle is staying with us this week.
- Bu hafta amcam bizimle birlikte kalıyor.
- My uncle died a year ago.
- Amcam bir yıl önce öldü.
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Amcam her yıl bana bir doğum günü hediyesi gönderir.
- Uncle Tom sends us Christmas presents every year.
- Tom Amca her yıl bize Noel armağanları gönderir.
- Bob's your uncle.
- Bob senin amcan.
- My uncle, who lives in Osaka, visited us yesterday.
- Osaka'da yaşayan amcam dün bizi ziyaret etti.
- My uncle is slim, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
- My uncle made me serve as interpreter.
- Amcam beni tercüman olarak görevlendirdi.
- My uncle will have been in New York for two years next month.
- Amcam gelecek ay iki yıldır New York'ta yaşıyor olacak.
- This house belongs to my uncle.
- Bu ev amcama ait.
- My uncle calls on me every three days.
- Amcam her üç günde bir beni ziyarete gelir.
- My uncle gave me a friendly piece of advice.
- Amcam bana dostça bir tavsiyede bulundu.
- Tom inherited his uncle's property.
- Tom amcasının mülkünü miras aldı.
- I was hired by my uncle.
- Amcam tarafından işe alındım.
- Father visited my uncle in hospital.
- Baba hastanede amcamı ziyaret etti.
- An uncle of mine died last week.
- Bir amcam geçen hafta vefat etti.
- We acquired the property when our uncle died.
- Amcamız öldüğünde mülkü satın aldık.
- I live with my uncle.
- Amcamla yaşıyorum.
- Her uncle is a famous doctor.
- Onun amcası ünlü bir doktordur.
- My uncle deals in fish.
- Amcam balık ticareti yapar.
- I will visit my uncle in Kyoto this summer.
- Bu yaz Kyoto'ki amcamı ziyaret edeceğim.
- Edward inherited his uncle's estate.
- Edward'a amcasının mülkü miras kaldı.
- The baby was named Ichiro after his uncle.
- Bebeğe amcasından sonra Ichiro adı verildi.
- Tom had a rich uncle who left him a lot of money.
- Tom'un ona çok para bırakan zengin bir amcası vardı.
- My uncle gave me a present.
- Amcam bana bir hediye verdi.
- My uncle's wife is my aunt.
- Amcamın karısı benim halam.
- My uncle has completely recovered from his illness.
- Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- That uncle of his often visited America.
- Onun şu amcası sık sık Amerika'yı ziyaret etti.
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır amcamla yaşıyorum.
- My uncle is an amateur cricket player.
- Amcam amatör bir kriket oyuncusudur.
- Tom and his uncle walked together in silence.
- Tom ve amcası sessizce birlikte yürüdü.
- You need two hours to get to my uncle by car from here.
- Arabayla buradan amcama gitmek için iki saate ihtiyacın var.
- I have three uncles.
- Üç amcam var.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
- İstasyondan amcamın evine arabayla gitmek sadece yaklaşık beş dakika sürdü.
- Tom is your uncle.
- Tom senin amcan.
- I stayed with my uncle.
- Amcamla kaldım.
- Tom is my uncle, not my father.
- Tom benim babam değil, amcam.
- My uncle's on a business trip to Aomori tomorrow.
- Amcam yarın Aomori'ye iş gezisine gidiyor.
- My uncle has a large family.
- Amcamın büyük bir ailesi var.
- Tom is staying at his uncle's.
- Tom amcasında kalıyor.
- It has been ten years since my uncle went to Canada.
- Amcam Kanada'ya gittiğinden beri on yıl oldu.
- He's going to visit his aunt and uncle next month.
- Gelecek ay teyzesini ve amcasını ziyaret edecek.
- My uncle is rich.
- Amcam zengindir.
- My uncle gave me his car.
- Amcam bana arabasını verdi.
- She is now staying at her uncle's house.
- Şimdi amcasının evinde kalıyor.
- He asked me where my uncle lived.
- O bana amcamın nerede yaşadığı sordu.
- Tom isn't really my uncle.
- Tom benim gerçek amcam değil.
- I have an appointment with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla bir randevum var.
- I'm living with my uncle this month.
- Bu ay amcamla birlikte kalıyorum.
- I have an aunt and uncle in Boston.
- Boston'da bir teyzem ve amcam var.
- We stayed at our uncle's.
- Amcamızda kaldık.
- He sent a letter addressed to his uncle.
- Amcasına hitaben bir mektup gönderdi.
- My uncle is very fond of fishing.
- Amcam balık tutmayı çok sever.
- Every time Uncle George visited our house, he always brought us a gift.
- George amca evimizi her ziyaret edişinde her zaman bize bir hediye getirdi.
- Tom is considering visiting his uncle in Boston.
- Tom, Boston'daki amcasını ziyaret etmeyi düşünüyor.
- I'm going to go visit my uncle tomorrow.
- Yarın amcamı ziyarete gideceğim.
- I went to Shikoku to visit my uncle.
- Amcamı ziyaret etmek için Shikoku'ya gittim.
- Tom isn't Mary's father, but her uncle.
- Tom, Mary'nin babası değil, amcasıdır.
- The uncles, aunts, grandads and grandmas are there as well.
- Amcalar, teyzeler, büyükbabalar ve büyükanneler de orada.
- My uncle gave me the watch.
- Saati bana amcam verdi.
- Tom is living with his uncle now.
- Tom, şimdi amcasıyla yaşıyor.
- My uncle is the manager of this hotel.
- Amcam bu otelin yöneticisidir.
- His uncle died five years ago.
- Onun amcası beş yıl önce öldü.
- Tom lived with his uncle in Australia while going to college.
- Tom üniversiteye giderken Avustralya'da amcasının yanında yaşadı.
- My uncle lives in an apartment.
- Amcam bir dairede yaşıyor.
- Once in a while my uncle took me to the harbor.
- Amcam ara sıra beni limana götürür.
- My uncle has a business trip to Aomori tomorrow.
- Amcamın yarın Aomori'ye bir iş gezisi var.
- His uncle appeared rich.
- Onun amcası zengin görünüyordu.
- He called up his uncle as soon as he got to Matsuyama.
- O, Matsuyama'yavarır varmaz amcasını aradı.
- My uncle's on a business trip to Aomori tomorrow.
- Amcam yarın Aomori'ye bir iş gezisine gidiyor.
- My mother's uncle is as bald as an egg.
- Annemin amcası dazlaktır.
- I was given this watch by my uncle.
- Bu saat bana amcam tarafından verildi.
- He was named Horatio after his uncle.
- Amcasından sonra Horatio adını aldı.
- She met her uncle at the shop.
- O, dükkânda amcası ile karşılaştı.
- My uncle gave me some good advice when I was in trouble.
- Başım dertteyken amcam bana iyi tavsiyeler verdi.
- Uncle Vasya gave me a painting as a gift.
- Vasya Amca bana bir tablo hediye etti.
- He is taken care of by his uncle.
- Ona amcası bakıyormuş.
- He called up his uncle as soon as he got to Matsuyama.
- Matsuyama'ya varır varmaz amcasını aradı.
- We are anticipating receiving a gift from our uncle.
- Amcamızdan bir hediye almayı bekliyoruz.
- On my way to work, I ran into my uncle.
- İşe giderken amcama rastladım.
- My uncle is thin, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf ama yengem şişman.
- Jim's uncle is due to retire next year.
- Jim'in amcasının gelecek yıl emekli olması bekleniyor.
- Tom is considering visiting his uncle in Boston.
- Tom Boston'daki amcasını ziyaret etmeyi düşünüyor.
- Tom and his uncle walked together in silence.
- Tom ve amcası sessizce birlikte yürüdüler.
- My father visited my uncle in the hospital.
- Babam hastanedeki amcamı ziyaret etti.
- He was brought up by his uncle.
- O amcası tarafından yetiştirildi.
- He's got an uncle who works in a bank.
- Bankada çalışan bir amcası var.
- That house with a red roof is my uncle's.
- Kırmızı çatılı ev amcamınkidir.
- She is a student from Canada, staying with my uncle.
- O Kanadalı bir öğrencidir, amcamla birlikte kalıyor.
- Tom is your uncle, isn't he?
- Tom senin amcan, değil mi?
- I'm going to stay with my uncle in Boston.
- Boston'daki amcamın yanında kalacağım.
- Tom's uncle keeps a lot of sheep.
- Tom'un amcası çok sayıda koyun besliyor.
- Tom works for his uncle now.
- Tom şu anda amcası için çalışıyor.
- I hear my uncle died of cancer.
- Amcamın kanserden öldüğünü duydum.
- He's got an uncle who works in a bank.
- Onun bir bankada çalışan bir amcası var.
- The boy and his uncle faced each other across the table.
- Çocuk ve amcası masada birbirleriyle karşı karşıya geldi.
- I sent this letter to my uncle.
- Bu mektubu amcama gönderdim.
- This house belongs to my uncle.
- Bu ev amcama aittir.
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır amcamla beraber yaşıyorum.
- I have an interest in my uncle's business in Boston.
- Amcamın Boston'daki işine ilgi duyuyorum.
- The man running over there is my uncle.
- Orada koşan adam, amcam.
- Tom certainly didn't expect to inherit the house from his uncle.
- Tom kesinlikle evi amcasından miras almayı beklemiyordu.
- Tom has three uncles.
- Tom'un üç tane amcası vardır.
- My uncle is a veteran of the Vietnam War.
- Amcam Vietnam Savaşı gazisidir.
- An uncle of mine is a doctor.
- Amcamın biri doktor.
- This watch was given me by my uncle.
- Bu saati bana amcam vermişti.
- I don't remember Tom's uncle's name.
- Tom'un amcasının ismini hatırlamıyorum.
- I thought your uncle lived in Nyíregyháza.
- Ben amcanın Nyíregyháza'da yaşadığını sanıyordum.
- I just moved from Boston and I'm still sleeping on my uncle's couch.
- Boston'dan yeni taşındım ve hala amcamın kanepesinde yatıyorum.
- He was named Horatio after his uncle.
- Ona amcasının anısına Horatio adı verildi.
- Tom has three uncles in Boston.
- Tom'un Boston'da üç amcası var.
- My uncle is a veteran of the Vietnam War.
- Amcam, Vietnam Savaşı gazisidir.
- He is going to stay with his uncle for the weekend.
- O, hafta sonu amcasıyla kalacak.
- My uncle said that he jogs every morning.
- Amcam her sabah koştuğunu söyledi.
- Jim's uncle is due to retire next year.
- Jim'in amcası gelecek yıl emekli olması gerek.
- I spoke to my uncle on the telephone.
- Amcamla telefonda konuştum.
- I have an uncle who does that.
- Onu yapan bir amcam var.
- We dined at our uncle's.
- Amcamlarda yedik.
- My uncle gave me a book.
- Amcam bana bir kitap verdi.
- Her uncle lives in Switzerland.
- Amcası İsviçre'de yaşıyor.
- My uncle Bob fixed my clock and now it tells the time correctly.
- Amcam Bob saatimi tamir etti ve o artık zamanı doğru söylüyor.
- My uncle teaches English in a college.
- Amcam bir üniversitede İngilizce öğretir.
- My uncle's handwriting is hard to read.
- Amcamın el yazısını okumak zordur.
- Roger Miller's father died when he was only one year old and his mother became sick soon after, so he was sent to live with his uncle in Erick, Oklahoma.
- Henüz bir yaşındayken Roger Miller'ın babası öldü ve hemen ardından annesi hasta oldu, o bu nedenle Oklahoma'daki amcası Erick'le yaşamaya gönderildi.
- Tom works for his uncle now.
- Tom artık amcası için çalışıyor.
- I thought that you were Tom's uncle.
- Sizi Tom'un amcası sanmıştım.
- I'll stay with my uncle in Boston.
- Boston'da amcamın yanında kalacağım.
- I just moved from Boston and I'm still sleeping on my uncle's couch.
- Ben Boston'dan yeni taşındım ve hala amcamın kanepesinde uyuyorum.
- Tom is Mary's uncle, isn't he?
- Tom, Mary'nin amcası, değil mi?
- My uncle is very fond of fishing.
- Amcam balık tutmaya çok düşkündür.
- I have a rich uncle.
- Zengin bir amcam var.
- My uncle keeps a dog.
- Amcam bir köpek besliyor.
- My uncle lives in an apartment.
- Amcam bir apartman dairesinde yaşamaktadır.
- These houses are my uncle's.
- Bu evler amcamın.
- Those houses are my uncle's.
- O evler amcamın.
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Amcam bana her yıl doğum günü hediyesi gönderir.
- My uncle has a house in Italy.
- Amcamın İtalya'da bir evi var.
- Uncle Tom sends us Christmas presents every year.
- Tom amca bize her yıl Noel hediyesi gönderir.
- Didn't you know Tom lived with his aunt and uncle?
- Tom'un teyzesi ve amcasıyla yaşadığını bilmiyor muydun?
- My uncle comes to see me from time to time.
- Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- I will live with my uncle for a month.
- Bir aylığına amcamla yaşayacağım.
- Yesterday my uncle bought a dog.
- Dün amcam bir köpek aldı.
- She will visit her uncle in Kyoto next week.
- Gelecek hafta Kyoto'daki amcasını ziyaret edecek.
- Her uncle is a famous doctor.
- Amcası ünlü bir doktor.
- My uncle is angry.
- Amcam kızgın.
- He's going to visit his aunt and uncle next month.
- O önümüzdeki ay teyzesini ve amcasını ziyaret edecek.
- He intends to visit his uncle.
- O, amcasını ziyaret etmek niyetinde.
- I have an uncle who does that.
- Bunu yapan bir amcam var.
- I'm living with my uncle this month.
- Bu ay amcamla yaşıyorum.
- Tom currently lives with his uncle.
- Tom şu anda amcasıyla birlikte yaşıyor.
- I stayed at my uncle's during the summer.
- Yaz boyunca amcamda kaldım.
- My uncle died of cancer.
- Amcam kanserden öldü.
- Tom wants to go and live with his uncle.
- Tom gidip amcasıyla yaşamak istiyor.
- Tom spends every weekend at his uncle's.
- Tom her hafta sonunu amcasında geçiriyor.
- How many aunts and uncles do you have?
- Kaç tane teyzeniz ve amcanız var?
- My mother's uncle is as bald as an egg.
- Annemin amcası yumurta kadar keldir.
- One of my uncles is a doctor.
- Amcalarımdan biri doktordur.
- My uncle sends me a birthday present every year.
- Amcam bana her yıl doğum günü armağanı gönderir.
- She met her uncle.
- O, amcası ile tanıştı.
- My uncle made a fortune.
- Amcam bir servet yaptı.
- My uncle gave his car to me.
- Amcam arabasını bana verdi.
- Whenever my uncle comes, he brings some nice things for us.
- Amcam ne zaman gelse, bizim için güzel şeyler getirir.
- She has an uncle who works in a bank.
- Onun bankada çalışan bir amcası var.
- Ken's uncle has a big chicken farm.
- Ken'in amcası büyük bir tavuk çiftliğine sahip.
- My uncle brought a new TV set for us.
- Amcam bize yeni bir TV seti getirdi.
- We are spending the night at my uncle's house.
- Geceyi amcamın evinde geçireceğiz.
- Bob stayed at his uncle's house.
- Bob amcasının evinde kaldı.
- My uncle has been diagnosed with leukemia.
- Amcama lösemi teşhisi kondu.
- An uncle of mine on my father's side is a doctor.
- Amcalarımdan biri doktordur.
- He is named Jim after his uncle.
- Amcasının ismi olan Jim adını aldı.
- Every time Uncle George visited our house, he always brought us a gift.
- George Amca evimizi her ziyaret ettiğinde bize mutlaka bir hediye getirirdi.
- I will see my uncle tomorrow.
- Yarın amcamı göreceğim.
- I am living with my uncle.
- Amcamla birlikte yaşıyorum.
- My uncles come to see me from time to time.
- Amcalarım zaman zaman beni görmeye gelirler.
- He was brought up by his uncle.
- Amcası tarafından yetiştirilmiş.
- It has been ten years since my uncle went to Canada.
- Amcam Kanada'ya gideli on yıl oldu.
- I am to visit my uncle in Shizuoka next Sunday.
- Önümüzdeki Pazar Shizuoka'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- My uncle plays guitar.
- Amcam gitar çalıyor.
- Tom is staying with his uncle.
- Tom amcasıyla kalıyor.
- Tom has an uncle named John.
- Tom'un John adında bir amcası var.
- I have an uncle who used to work in a bank.
- Bir bankada çalışmış olan bir amcam var.
- My uncle took me for a ride in the countryside.
- Amcam beni kırlarda gezintiye çıkardı.
- I was given this watch by my uncle.
- Bu saati bana amcam verdi.
- How many aunts and uncles do you have?
- Kaç tane teyzen ve amcan var?
- My uncle collects Chinese fans.
- Amcam Çin yelpazesi koleksiyonu yapıyor.
- My uncle lived abroad for many years.
- Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.
- This watch was given me by my uncle.
- Bu saat bana amcam tarafından verildi.
- Tom has an uncle who is a banker.
- Tom'un banker olan bir amcası var.
- My uncle brought a two-tiered box of chocolates from Doha.
- Amcam Doha'dan iki katmanlı çikolata kutusu getirdi.
- She is now staying at her uncle's house.
- Şu anda amcasının evinde kalıyor.
- I'm now staying at my uncle's.
- Artık amcamda kalıyorum.
- The boy and his uncle faced each other across the table.
- Çocuk ve amcası masanın karşısında karşı karşıya geldiler.
- I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla bir buluşmam var.
- My uncle lives in the east of Spain.
- Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.
- Ken's uncle has a big chicken farm.
- Ken'in amcasının büyük bir tavuk çiftliği var.
- I am staying with my uncle.
- Amcamla birlikte kalıyorum.
- My uncle is a lousy driver.
- Amcam kötü bir sürücü.
- Tom is living with his uncle now.
- Tom şu anda amcasıyla birlikte yaşıyor.
- I like my uncles.
- Amcalarımı severim.
- My uncle died of cancer two years ago.
- Amcam iki yıl önce kanserden öldü.
- If only my uncles were millionaires!
- Keşke amcalarım milyoner olsaydı!
- Who's your uncle?
- Amcan kim?
- The uncle gave me a friendly piece of advice.
- Amcam bana dostça bir tavsiye verdi.
- Was her uncle staying in London?
- Onun amcası Londra'da mı kalıyordu?
- He lived with his uncle in Ankara while going to university.
- Üniversiteye giderken Ankara'da amcasının yanında yaşadı.
- We are staying at our uncle's.
- Amcamlarda kalıyoruz.
- This is the TV station where my uncle works as an announcer.
- Burası amcamın spiker olarak çalıştığı televizyon kanalı.
- Tom isn't Mary's father, but her uncle.
- Tom Mary'nin babası değil, amcasıdır.
- His uncle appeared rich.
- Amcası zengin görünüyordu.
- Tom lived with his uncle before he came to Boston.
- Tom Boston'a gelmeden önce amcasıyla birlikte yaşadı.
- It would be nice if my uncles were very rich.
- Amcalarım çok zengin olsaydı güzel olurdu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
- Amcam hastalığından tamamen kurtuldu.
- My uncle came to see me.
- Amcam beni görmek için geldi.
- I like to visit my uncle.
- Amcamı ziyaret etmeyi severim.
- Tom lived with his uncle in Australia while going to college.
- Tom, üniversiteye giderken Avustralya'da amcasıyla yaşadı.
- We are going to visit our uncle next Sunday.
- Önümüzdeki Pazar amcamızı ziyaret edeceğiz.
- My uncle, who lives in Paris, came to see us.
- Paris'te yaşayan amcam bizi görmeye geldi.
- I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
- An uncle of mine is a doctor.
- Benim bir amcam bir doktordur.
- My uncle asked me to take care of the chickens.
- Amcam tavuklara bakmamı istedi.
- My uncle is deaf.
- Amcam sağırdır.
- I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla randevum var.
- Tom was raised by his uncle.
- Tom'u amcası büyütmüştü.
- We are anticipating receiving a gift from our uncle.
- Amcamızdan bir hediye almayı umuyoruz.
- I bet Uncle Alfred'll come back.
- Eminim Alfred Amca geri gelecektir.
- I thought your uncle lived in Nyíregyháza.
- Amcanızın Nyíregyháza'da yaşadığını sanıyordum.
- Now I live with my uncle.
- Şimdi amcamla yaşıyorum.
- My uncle has a glass eye and a wooden leg.
- Amcamın camdan bir gözü ve tahta bir bacağı var.
- On arriving at the station, I went to see my uncle at his office.
- İstasyona vardığımda, amcamı ofisinde görmeye gittim.
- That uncle of his often visited the United States.
- Onun o amcası sık sık ABD'yi ziyaret etti.
- My uncle dropped in on me yesterday.
- Amcam dün bana uğradı.
- Father visited my uncle in hospital.
- Babam amcamı hastanede ziyaret etti.
- Those houses are my uncle's.
- O evler amcama aittir.
- He sent a letter addressed to his uncle.
- Amcasına bir mektup gönderdi.
- Tom spends every weekend at his uncle's.
- Tom her hafta sonunu amcasının evinde geçirir.
- Edward inherited his uncle's property.
- Edward amcasının servetini miras olarak aldı.
- My uncle has been diagnosed with leukemia.
- Amcama lösemi tanısı koyuldu.
- My uncle blew in from Kobe.
- Amcam ansızın Kobe'den geldi.
- Bob dropped in at his uncle's house.
- Bob amcasının evine uğradı.
- When her uncle died, Mary came into fortune.
- Amcası öldüğünde, Mary servet sahibi oldu.
- My uncle bought me the same camera as you have.
- Amcam bana senin kameranın aynısını aldı.
- An uncle of mine died last week.
- Geçen hafta bir amcam öldü.
- My uncle has a store along the street.
- Amcamın cadde üzerinde bir dükkanı var.
- My uncle runs a hotel.
- Amcam bir otel çalıştırıyor.
- This camera was given me by my uncle.
- Bu kamera bana amcam tarafından verildi.
- It took about five minutes to get to my uncle's house from the station.
- İstasyondan amcamın evine gitmek yaklaşık beş dakika sürdü.
- My uncle bought me this book.
- Amcam bana bu kitabı aldı.
- Your uncle and I have known each other for many years.
- Amcan ve ben yıllardır birbirimizi tanırız.
- My uncle brought a new TV set for us.
- Amcam bizim için yeni bir televizyon getirdi.
- My uncle is the only person who uses this word.
- Amcam bu sözcüğü kullanan tek insan.
- Is your uncle still abroad?
- Amcan hâlâ yurt dışında mı?
- My uncle is the only person who uses this word.
- Amcam bu kelimeyi kullanan tek kişidir.
- How many aunts and uncles do you have?
- Ne kadar teyzen ve amcan var?
- My uncle bought me the same camera as you have.
- Amcam bana seninkiyle aynı fotoğraf makinesini aldı.
- I'll visit my uncle in Boston next summer.
- Önümüzdeki yaz Boston'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- Your uncle let you drive his car?
- Amcan arabasını kullanmana izin verdi mi?
- My uncle died of cancer of the stomach yesterday.
- Amcam dün mide kanserinden öldü.
- My uncle lives near the school.
- Amcam okulun yakınında yaşıyor.
- My uncle has a large family to provide for.
- Amcamın bakacağı büyük bir ailesi var.
- Uncle Ted took us to the zoo in order to show us the pandas.
- Ted amca, pandaları göstermek için bizi hayvanat bahçesine götürdü.
- My uncle went to sea at 18.
- Amcam 18 yaşında denize açıldı.
- My uncle is rich.
- Amcam zengin.
- I don't remember Tom's uncle's name.
- Tom'un amcasının adını hatırlamıyorum.
- I have been to the station to see my uncle off.
- Amcamı uğurlamak için istasyona gitmiştim.
- I sponged a dinner off my uncle.
- Amcamdan bir akşam yemeği otlandım.
- My uncle lives in New York City.
- Amcam New York'ta yaşıyor.
- My uncle was involved in the traffic accident.
- Amcam trafik kazası geçirdi.
- My uncle is deaf.
- Amcam sağır.
- My uncle is thin, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf ama teyzem şişman.
- Tom wanted Mary to go to Boston to visit her uncle.
- Tom Mary'nin amcasını ziyaret etmek için Boston'a gitmesini istedi.
- I'm going to stay with my uncle in Boston.
- Boston'da amcamın yanında kalacağım.
- My uncle went to Mexico in 1983 and never returned.
- Amcam 1983 yılında Meksika'ya gitti ve hiç dönmedi.
- I'm going to my uncle's this week.
- Bu hafta amcama gidiyorum.
- Sami was at his uncle's place.
- Sami amcasının evindeydi.
- He spent the night at his uncle's place.
- Geceyi amcasının evinde geçirdi.
- She is a student from Canada, staying with my uncle.
- Kanada'dan bir öğrenci, amcamın yanında kalıyor.
- Tom lived with his uncle before he came to Australia.
- Tom Avustralya'ya gelmeden önce amcasıyla yaşıyordu.
- We dined at our uncle's.
- Amcamızda yemek yedik.
- When her uncle died, Mary came into fortune.
- Amcası öldüğünde, Mary servete kondu.
- Your uncle let you drive his car?
- Amcan arabasını sürmene izin verdi mi?
- I'll visit my uncle in Boston next month.
- Önümüzdeki ay Bostan'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- They say that her uncle worked for them.
- Amcasının onlar için çalıştığını söylüyorlar.
- He visited his uncle yesterday.
- Dün amcasını ziyaret etti.
- That house, the roof of which is red, is my uncle's.
- Çatısı kırmızı olan şu ev amcamın.
- I'm Tom's uncle.
- Tom'un amcasıyım.
- We are looking forward to our uncle's visit.
- Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.
- I am to visit my uncle in Shizuoka next Sunday.
- Önümüzdeki pazar günü Shizuoka'daki amcamı ziyaret etmeliyim.
- I like to visit my uncle.
- Amcamı ziyaret etmeyi seviyorum.
- Was her uncle staying in London?
- Amcası Londra'da mı kalıyordu?
- Tom was raised by his uncle.
- Tom amcası tarafından büyütüldü.
- You need two hours to get to my uncle by car from here.
- Buradan amcama arabayla gitmek için iki saate ihtiyacın var.
- My uncle lives in Germany.
- Amcam Almanya'da yaşıyor.
- Tom's only living relative is an uncle living in Boston.
- Tom'un yaşayan tek akrabası Boston'da oturan bir amcası.
- My uncle would build everything.
- Amcam her şeyi inşa ederdi.
- Tom is Mary's uncle.
- Tom, Mary'nin amcasıdır.
- He will visit his uncle.
- Amcasını ziyaret edecek.
- Tom spoke to his uncle on the phone.
- Tom amcasıyla telefonda konuştu.
- My uncle is in charge of the third-year class.
- Amcam üçüncü sınıftan sorumlu.
- I have an uncle who lives in Kyoto.
- Kyoto'da yaşayan bir amcam var.
- His uncle approved the development of human cloning.
- Amcası insan klonlamanın geliştirilmesini onayladı.
- On my way to work, I ran into my uncle.
- İşe giderken amcamla karşılaştım.
- My uncle's job was teaching cooking.
- Amcamın işi aşçılık öğretmekti.
- We are staying at our uncle's.
- Amcamızda kalıyoruz.
- It's two-hour drive from here to my uncle's house.
- Buradan amcamın evine arabayla gitmek iki saat sürer.
- Tom inherited his uncle's estate.
- Tom'a amcasından miras kaldı.
- I stayed with my uncle.
- Amcamla birlikte kaldım.
- I stayed at my uncle's while I was in Boston.
- Boston'dayken amcamda kaldım.
- My uncle made me serve as interpreter.
- Amcam bana çevirmen olarak görev yaptırdı.
- I went to the hospital to see my uncle.
- Amcamla görüşmek için hastaneye gittim.
- I'm planning to stay at my uncle's place.
- Amcamın evinde kalmayı planlıyorum.
- Your uncle and I have known each other for many years.
- Amcan ve ben birbirimizi uzun yıllardır tanıyoruz.
- My uncle's car is faster than mine.
- Amcamın arabası benimkinden daha hızlı.
- My uncle went to Mexico in 1983 and never came back.
- Amcam 1983'te Meksika'ya gitti ve bir daha geri dönmedi.
- Did your uncle show you his new will?
- Amcan sana yeni vasiyetini gösterdi mi?
- I bought a beautiful silk tie for my uncle.
- Amcam için güzel bir ipek kravat satın aldım.
- He is taken care of by his uncle.
- Amcası tarafından bakılıyor.
- Tom lived with his uncle before he came to Boston.
- Tom Boston'a gelmeden önce amcasıyla yaşıyordu.
- I used to sleep in a trundle bed when I would visit my aunt and uncle.
- Teyzemi ve amcamı ziyarete gittiğimde tekerlekli yatakta uyurdum.
- I want to talk with your uncle.
- Amcanla konuşmak istiyorum.
- Tom wants to go and live with his uncle.
- Tom gitmek ve amcasıyla yaşamak istiyor.
- My elderly uncle and aunt are both rather straitlaced.
- Yaşlı amcam ve teyzem oldukça dar görüşlüdürler.
- One of my uncles is a doctor.
- Amcalarımdan biri doktor.
- It would be nice if my uncles were very rich.
- Amcam çok zengin olsaydı hoş olurdu.
- My uncle arrived unexpectedly from Kobe.
- Amcam Kobe'den beklenmedik bir şekilde geldi.
- I have a rich uncle.
- Benim zengin bir amcam var.
- I will live with my uncle for a month.
- Bir ay amcamla yaşarım.
- They named the baby Graham after their uncle.
- Bebeğe ad olarak amcalarının ismi olan Graham'ı verdiler.
- They are seeing their uncle tomorrow.
- Yarın amcaları ile görüşecekler.
- My uncle gave me an hourglass.
- Amcam bana bir kum saati vermişti.
- Tom's uncle keeps a lot of sheep.
- Tom'un amcası bir sürü koyun besliyor.
- He is named Jim after his uncle.
- Ona amcasının adı olan Jim verildi.
- I was given a nice present by my uncle.
- Amcam bana güzel bir hediye verdi.
- He is not my father but my uncle.
- O benim babam değil ama amcam.
- Tom inherited his uncle's estate.
- Tom'a amcasının mirası kaldı.
- This picture is of my uncle.
- Bu resim amcamın.
- My uncle bought a new television for us.
- Amcam bizim için yeni bir televizyon aldı.
- I have an uncle who lives in Boston.
- Boston'da yaşayan bir amcam var.
- My uncle met with a traffic accident yesterday.
- Amcam dün bir trafik kazası ile karşılaştı.
- This picture is of my uncle.
- Bu resim amcamındır.
- You should see my uncle's house in Boston.
- Amcamın Boston'daki evini görmelisin.
- My first son was named after my uncle.
- İlk oğluma amcamın ismi verildi.
- They are seeing their uncle tomorrow.
- Yarın amcalarını görecekler.
- He visited his uncle yesterday.
- O, dün amcasını ziyaret etti.
- He addressed the letter to his uncle.
- Mektubu amcasına gönderdi.
- Tom and John aren't really my uncles.
- Tom ve John gerçek amcalarım değiller.
- Did your uncle let you drive his car?
- Amcan arabasını kullanmana izin verdi mi?
- I've never been to my uncle's house.
- Amcamın evine hiç gitmedim.
- My uncle lived a happy life and died a peaceful death.
- Amcam mutlu bir hayat yaşadı ve huzurlu bir şekilde öldü.
- Tom lived next to his uncle.
- Tom amcasının yanında yaşıyordu.
- My uncle is slim, but my aunt is fat.
- Amcam zayıf, ama teyzem şişman.
- My uncle drives a Ford.
- Amcam bir Ford sürer.
- I was named after my uncle.
- Bana amcamın adı verildi.
- My uncle died there.
- Amcam orada öldü.
- I was asked by my uncle what I intended to be when I graduated from college.
- Amcam bana üniversiteden mezun olduğumda ne olmak istediğimi sordu.
- Tom has three uncles.
- Tom'un üç amcası var.
- Tom inherited his uncle's property.
- Tom'a amcasının mülkü miras kaldı.
- The baby was named John after his uncle.
- Bebeğe amcasının anısına hürmeten John adı verildi.
- My uncle gave me an hourglass.
- Amcam bana bir kum saati verdi.
- She met her uncle.
- Amcasıyla tanıştı.
- My uncle has made me what I am today.
- Bugünkü durumuma beni amcam getirdi.
- How many aunts and uncles do you have?
- Ne kadar halan ve amcan var?
- He's staying with his uncle.
- O, amcası ile kalıyor.
- Tom lived next to his uncle.
- Tom amcasının yanında yaşadı.
- I have an uncle who lives in Australia.
- Avustralya'da yaşayan bir amcam var.
- He asked me where my uncle lived.
- Bana amcamın nerede yaşadığını sordu.
- My uncle lives in New York.
- Amcam New York'ta yaşıyor.
- Is this the key your uncle is looking for?
- Amcanın aradığı anahtar bu mu?
- I didn't know your uncle lived in Eger.
- Amcanızın Eger'de yaşadığını bilmiyordum.
- Tom is staying in Boston with his uncle.
- Tom, amcasıyla Boston'da kalıyor.
- She visited her aunt and uncle.
- Teyzesini ve amcasını ziyaret etti.
- My uncle is a very heavy smoker; tobacco is indispensable to him.
- Amcam çok sıkı bir sigara tiryakisidir; tütün onun için vazgeçilmezdir.
- I like my uncles.
- Amcalarımı seviyorum.
- My uncle lived to be ninety.
- Amcam doksan yaşına kadar yaşadı.
- Tom lived with his uncle before he came to Australia.
- Tom, Avustralya'ya gelmeden önce amcasıyla birlikte yaşıyordu.
- My uncle took me for a ride in the countryside.
- Amcam beni kırsalda gezmeye götürdü.
- She met her uncle at the shop.
- Amcasıyla dükkanda tanıştı.
- My uncle has a glass eye and a wooden leg.
- Amcamın cam gözü ve tahta bacağı vardır.
- Once in a while my uncle took me to the harbor.
- Arada bir amcam beni limana götürüyor.
- Tom has been staying with his uncle in Boston.
- Tom Boston'da amcasıyla kalıyor.
- My uncle gave him a present.
- Amcam ona bir hediye verdi.
- I'm coming from my grandfather's and going to my uncle's.
- Ben dedemlerden geliyorum ve amcamlara gidiyorum.
- My uncle lives in the east of Spain.
- Amcam İspanya'nın doğusunda yaşıyor.
- I spent last summer at my uncle's.
- Geçen yazı amcamda geçirdim.
- Because his parents had died when he was young, his uncle brought him up.
- Anne ve babası o küçükken öldüğü için onu amcası büyüttü.
- My uncle is a lousy driver.
- Amcam berbat bir şofördür.
- My uncle Bob fixed my clock and now it tells the time correctly.
- Bob amcam saatimi tamir etti ve artık zamanı doğru gösteriyor.
- My uncle can speak German.
- Amcam almanca konuşabilir.
- My uncle was involved in the traffic accident.
- Amcam trafik kazasına karıştı.
- I went to the hospital to see my uncle.
- Amcamı görmek için hastaneye gittim.
- My uncle died of lung cancer.
- Amcam, akciğer kanserinden öldü.
- It's two-hour drive from here to my uncle's house.
- Buradan amcamın evine iki saatlik yol var.
- Where does your uncle live?
- Amcan nerede yaşıyor?
- I was given a nice watch by my uncle.
- Amcam bana güzel bir saat hediye etti.
- My mother's uncle is as bald as an egg.
- Annemin amcası bir yumurta kadar keldir.
- Edward inherited his uncle's estate.
- Edward amcasının menkulünü miras olarak aldı.
- Is this the key your uncle is looking for?
- Amcanın aradığı anahtar bu mudur?
- My uncle gave me this watch.
- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- My uncle has lived in Paris for ten years.
- Amcam Paris'te on yıl yaşadı.
- I got an old Toyota from my uncle.
- Amcamdan eski bir Toyota aldım.
- My uncle bought a new television for us.
- Amcam bizim için yeni bir televizyon satın aldı.
- I'll visit my uncle in Boston next summer.
- Gelecek yaz Boston'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- My uncle never writes letters.
- Amcam asla mektup yazmaz.
- My uncle gave me a friendly piece of advice.
- Amcam bana dostça bir tavsiye verdi.
- My uncle has a flower shop near the station.
- Amcamın, istasyonun yakınında bir çiçekçi dükkânı var.
- Tom has a rich uncle.
- Tom'un zengin bir amcası var.
- I want to talk to your uncle.
- Amcanla konuşmak istiyorum.
- I'm going to my uncle's this week.
- Bu hafta amcama gideceğim.
- My uncle is in his forties.
- Amcam kırklarında.
- Uncle Tom and Uncle John are my mother's brothers.
- Tom Amca ve John Amca annemin kardeşleridir.
- My uncle gave me his car.
- Amcam arabasını bana verdi.
- I saw my uncle on the way to school.
- Okula giderken amcamı gördüm.
- That red-roofed house is my uncle's.
- O kırmızı çatılı ev amcamındır.
- My uncle has a deep interest in art.
- Amcamın sanata derin bir ilgisi var.
- My uncle has three children.
- Amcamın üç çocuğu var.
- My uncle lives in Tashkent.
- Amcam Taşkent'te yaşıyor.
- An uncle of mine on my father's side is a doctor.
- Baba tarafımdan bir amcam doktor.
- My uncle comes back from America next Monday.
- Amcam önümüzdeki Pazartesi Amerika'dan dönüyor.
- My uncle went to Mexico in 1983, never to come back.
- Amcam bir daha dönmemek üzere 1983 yılında Meksika'ya gitti.
- Edward inherited his uncle's property.
- Edward'a amcasının mülkü miras kaldı.
- He's considering visiting his uncle.
- Amcasını ziyaret etmeyi düşünüyor.
- My uncle went to Mexico in 1983 and never returned.
- Amcam 1983'te Meksika'ya gitti ve bir daha dönmedi.
- My uncle lived a happy life.
- Amcam mutlu bir hayat yaşadı.
- The hotel is run by his uncle.
- Otel amcası tarafından işletiliyor.
- My uncle kept on drinking in spite of his doctor's advice.
- Amcam doktorunun tavsiyesine rağmen içmeye devam etti.
- My uncle is in his forties.
- Amcam kırklı yaşlarında.
- My uncle has a farm in the village.
- Amcamın köyde bir çiftliği var.
- Uncle Bob invited us to have dinner.
- Bob Amca, bizi yemeğe davet etti.
- It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
- Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
- My uncle told me the story by way of a joke.
- Amcam bu hikâyeyi bana şaka olsun diye anlatmıştı.
- How old is your uncle?
- Amcan kaç yaşında?
- I'll visit my uncle in Boston next month.
- Gelecek ay Boston'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- How much did you inherit from your uncle?
- Amcandan ne kadar miras aldın?
- That uncle of his often visited the United States.
- Amcası sık sık Amerika Birleşik Devletleri'ni ziyaret ederdi.
- I will visit my uncle in Kyoto this summer.
- Bu yaz Kyoto'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- She spends her holidays at her uncle's.
- Tatillerini amcasının evinde geçiriyor.
- I'll visit my uncle next week.
- Önümüzdeki hafta amcamı ziyaret edeceğim.
- My uncle gave me a camera.
- Amcam bana bir kamera verdi.
- She has an uncle who works in a bank.
- Bankada çalışan bir amcası var.
- Tom is now staying at his uncle's house.
- Tom artık amcasının evinde kalıyor.
- My uncle made a will last year.
- Amcam geçen yıl bir vasiyetname hazırladı.
- He is not my father, he is my uncle.
- O benim babam değil, amcam.
- I stayed at my uncle's during the summer.
- Ben yaz boyunca amcamın evinde kaldım.
- The hotel is run by his uncle.
- Otel, amcası tarafından çalıştırılmaktadır.
- I live with my uncle.
- Ben amcamla yaşıyorum.
- He will visit his uncle.
- O, amcasını ziyaret edecek.
- He's staying with his uncle.
- Amcasıyla kalıyor.
- Tom stayed at his uncle's house.
- Tom amcasının evinde kaldı.
- I have an uncle who used to work in a bank.
- Eskiden bankada çalışan bir amcam var.
- They named the baby Graham after their uncle.
- Amcasının anısına bebeğe Graham adını koydular.
- How many uncles do you have?
- Kaç tane amcan var?
- That red-roofed house is my uncle's.
- Şu kırmızı çatılı ev amcamın.
- Tom lived with his uncle in Boston while going to college.
- Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.
- When my uncle left for America, many people came to see him off at the airport.
- Amcam Amerika'ya gittiğinde, birçok insan onu havaalanından uğurlamaya geldi.
- I'm Tom's uncle.
- Ben Tom'un amcasıyım.
- Tom was brought up by his aunt and uncle.
- Tom, teyzesi ve amcası tarafından büyütüldü.
- This is the house where my uncle lives.
- Bu, amcamın yaşadığı evdir.
- His uncle died five years ago.
- Amcası beş yıl önce öldü.
- My uncle now lives in comfort.
- Amcam şimdi rahat yaşıyor.
- He approached his uncle about lending him some money.
- Amcasına biraz borç para vermek için yaklaştı.
- My father visited my uncle in the hospital.
- Babam amcamı hastanede ziyaret etti.
- I have an interest in my uncle's business in Boston.
- Amcamın Boston'daki işiyle ilgileniyorum.
- The uncle gave me a friendly piece of advice.
- Amcam bana dostça bir öğüt verdi.
- Helen visits her uncle every Sunday.
- Helen, her Pazar amcasını ziyaret eder.
- He intends to visit his uncle.
- Amcasını ziyaret etmeye niyetli.
- Tom has been staying with his uncle in Boston.
- Tom Boston'da amcasının yanında kalıyordu.
- My uncle constantly causes his family trouble.
- Amcam sürekli olarak ailesinin başına bela olur.
- I have two uncles; one lives in Boston and the other lives in Chicago.
- İki amcam var; biri Boston'da, diğeri Chicago'da yaşıyor.
- This is the house where my uncle lives.
- Burası amcamın yaşadığı ev.
- Tom has an uncle who is a banker.
- Tom'un bankacı bir amcası var.
- Tom is Mary's uncle.
- Tom Mary'nin amcası.
- He addressed the letter to his uncle.
- Mektubu amcasına göndermiş.
- My uncle isn't young, but he's healthy.
- Amcam genç değil ama sağlıklı.
- That uncle of his often visited America.
- Amcası sık sık Amerika'yı ziyaret ederdi.
- Tom is staying in Boston with his uncle.
- Tom Boston'da amcasının yanında kalıyor.
- My uncle plays guitar.
- Amcam gitar çalar.
- The prominent psychologist resembles my uncle in appearance.
- Ünlü psikolog görünüş olarak amcama benziyor.
- I'm going to stay with my uncle in Boston.
- Boston'da amcamla kalacağım.
- Tom lived with his uncle in Boston while going to college.
- Tom üniversiteye giderken Boston'da amcasının yanında yaşadı.
- My uncle had me act as a translator.
- Amcam bana çevirmenlik yaptırdı.
- My uncle works in this office.
- Amcam bu ofiste çalışıyor.
- We stayed at our uncle's.
- Biz amcamızın evinde kaldık.
- My uncle studies English at the university.
- Amcam üniversitede İngilizce okuyor.
- Where are your uncles?
- Amcaların nerede?
- My uncle was the only person injured in the car accident.
- Amcam araba kazasında yaralanan tek kişiydi.
- I have been to the station to see my uncle off.
- İstasyona amcamı uğurlamak için gitmiştim.
- My uncle went to Mexico in 1983 and never came back.
- Amcam 1983 yılında Meksika'ya gitti ve asla geri dönmedi.
- I'm coming from my grandfather's and going to my uncle's.
- Büyükbabamdan gelip amcama gideceğim.
- Our uncle bought us movie tickets.
- Amcamız bize sinema biletleri aldı.
- Tom spoke to his uncle on the phone.
- Tom telefonda amcasıyla konuştu.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
- Amcam şu anda Hong Kong'da kalıyor.
- He lived next to his uncle.
- Amcasının yanında yaşıyormuş.
- This is Uncle Tom's farm.
- Burası Tom Amca'nın çiftliği.
- I live with my uncle.
- Amcamla yaşarım.
- That house with a red roof is my uncle's.
- Şu kırmızı çatılı ev amcamın.
- Tom is now staying at his uncle's house.
- Tom şimdi amcasının evinde kalıyor.
- Tom is staying at his uncle's.
- Tom amcasının evinde kalıyor.
- Tom certainly didn't expect to inherit the house from his uncle.
- Tom kesinlikle amcasından evi miras alacağını ummuyordu.
- I'll stay with my uncle in Boston.
- Boston'daki amcamla kalacağım.
- My uncle studies English at the university.
- Amcam üniversitede İngilizce eğitimi alıyor.
- My uncle is generous with his money.
- Amcam para harcamada cömerttir.
- Your uncle took these pictures, didn't he?
- Bu resimleri amcan çekti, değil mi?
- I have just been to the station to see my uncle off.
- Az önce amcamı uğurlamak için istasyona gittim.
- My uncle comes back from America next Monday.
- Amcam gelecek Pazartesi Amerika'dan dönecek.
- I bought a beautiful silk tie for my uncle.
- Amcama güzel bir ipek kravat aldım.
Show More (529)
|