1 |
upstream |
akıntıya karşı |
adv., n. |
|
- Tom tried paddling his canoe upstream.
- Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeyi denedi.
- Tom tried paddling his canoe upstream.
- Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeye çalıştı.
Show More (-1)
|
2 |
upstream |
yukarı akım |
n. |
|
- That is why the agricultural sector has a particularly great interest in achieving high quality in the upstream market.
- Bu nedenle tarım sektörü, yukarı akış pazarında yüksek kaliteye ulaşma konusunda özellikle büyük bir ilgiye sahiptir.
Show More (-2)
|
3 |
upstream |
yukarı kıyıdaş |
adj. |
|
- Countries located upstream often exploit their natural advantages over the countries downstream.
- Yukarı kıyıdaş ülkeler genellikle aşağı kıyıdaş ülkelere karşı doğal avantajlarını kullanırlar.
Show More (-2)
|