|
- We in the European Union cannot conceive of spring if in China itself it is still the middle of winter.
- Çin'de hala kışın ortasıysa biz Avrupa Birliği'nde baharı düşünemeyiz.
- We in the European Union cannot conceive of spring if in China itself it is still the middle of winter.
- Çin'de hala kışın ortasındayken Avrupa Birliği olarak baharı düşünemeyiz.
- The winter months are going to be the most difficult in economic terms for a long time.
- Kış ayları ekonomik açıdan uzun zamandır en zor aylar olacak.
- We also know that up to 100 000 children may die this winter unless adequate supplies reach them in the coming weeks.
- Ayrıca önümüzdeki haftalarda yeterli malzeme ulaşmazsa bu kış 100.000 kadar çocuğun ölebileceğini biliyoruz.
- In Sweden, prices rose this winter by over 50% because of tensions between supply and demand.
- İsveç'te arz ve talep arasındaki gerilim nedeniyle bu kış fiyatlar %50'nin üzerinde artış gösterdi.
- The main objective of this forthcoming decision will be preparation for the winter.
- Önümüzdeki bu kararın ana hedefi kışa hazırlık olacaktır.
- Many of the families are now left homeless with winter approaching.
- Kış yaklaşırken ailelerin çoğu evsiz kaldı.
- It is important that women and children should survive the winter.
- Kadınların ve çocukların kışı atlatması önemlidir.
- So I look forward to seeing you back in this House in early winter next year.
- Gelecek yıl kış başında sizi tekrar bu Mecliste görmeyi dört gözle bekliyorum.
- We all know that this is not a good thing to do during the winter months and is in fact impossible.
- Hepimiz bunun kış aylarında yapılacak iyi bir şey olmadığını ve aslında imkansız olduğunu biliyoruz.
- A harsh winter has exposed a new type of safety risk in sea transportation.
- Sert geçen kış, deniz taşımacılığında yeni bir tür güvenlik riskini ortaya çıkarmıştır.
- Winter is due to start very shortly in Afghanistan, and these winters are exceptionally cold and difficult.
- Afganistan'da kış çok kısa bir süre sonra başlayacak ve bu kışlar son derece soğuk ve zorlu geçiyor.
- Winters should be cold, so you appreciate the spring more.
- Kışlar soğuk olmalı, bu yüzden baharın değerini daha iyi anlarsınız.
- Your chances of catching a cold this winter are very high.
- Bu kış üşütüp hasta olma olasılığınız çok fazla.
- And weary winter comin' fast and cozy here beneath the blast.
- Ve yorucu kış hızla geliyor ve burada fırtınanın gölgesinde rahat.
- Your chances of catching a cold this winter are very high.
- Bu kış üşütme olasılığınız çok yüksek.
- A couple of years ago we had a very hard winter.
- Birkaç yıl önceydi, çok çetin bir kış yaşamıştık.
- They stay fast asleep during winter and appear again in the spring.
- Kış boyunca derin uykuda kalırlar ve ilkbaharda tekrar ortaya çıkarlar.
- For three years we had bizarrely cold summers and mild winters.
- Üç yıl boyunca tuhaf bir şekilde soğuk yazlar ve ılıman kışlar yaşadık.
- Your chances of catching a cold this winter are very high.
- Bu kış soğuk algınlığına yakalanma ihtimaliniz çok yüksek.
- And weary winter comin' fast and cozy here beneath the blast.
- Ve bu fırtınayla buraya yorucu kış hızlı ve rahat bir şekilde geliyor.
- They stay fast asleep during winter and appear again in the spring.
- Kış boyu derin uykuda kalıyorlar ve ilkbaharda tekrar ortaya çıkıyorlar.
- And weary winter comin' fast and cozy here beneath the blast.
- Yorucu kış, şiddetli rüzgârla birlikte hızla ve rahat bir şekilde geliyor.
- They stay fast asleep during winter and appear again in the spring.
- Kış boyunca derin uykuda kalıyorlar ve baharda tekrar ortaya çıkıyorlar.
- Winters should be cold, so you appreciate the spring more.
- Kışlar soğuk olmalı, böylece baharın kıymetini daha iyi anlarsınız.
- For three years we had bizarrely cold summers and mild winters.
- Üç yıl boyunca acayip soğuk yazlar ve ılıman kışlar yaşadık.
- He was sick through the winter.
- O, kış boyunca hastaydı.
- It was very cold that winter.
- O kış çok soğuktu.
- Before winter I'll have the windows painted, as the paint on them is slowly peeling off, especially outside.
- Kış gelmeden pencereleri boyatacağım, çünkü boyaları yavaş yavaş dökülüyor, özellikle de dış taraftakiler.
- Spring comes between winter and summer.
- Kış ve Yaz arasında İlkbahar gelir.
- No one really knows what happened that winter night.
- O kış gecesi ne olduğunu kimse bilmiyor.
- The winter schedule has arrived.
- Kış programı geldi.
- The coming winter will be harsh.
- Önümüzdeki kış sert olacaktır.
- What's your favorite winter activity?
- Favori kış etkinliğin nedir?
- Winter is here, and the weather's getting cold.
- Burada mevsim kış ve hava soğuyor.
- The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.
- Kış Savaşı, Finlandiya ve Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.
- This is the coldest winter that we have had in thirty years.
- Son otuz yılın en soğuk kışını yaşıyoruz.
- Winter is drawing on.
- Kış yaklaşıyor.
- After winter, spring comes.
- Kıştan sonra ilkbahar gelir.
- We'll have little snow this winter.
- Bu kış çok az kar yağacak.
- How will they get through the cold winter in that tent?
- O çadırda soğuk kışı nasıl geçirecekler?
- It's snowed a lot more this winter than last winter.
- Bu kış geçen kıştan çok daha fazla kar yağdı.
- Winter is the most favorite season of mine.
- Kış benim en sevdiğim mevsimdir.
- I'm looking forward to visiting your country this winter.
- Bu kış ülkeni ziyaret etmeye can atıyorum.
- No winter lasts forever.
- Hiçbir kış sonsuza dek sürmez.
- I hear this is the coldest winter we have had in the past ten years.
- Son on yıldır yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.
- The coldest winter I ever spent was a summer in San Francisco.
- Şimdiye kadar geçirmiş olduğum en soğuk kış San Francisco'daki bir yazdı.
- Have you ever wondered how fish survive in cold winter weather, or where they go when lakes and ponds freeze over?
- Balıkların soğuk kış havasında nasıl hayatta kaldıklarını ya da göller ve göletler donduğunda nereye gittiklerini hiç merak ettiniz mi?
- I don't like winter.
- Kışı sevmiyorum.
- It's very cold this winter!
- Bu kış çok soğuk!
- This winter will probably be very cold.
- Bu kış muhtemelen çok soğuk geçecek.
- This happened every winter.
- Bu her kış olurdu.
- During the winter, he complains about the cold and during the summer he complains about the heat.
- O, kış sırasında soğuktan ve yaz sırasında sıcaktan şikayet eder.
- Have you ever wondered how fish survive in cold winter weather, or where they go when lakes and ponds freeze over?
- Soğuk kış havalarında balıkların nasıl hayatta kaldıklarını veya göller ve göletler donduğunda nereye gittiklerini hiç merak ettiniz mi?
- Cold winter came on.
- Soğuk kış geldi.
- Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.
- Hayat yağmur ve güneş ışığı, kar ve ısı, gök gürültüsü ve şimşek ve de kış ve yazdan oluşur.
- It'll be winter soon.
- Yakında kış olacak.
- We've had some bitter winters.
- Bazı sert kışlar yaşadık.
- Winter is the season I like best.
- Kış, en sevdiğim mevsimdir.
- The sky is a hazy shade of winter.
- Gökyüzü kışın puslu bir gölgesi.
- It's very cold, this winter!
- Bu kış çok soğuk!
- It'll be a long winter.
- Uzun bir kış olacak.
- Spring brings mild weather after the cold winter.
- Bahar soğuk kıştan sonra ılıman hava getirir.
- Some people like summer, and others like winter.
- Bazı insanlar yazı sever, bazıları da kışı.
- This was a winter evening.
- Bu bir kış akşamıydı.
- He went skiing during the winter.
- Kış boyunca kayak yapmaya gitti.
- Winter is the coldest season of the year, proof, sometime it snows.
- Yılın en soğuk mevsimi kıştır, kanıt, bazen kar yağar.
- Hatred is the winter of the heart.
- Nefret kalbin kışıdır.
- The winter will be severe.
- Kış sert geçecek.
- Tom is going to Boston this winter.
- Tom bu kış Boston'a gidiyor.
- Winter is the coldest season of the year.
- Kış yılın en soğuk mevsimidir.
- He longed for the winter to be over.
- O kışın bitmesini epeydir özledi.
- Winter in this area was extremely cold.
- Bu bölgede kış son derece soğuk geçerdi.
- Winter is my favorite season.
- Kış benim gözde mevsimimdir.
- It is likely to be cold this winter.
- Bu kış muhtemelen soğuk geçecek.
- Dan died at the end of the winter.
- Dan kış sonunda öldü.
- We ate boiled potatoes all winter.
- Bütün kış haşlanmış patates yedik.
- There has been a lot of sickness in my family this winter.
- Bu kış ailemde çok fazla hastalık oldu.
- Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.
- Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
- It'll be winter before long.
- Çok geçmeden kış olacak.
- Winter was long here and summer short.
- Burada kış uzun ve yaz kısadır.
- Winter weather is extremely hard in this area.
- Kış havası bu alanda son derece serttir.
- We've had a very hard winter.
- Çok sert bir kış yaşadık.
- The young plants are potted during the winter.
- Genç bitkiler kış boyunca saksıya alınır.
- This winter hasn't been cold.
- Bu kış soğuk değildi.
- We probably won't have much snow this winter.
- Muhtemelen bizde bu kış fazla kar yağmayacak.
- This winter has been mild.
- Bu kış yumuşaktı.
- The winter will be severe.
- Kış sert olacak.
- The coming winter would be one they would not soon forget.
- Yaklaşan kış, unutamayacakları bir kış olacaktı.
- Sometimes I'd like to know who invented winter and the cold.
- Bazen kışı ve soğuğu kimin icat ettiğini bilmek istiyorum.
- After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins.
- Arap Baharı'ndan sonra kış geldi ama kar yıkıntıları örtmedi.
- The coldest winter I ever spent was a summer in San Francisco.
- Geçirdiğim en soğuk kış San Francisco'da geçirdiğim bir yazdı.
- I want to come here next winter again.
- Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- There was a long winter before them.
- Onlardan önce uzun bir kış vardı.
- Colds are prevalent this winter.
- Soğuk algınlığı, bu kış yaygın.
- It’s cold and winter is beautiful.
- Hava soğuk ve kış güzel.
- This is the coldest winter we have had in twenty years, I hear.
- Son yirmi yılın en soğuk kışını yaşadığımızı duydum.
- We've had much more snow this winter than is normally the case.
- Bizde bu kış normalden çok daha fazla kar yağdı.
- My family goes skiing every winter.
- Ailem her kış kayağa gider.
- No winter lasts forever.
- Hiçbir kış sonsuza kadar sürmez.
- It was the end of winter, and the weather was very cold.
- Kışın sonuydu ve hava çok soğuktu.
- I'm going to Boston this winter.
- Bu kış Boston'a gidiyorum.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
- Moskova'nın soğuk kışlarında başınıza bir şapka takmak en iyisidir.
- The worst thing about winter is the snow.
- Kış hakkındaki en kötü şey kardır.
- Winter has come.
- Kış geldi.
- In autumn some animals store food for the winter.
- Sonbaharda bazı hayvanlar kış için yiyecek biriktirirler.
- How was your winter?
- Kışınız nasıl geçti?
- Winter is my favorite season.
- Kış benim en sevdiğim mevsimdir.
- Most people like summer, but as for me, I like winter much better.
- Çoğu insan yaz mevsimini sever, ama bana gelince, kışı daha çok severim.
- It snows in the south during the winter.
- Kış boyunca güneyde kar yağar.
- Arctic ground squirrels hibernate during the winter.
- Kutup yer sincapları kış boyunca kış uykusuna yatarlar.
- Ice covers the lake during the winter.
- Kışın gölü buz kaplar.
- Winter brings many good things, but also bad things.
- Kış çok iyi şeyler getirir, aynı zamanda kötü şeyler de getirir.
- This was happening every winter.
- Bu her kış oluyordu.
- Tom doesn't like winter.
- Tom kışı sevmez.
- My family goes skiing every winter.
- Ailem her kış kayak yapmaya gider.
- Black coats are in fashion this winter.
- Bu kış siyah paltolar moda.
- The heating must be expensive during the winter.
- Kış aylarında ısıtma pahalı olmalı.
- We had less snow this winter than last.
- Bu kış öncekinden daha az kar var.
- I love winter light.
- Kış ışığını seviyorum.
- Winter is just around the corner.
- Kış yaklaşıyor.
- We've had some very cold winters.
- Bazı çok soğuk kışlar yaşadık.
- I'm going to Boston this winter.
- Bu kış Boston'a gideceğim.
- It's going to be winter before long.
- Çok geçmeden kış olacak.
- In Germany winters are colder than they are in Italy.
- Almanya'da kışlar İtalya'dakinden daha soğuk geçer.
- This winter has been mild.
- Bu kış ılıman geçti.
- Winter is the coldest season of the year, proof, sometime it snows.
- Kış yılın en soğuk mevsimidir, kanıt, bazen kar yağar.
- Snow fell early this winter.
- Bu kış kar erken yağdı.
- Winter is the season I like best.
- Kış en çok sevdiğim mevsimdir.
- I don't like warm winters.
- Sıcak kışları sevmem.
- He is talking of going to Spain this winter.
- Bu kış İspanya'ya gitmekten bahsediyor.
- This winter the record for snowfall was broken.
- Bu kış, kar yağışı rekoru kırıldı.
- Spring comes after winter.
- Kıştan sonra İlkbahar gelir.
- The government would give them food for the winter.
- Hükümet onlara kış için yiyecek veriyordu.
- Since Mary gained weight over the winter, I think it's likely her swimsuit won't fit her anymore.
- Mary kış boyunca kilo aldığı için, sanırım mayosu artık ona uymayacak.
- The frosty winter will soon come to an end.
- Soğuk kış yakında sona erecek.
- Spring comes after winter.
- Bahar kıştan sonra gelir.
- What's your favorite winter food?
- En sevdiğiniz kış yemeği nedir?
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
- Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.
- He skis in Hokkaido every winter.
- Her Kış Hokkaido'da kayak yapar.
- They go skiing at Nozawa every winter.
- Her kış Nozawa'da kayağa gidiyorlar.
- The hotel remains closed during the winter.
- Otel, kış boyunca kapalı kalır.
- It’s cold and winter is beautiful.
- Hava soğuk ve kış çok güzel.
- With winter coming on, the mountains will soon be covered with snow.
- Kış yaklaşırken, dağlar yakında karla kaplanacak.
- Cold and dry, splendid sunshine, what beautiful winter weather!
- Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!
- Snow indicates the arrival of winter.
- Kar kışın geldiğini gösterir.
- Spring comes between winter and summer.
- Bahar kış ve yaz arasında gelir.
- This is the coldest winter that we have had in thirty years.
- Bu, otuz yıl içerisinde yaşadığımız en soğuk kıştır.
- It's very cold this winter.
- Bu kış çok soğuk.
- I'm leaving on a trip at the beginning of winter.
- Kışın başında bir seyahate çıkıyorum.
- Spring follows winter.
- Bahar kışı takip eder.
- German winters are cold.
- Alman kışları soğuktur.
- As long as it was winter, he did not go outdoors.
- Kış olduğu sürece dışarı çıkmazdı.
- Northern flying squirrels often share nests during the winter.
- Kuzey uçan sincapları kış boyunca yuvalarını paylaşırlar.
- Winter started with heavy fall of snow.
- Kış yoğun kar yağışı ile başladı.
- Tom always feels depressed during the cold winter months.
- Tom soğuk kış aylarında her zaman depresif hisseder.
- Have you fitted your winter tyres?
- Kış lastiklerinizi taktınız mı?
- This winter has been mild.
- Bu kış ılımandı.
- This winter began with an unprecedented amount of snow.
- Bu kış benzeri görülmemiş miktarda karla başladı.
- As winter approaches, the days get shorter and shorter.
- Kış yaklaştıkça, günler gittikçe kısalır.
- It was an unusually mild winter.
- Alışılmadık derecede ılıman bir kıştı.
- I still do that every winter.
- Hâlâ onu her kış yapıyorum.
- This year's winter is very mild.
- Bu yıl kış çok ılıman geçiyor.
- Winter is just around the corner.
- Kış geliyor.
- I hear this is the coldest winter we have had in the past ten years.
- Bunun son on yılda yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.
- We will have little snow this winter.
- Bu kış çok az kar yağacak.
- We expect a very cold winter this year.
- Bu yıl çok soğuk bir kış bekliyoruz.
- Tom worked hard this winter.
- Tom bu kış çok çalıştı.
- Winter is cold, but I like it.
- Kış soğuktur ama ben severim.
- After fall comes winter.
- Sonbahardan sonra kış gelir.
- Winter is snow time.
- Kış, kar zamanıdır.
- I wonder if it will snow in our town this winter.
- Bu kış şehrimizde kar yağıp yağmayacağını merak ediyorum.
- Which do you like better, summer or winter?
- Hangisini daha çok seviyorsun, yazı mı kışı mı?
- It will be winter before long.
- Çok geçmeden kış gelecek.
- The Winter War was a military conflict between Finland and the Soviet Union.
- Kış Savaşı, Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasındaki askeri bir çatışmaydı.
- We ate boiled potatoes all winter.
- Biz bütün kış haşlanmış patates yedik.
- During the winter, he complains about the cold and during the summer he complains about the heat.
- Kış aylarında soğuktan, yaz aylarında ise sıcaktan şikayet ediyor.
- It was very cold that winter.
- O kış hava çok soğuktu.
- During winter I sleep with two blankets.
- Kış boyunca iki battaniye ile uyurum.
- Caribou eat almost only lichen during the winter.
- Kuzey Amerika ren geyiği kışın neredeyse sadece liken yer.
- They would stay there for the winter.
- Kış boyunca orada kalacaklardı.
- Tom gained weight over the winter.
- Tom kış boyunca kilo aldı.
- It was the end of winter, and the weather was very cold.
- Kış sonuydu ve hava çok soğuktu.
- Winter brings many good things, but also bad things.
- Kış birçok iyi şeyin yanı sıra kötü şeyler de getirir.
- It's very cold, this winter!
- Bu kış çok soğuk.
- I still do that every winter.
- Bunu hala her kış yapıyorum.
- Northern flying squirrels often share nests during the winter.
- Kuzeyden uçan sincaplar genellikle kış aylarında yuvalarını paylaşır.
- In the summer, ants gather food for the winter.
- Yaz aylarında, karıncalar kış için yiyecek toplarlar.
- Ice covers the lake during the winter.
- Buz kış boyunca gölü kaplar.
- This is the mildest winter that we have ever experienced.
- Bu şimdiye kadar yaşadığımız en ılıman kış.
- Tom is thinking of going to Boston next winter.
- Tom gelecek kış Boston'a gitmeyi düşünüyor.
- We have had more snow than usual this winter.
- Bu kış her zamankinden daha çok kar vardı.
- He was sick through the winter.
- Kış boyunca hastaydı.
- I'm going to Florida for the winter.
- Kış için Florida'ya gidiyorum.
- Snow indicates the arrival of winter.
- Kar, kışın gelişini gösterir.
- I hate winter.
- Kıştan nefret ederim.
- I'm looking forward to visiting your country this winter.
- Bu kış ülkenizi ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
- It was a very cold winter.
- Çok soğuk bir kıştı.
- After winter, spring comes.
- Kıştan sonra bahar gelir.
- Winter is gone.
- Kış gitti.
- Winter is approaching.
- Kış yaklaşıyor.
- The winter has passed, and spring has arrived.
- Kış geçti ve bahar geldi.
- The coming winter will be harsh.
- Önümüzdeki kış sert geçecek.
- The heating must be expensive during the winter.
- Isıtma kış boyunca pahalı olmalı.
- Some people like summer, and others like winter.
- Bazıları insanlar yaz mevsimini, diğerleri ise kışı sever.
- I hate the winter.
- Kıştan nefret ediyorum.
- It was a calm winter evening.
- Sakin bir kış akşamıydı.
- During the winter, I sleep with two quilts.
- Kış boyunca, iki yorgan ile uyurum.
- With the arrival of winter, the leaves on the trees fall down.
- Kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar dökülür.
- This winter the record for snowfall was broken.
- Bu kış rekor düzeyde kar yağdı.
- Dan died at the end of the winter.
- Dan kışın sonunda öldü.
- It'll be winter before long.
- Çok geçmeden kış gelecek.
- I love winter light.
- Kış güneşini seviyorum.
- It looks like winter is here to stay.
- Görünüşe göre kış burada kalacak.
- Winter is gone.
- Kış bitti.
- I went skiing for the first time this winter.
- Bu kış ilk defa kayak yapmaya gittim.
- It's very cold this winter!
- Bu kış hava çok soğuk.
- Winter started with heavy fall of snow.
- Kış, yoğun kar yağışı ile başladı.
- Tom does not like the winter.
- Tom kışı sevmez.
- I plan to make a trip to China during or soon after the winter.
- Kış aylarında ya da hemen sonrasında Çin'e bir gezi yapmayı planlıyorum.
- Winter is finally coming.
- Kış sonunda geliyor.
- We had less snow this winter than we had expected.
- Bu kış beklediğimizden daha az kar yağdı.
- Winter is cold, but I like it.
- Kış soğuk fakat ben onu seviyorum.
- Winter does not look real without snow.
- Kış kar olmadan gerçek görünmez.
- This winter I plan to go skiing every weekend.
- Bu kış her hafta sonu kayak yapmayı planlıyorum.
- We have had little snow this winter.
- Bu kış çok az kar yağdı.
- They go skiing at Nozawa every winter.
- Her Kış Nozawa'ya kayak yapmaya giderler.
- I don't like warm winters.
- Ben sıcak kışları sevmiyorum.
- Winter in New York can be very cold.
- New York'ta kış çok soğuk olabilir.
- Tom worked hard this winter.
- Tom bu kış sıkı çalıştı.
- The hotel remains closed during the winter.
- Otel kış aylarında kapalı kalıyor.
- We are all but ready for the cold winter.
- Soğuk kış için neredeyse hazırız.
- This winter the record for snowfall was broken.
- Bu kış kar yağışı rekor kırdı.
- What's your favorite winter activity?
- En sevdiğiniz kış aktivitesi nedir?
- I love winter.
- Kışı severim.
- There was a long winter before them.
- Önlerinde uzun bir kış vardı.
- It snows here during the winter.
- Burada kış boyunca kar yağar.
- Winter is coming soon.
- Kış yakında geliyor.
- The winters were bitterly cold.
- Kışlar çok sert geçiyordu.
- I plan to make a trip to China during or soon after the winter.
- Kışın veya hemen sonrasında Çin'e bir gezi yapmayı planlıyorum.
- I'm leaving on a trip at the beginning of winter.
- Kışın başında bir geziye çıkıyorum.
- Winter is just beginning.
- Kış yeni başlıyor.
- The island is covered with ice and snow during the winter.
- Ada kış boyunca buzla ve karla kaplıdır.
- How will they get through the cold winter in that tent?
- Onlar soğuk kışı o çadırda nasıl geçirecek?
- We're having a mild winter.
- Hafif bir kış yaşıyoruz.
- Cold and dry, splendid sunshine, what beautiful winter weather!
- Soğuk ve kuru, muhteşem güneş ışığı, ne güzel bir kış havası!
- There are people who like the summer and people who like the winter.
- Yazı seven ve kışı seven kişiler vardır.
- I want to go south for the winter.
- Kış için güneye gitmek istiyorum.
- Most people like summer, but as for me, I like winter much better.
- Çoğu insan yazı sever, ama ben kışı daha çok seviyorum.
- Have you fitted your winter tyres?
- Kış lastiklerini taktın mı?
- He longed for the winter to be over.
- Kışın bitmesini özlemle bekliyordu.
- Tom has been sick all winter.
- Tom bütün kış hastaydı.
- The four seasons of the year are spring, summer, autumn, and winter.
- Yılın dört mevsimi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.
- Which do you like better, summer or winter?
- Hangisini daha çok seversin, yazı mı yoksa kışı mı?
- We have had more snow than usual this winter.
- Bu kış normalden daha fazla kar yağdı.
- It snows here during the winter.
- Buraya kışın kar yağar.
- It snows here during the winter.
- Kışları buraya kar yağar.
- The island is covered with ice and snow during the winter.
- Ada, kış aylarında buz ve karla kaplıdır.
- With the arrival of winter, the leaves on the trees fall down.
- Kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar düşer.
- I wonder if it will snow in our town this winter.
- Acaba bu kış kasabamıza kar yağacak mı?
- No one really knows what happened that winter night.
- Hiç kimse gerçekten o kış gecesi ne olduğunu bilmiyor.
- Winter is here, and the weather's getting cold.
- Kış geldi ve hava soğuyor.
- The temperature is above average this winter.
- Bu kış sıcaklık ortalamanın üzerinde.
- I get chapped lips every winter.
- Her kış dudaklarım çatlar.
- Before winter starts, the swallows fly south.
- Kış başlamadan önce kırlangıçlar güneye uçar.
- Winter changed to spring.
- Kış bahara döndü.
- This was the coldest winter in twenty years.
- Bu kış son yirmi yılın en soğuk kışıydı.
- Tom always feels depressed during the cold winter months.
- Tom her zaman soğuk kış aylarında depresif hisseder.
- We've had a lot of storms this winter.
- Bu kış çok fazla fırtına yaşadık.
- This winter is expected to be colder than the previous one.
- Bu kışın bir öncekinden daha soğuk geçmesi bekleniyor.
- As long as it was winter, he did not go outdoors.
- Kış olduğu sürece o dışarı çıkmadı.
- The young plants are potted during the winter.
- Genç bitkiler kışın saksıya dikilir.
- With winter coming on, the mountains will soon be covered with snow.
- Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.
- During the winter, I sleep with two quilts.
- Kış boyunca iki yorganla uyuyorum.
- It was a quiet winter evening.
- Sakin bir kış akşamıydı.
- We expect a very cold winter this year.
- Biz bu yıl çok soğuk bir kış bekliyoruz.
- This winter hasn't been cold.
- Bu kış soğuk geçmedi.
- We will have little snow this winter.
- Bu kış çok az karımız olacak.
- It is likely to be cold this winter.
- Bu kış muhtemelen soğuk olacak.
- Tom is thinking of going to Boston next winter.
- Tom önümüzdeki kış Boston'a gitmeyi düşünüyor.
- Summer is disappearing and winter approaches.
- Yaz kayboluyor ve kış yaklaşıyor.
- Winter swimming isn't dangerous for healthy people.
- Kışın yüzmek sağlıklı insanlar için tehlikeli değildir.
- Tom was born on a cold winter morning.
- Tom soğuk bir kış sabahı doğdu.
- What's your favorite winter food?
- Favori kış yiyeceğin nedir?
- This winter is expected to be colder than the previous one.
- Bu kışın bir önceki kıştan daha soğuk olması bekleniyor.
- Germany's winters are colder than Italy's.
- Almanya'nın kışları İtalya'nınkilerden daha soğuktur.
- All the days of the earth, seedtime and harvest, cold and heat, summer and winter, night and day, shall not cease.
- Yeryüzünün bütün günleri, tohum zamanı ve hasat, soğuk ve sıcak, yaz ve kış, gece ve gündüz sona ermeyecek.
- Colds are prevalent this winter.
- Bu kış soğuk algınlığı yaygın.
- We're running short of fuel for the winter.
- Kış için yakıtımız azalıyor.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
- Uzun ve acımasız kış nihayet sona erdi ve yerini ılık bir bahara bıraktı.
- As winter approaches, the days get shorter and shorter.
- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- I don't enjoy eating ice cream during the winter.
- Kışın dondurma yemekten zevk almam.
- Winter changed to spring.
- Kış yerini bahara bıraktı.
- I suffer from depression during the winter.
- Kış aylarında depresyondan muzdarip oluyorum.
- This winter we experienced many rainstorms.
- Bu kış birçok yağmur fırtınası yaşadık.
- The worst thing about winter is the snow.
- Kışın en kötü yanı kardır.
- Unfortunately, the food supplies ran out before the end of winter.
- Ne yazık ki kış bitmeden yiyecek stokları tükendi.
- The winter was cold and snowy.
- Kış soğuk ve karlıydı.
- Many bees died during the winter.
- Kış boyunca birçok arı öldü.
- This winter began with an unprecedented amount of snow.
- Bu kış eşi benzeri görülmemiş miktarda karla başladı.
- The coming winter would be one they would not soon forget.
- Gelecek kış onların kısa sürede unutmayacakları bir kış olacak.
- The winters are cold in Canada.
- Kanada'da kışlar soğuktur.
- It's going to be a long winter.
- Uzun bir kış olacak.
- This winter will probably be very cold.
- Bu kış galiba çok soğuk olacak.
- We experienced an especially difficult winter.
- Özellikle zor bir kış yaşadık.
- He gave me chapter and verse on how bears pass the winter.
- Bana ayıların kışı nasıl geçirdiğini tüm detayları ile anlattı.
- There are four seasons in a year - spring, summer, fall, and winter.
- Bir yılda dört mevsim vardır; ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış.
- Arctic ground squirrels hibernate during the winter.
- Arktika tarla sincabı kış aylarında kış uykusuna yatar.
- In Germany winters are colder than they are in Italy.
- Almanya'da kışlar İtalya'da olduklarından daha soğuktur.
- Tom says he's planning to go to Boston this winter.
- Tom bu kış Boston'a gitmeyi planladığını söylüyor.
- The days grow shorter as winter approaches.
- Kış yaklaştıkça günler kısalıyor.
- In the summer, ants gather food for the winter.
- Yazın karıncalar kış için yiyecek toplar.
- This is the coldest winter we have had in twenty years, I hear.
- Bunun bizim yirmi yıl içerisinde yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.
- Snow fell early this winter.
- Kar bu kış erken düştü.
- Winter weather is extremely hard in this area.
- Bu bölgede kış havası çok sert geçer.
- Tom doesn't like winter.
- Tom kışı sevmiyor.
- This winter is warm.
- Bu kış ılık.
- Winter will arrive soon enough.
- Kış yakında gelecek.
- Winter is finally coming.
- Kış nihayet geliyor.
- It rained a lot that winter.
- O kış çok yağmur yağdı.
- Winter is cold, but I like it.
- Kış soğuktur ama hoşuma gidiyor.
- It always snows during winter in Canada.
- Kanada'da kışın her zaman kar yağar.
- I want to come here next winter again.
- Önümüzdeki kış yine buraya gelmek istiyorum.
- Winter was long here and summer short.
- Burada kış uzun, yaz kısaydı.
- Black coats are in fashion this winter.
- Siyah ceketler bu kış moda.
- I hate the winter.
- Kıştan nefret ederim.
- This winter has been mild.
- Bu kış yumuşak geçti.
- This is the mildest winter that we have ever experienced.
- Bu şimdiye kadar yaşadığımız en hafif kış.
- We had less snow this winter than last.
- Bu kış geçen kıştan daha az kar yağdı.
- We're running short of fuel for the winter.
- Kış için yakıtımız tükeniyor.
- It snows in the south during the winter.
- Kışın güneyde kar yağar.
- I went skiing for the first time this winter.
- Bu kış ilk kez kayak yapmaya gittim.
- Winter is cold, but I like it.
- Kış soğuk, ama ben seviyorum.
- Keep yourself alive during winter.
- Kış boyunca kendinizi canlı tutun.
- Spring brings mild weather after the cold winter.
- Bahar, soğuk kıştan sonra ılıman havayı getirir.
- As winter approaches, the days get shorter and shorter.
- Kış yaklaştıkça, günler kısalır ve kısalır.
- I think it'll be a busy winter.
- Sanırım yoğun bir kış olacak.
- German winters are cold.
- Alman kışları soğuk olur.
- Soon it'll be winter.
- Yakında kış olacak.
- I hate winter.
- Kıştan nefret ediyorum.
- Caribou eat almost only lichen during the winter.
- Ren geyikleri kış boyunca neredeyse sadece liken yerler.
- I don't enjoy eating ice cream during the winter.
- Kış aylarında dondurma yemekten hoşlanmıyorum.
- It was an unusually mild winter.
- Olağandışı bir şekilde ılıman bir kıştı.
- I think it'll be a busy winter.
- Bence yoğun bir kış olacak.
- I like to spend winters in Germany.
- Kışları Almanya'da geçirmeyi seviyorum.
- The days grow shorter as winter approaches.
- Kış yaklaşırken günler kısalır.
- Winter is over and spring has come.
- Kış bitti ve bahar geldi.
- We have had a lot of snow this winter.
- Bu kış çok fazla kar yağdı.
- Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.
- Ne yazık ki yiyecek stokları kış bitmeden tükendi.
- The government would give them food for the winter.
- Hükümet kış için onlara yemek verirdi.
- As winter approaches, the days get shorter and shorter.
- Kış yaklaştıkça günler gitgide kısalıyor.
- Germany's winters are colder than Italy's.
- Almanya'nın kışları İtalya'nınkinden daha soğuktur.
- Life consists of rain and sunshine, of snow and heat, of thunder and lightning, and of winter and summer.
- Hayat yağmur ve güneşten, kar ve sıcaktan, gök gürültüsü ve şimşekten, kış ve yazdan oluşur.
- This winter I plan to go skiing every weekend.
- Bu kış her hafta sonu kayağa gitmeyi planlıyorum.
- They would stay there for the winter.
- Kış boyunca orada kalırlardı.
- What began 21 months ago in the depths of winter cannot end on this autumn night.
- 21 ay önce kışın derinliklerinde başlayan şey bu sonbahar gecesinde sona eremez.
- Keep yourself alive during winter.
- Kış boyunca kendini hayatta tut.
- After winter comes spring.
- Kıştan sonra bahar gelir.
- In autumn some animals store food for the winter.
- Sonbaharda bazı hayvanlar kış için yiyecek depolar.
- After the Arab Spring came the winter, but the snow hasn't covered the ruins.
- Arap Baharından sonra kış geldi ama kar harabeleri kaplamadı.
- Winter is the coldest season in a year.
- Kış, yılın en soğuk mevsimidir.
- Winter does not look real without snow.
- Kar olmadan kış gerçek görünmüyor.
- This winter is warm.
- Bu kış ılık geçecek.
- Winter is over and spring has come.
- Kış sona erdi ve ilkbahar geldi.
Show More (361)
|